Medeniyet Şehirleri

Balkon Sefası

0

Her Hataylının yakından tanıdığı, dört mevsim yaşanan bir keyif sezonudur bu. Gece sefası, gündüz sefası, misafirle olanı, yalnızken olanı gibi birçok türü vardır. Her türlü sosyoekonomik seviyeye hitap eder, her eğitim seviyesindeki kişinin bayıldığı bir aktivitedir. Siz buna balkon sefası diyebilirsiniz, benim için bunun adı balkon sevdasıdır.

Nisan ayından itibaren kahve sohbetlerinin taşındığı yerin adıdır balkon. Aynı anda hem evde hem de dışarıda olma hissini veren bir mekân olmasından mıdır nedir; evin verdiği güven hissi ile sokaktaki özgürlüğün birleştiği yerdir. Hatay’da balkonu olmayan ev neredeyse yoktur. İnsanların ev ararken özellikle balkonlu ev araması ya da ev inşa edilirken kocaman bir balkonu olması da bundandır.

Balkon her evin en güzel yeridir. Yıldızsız gecede bile güzeldir, güneşsiz günde bile… Hele yağmurlu günde yıldızlar orda mı diye havayı seyrettiğinde, karşıdaki evlerin ışıklarına baktığında, gökle yer arasında her şeyden uzak ama bir o kadar da yakın… balkondaki an, huzurun anı… Oturduğun sandalye ve ayaklarını uzattığın demirler senindir zaten de; sanki gökyüzü de senindir, gökteki ay da, yıldızlar da, arkandan hafif çalan müzik de,  yüzüne vuran akşam serinliği de, sana eşlik eden rüzgar da senindir.

Envai çeşit çiçeklerin alınıp balkona yerleştirilmesi, uzayan balkon sefalarını güzelleştirir. Biz rüzgârın ritmine kendimizi kaptırarak hayallere dalarız. İşte bu terapinin ta kendisidir. Çiçekleriyle, şöminesiyle, koltuklarıyla evin bir odası gibi döşenmişse eğer, balkon keyfi bambaşka olur. Süslü püslü misafir odalarında oturup kasılmak yerine her zaman balkon tercih edilir. Misafir kim olursa olsun, balkondaki muhabbet ortamı bambaşka bir samimiyete bürünür benim memleketimde. Minderler yere serilir, çay demlenir, sehpanın üzerine bisküvi ve çay bardakları konur, sonra bitmek tükenmek bilmeyen, açıkçası bitmesi pek de istenmeyen bir sohbet başlar. Hafif bir rüzgâr eşliğinde, sofrada güzel yemekler ve kaliteli dostlar… Sürekli kaynayan çay ile gece balkonda yapılan sohbetler, her anıyla kaç yaşında olursa olsun bir Hataylının hafızasından silinmeyen bir güzelliğe sahiptir. 

Hem birlikteliklerin hem de beraberliklerin verdiği zevkin doruk noktasına ulaştığı yerdir balkon. Aileyleyken de, dostlarlayken de, hatta yalnızken de keyif sürülebilecek bir mekandır. İster babaanne/anneanne ve dede önderliğinde başlayıp, hala/teyze, enişte ve kuzenler ile birlikte; mangal keyfi sonrası kavun, karpuz yenerek; çay demlenerek ve çekirdek çitleyerek devam etsin isterse de yanınızda beraber dışarı bakıp susacağınız kimse olmasın… Yoldan geçen otomobilleri seyredebileceğiniz, yağmur yağıyorsa damlaların sesiyle içinizin sesini bastırabileceğiniz, ayaklarınızı uzatıp güzelce dinlenebileceğiniz, yağmuru dinleyebileceğiniz, hayal kurabileceğiniz, hayallerinizin yerini alan hayal kırıklıklarına ağlayabileceğiniz en güzel yerdir balkon.

Kitabını – içeceğini veya bilgisayarını- patlamış mısırını alıp güzel bir gece geçirmek isteyenlerin, hayatında her şey yolunda gitmeyip de her şeyin mükemmel olduğu bir dünyaya gözlerini kapatmak isteyenlerin, eşiyle baş başayken günün eleştirisini yapmak isteyenlerin … bayıldığı bir açık hava atraksiyonunun adıdır balkon!

Yalnız insana bu yalnızlığını unutturan bir yerdir balkon. Yapacak hiçbir işi olmayıp sandalyede gelen geçen insanlara bakınca; hayatın aktığını görürsünüz ve bir nebze olsun siz de hayata dönersiniz. Bir ihtiyar, elinde ekmek poşetiyle aheste aheste evine yürürken balkonda oturan ahaliye başıyla selam verir. Ayak üstü hoş beş edilir. Bir araba geçer tıngır mıngır, gençler bisiklet sürerken birbirlerine laf atarlar. Apartmana giren komşularla merhabalaşmalar. İster liseli bir genç olsun, ister eşini kaybetmiş bir ihtiyar; müziğe kısık bir sesle eşlik edip aşağıdan geçenlerin dumurunu seyredebileceğiniz ve gelen geçenle selamlaşıp hoş beş edebileceğiniz bir balkonunuz varsa; o zaman yalnız değilsiniz demektir bu.

Kısacası bizim kültürümüzde balkon keyfi diye adlandırdığımız şey, metropollerdeki sosyal aktivitelerin birçoğunu içinde barındırır. Yani balkon bize türlü türlü imkânı sunan, bize ait sosyal tesis diyebiliriz. Metropollerde bahçeli evlerin yerini apartmanlara bıraktığı dönemde balkonun kabusa dönüştüğünü söylediğinizi duyar gibiyim. Bütün binaların iç içe olması, evlerin pencereleri dip dibe olduğundan balkona çıkınca karşı penceredeki kişiyle göz göze gelmek, aşırı toz-gürültü, 4 kişilik masanın dahi zor sığdığı 0,5 metrekarelik balkonlar… Bu gibi sebeplerden bırakın balkonda oturmayı nefes almak için dahi çıkmak istemememiz gayet normal. Yoksa balkon sevilmez mi? Zaten yeni evlerin balkonsuz yapılması ya da balkonun odaya katılması, metropollerin bu keyfi yavaş yavaş unutacağının göstergesidir.

Süleymaniye

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir