Edebi-Tarihi

Bayram ve Çocuk

0

Bayramın ilk günüydü. Kapıların tüm çocuklara koşulsuz açıldığı gün. Bir çocuk gelmişti kapıya. Birazcık topluca. Yanakları tam mıncırmalık. Bir kaç saniye bakışmanın ardından çocuğun dili çözüldü.

-“İyi bayramlar teyze.”

-“İyi bayramlar canım.”

Şeker tabağı uzatılınca çekingen avuçları bir kaç tane şekere uzandı.

-“Yook.. Öyle değil. Bugün bayram. Avuçla al ceplerini doldur.”

Çocuğun yanakları kızardı. Tabağı uzatanın gönlü coştu. Tam kapılar kapanıp herkes kendi dünyasına dönecekti ki  çocuk son bir cesaretle;

-“Teyze!”

-“Buyur canım.”

-“Ben bugün hiç harçlık toplayamadım.”

-“Kıyamam sana. Hadi ilk harçlığın benden olsun.” Cüzdandan çıkanlar çocuğun avuçlarına döküldü. Çocuk harçlığı alırken hem sevinçli hem utangaç kekeliyordu.

“Allah… Allah… Allah… Neye ihtiyacın varsa hepsini sana versin.”

“Çocuk senin güzel yanaklarını mıncırmadan kaybol buradan.”

Çocuklar için şeker bayramıydı. Harçlık bayramıydı. Ama biz yetişkinler için Fıtrat bayramıdır. Çocukların şeker bayramı, büyüklerin Fıtrat bayramı mübarek olsundu.

Rukiye Ersoy
Her şey hikayeyken bizde kendi hikayemizin peşine düşmüş bir yolcuyuz.

Özrün En Kıymetlisi: Tövbe

Önceki içerik

Velid Yasin (Waleed Yassin)

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir