Ali Haydar Efendi’nin h.1260 tarihli celi ta’lik hattıyla yazmış olduğu Şûra suresi 19. Ayet-i kerime “Allahu latîfun bi ibâdih: Allah kullarına çok lütufkârdır” mealindeki levhasına bakarken insan ister istemez “Latîfe latîf gerek.” sözünü de daha iyi anlıyor. Bu güzel yazı sanki şunları söylüyor:
Allah kullarına çok latiftir; insanı da çok latif yaratmıştır; ruhunun inceliklerini ve ondaki yaratılış güzelliklerini de ortaya çıkartacak olan yine Allah’tır, bazen verdikleriyle bazen de aldıklarıyla lutfeder. Buna mükabil biz de her tövbemizde Allah’a rucû ederiz. Temizlendikçe latifleşiriz, yaratılmışlığımızdaki cevherler ortaya çıkar.
Yine tövbe etmekle ilgili Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’inde “O, kullarından tövbeyi kabul eden, (tövbe ile) kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.” (Şûra, 42/25) buyurur. Gelin bunu hem göze hem gönle duyuracak bir levha ile aktarmaya çalışalım:
İstifin okunuşu şöyledir: “Ve hüvellezi yekbelü’t-tevbete an ibâdihi ve ya’fu ani’s seyyiâti ve ya’lemü ma tef’alûn”
Tövbe ve duayla insanın halleri güzelleşir, değişirmiş. Bu niyaza gözleri ve gönülleri şen edecek bir başka yazıyla amin diyelim:
Necmeddin Okyay’ın h. 1377 tarihli celi ta’lik hattıyla yazmış olduğu dua niteliğindeki levhasının okunuşu şöyledir:
“Allahümme yâ muhavvile’l havli ve’l ahvâl/Havvil hâlenâ ilâ ahseni’l hâl”
“Ey halleri değiştiren Allah’ım, bizim halimizi de en güzel hale çevir.”
ne kadar faydalı bir dokunuş. emeğinize sağlık.
İstifadesi ziyade olsun, teşekkür ederiz.
✿ Allah razı olsunn.
Estağfirullah, ecmain..
Aminnn
🌹