Sosyal

Boşluğa Dikkat / Mind The Gap:

8

Toplu taşıma araçlarını kullanan bir kişinin bu cümleyi görmemesi pek mümkün değildir. Metroların, Marmaray’ın kapı eşiklerinde seslenir bu cümle: Boşluğa dikkat!

Hani bir de bir cümle vardır, duymayan yoktur: Fıtrat boşluk kabul etmez.

Boşluklardan gidiyoruz hazır, insandaki 7 boşluğa da değinelim. Hz. Mevlâna insan-ı kamili ney sembolizmi üzerinden anlatırken, her ikisinde de 7 boşluğun/deliğin olduğundan bahseder. Baktığımızda 2 kulak boşluğu, 2 burun boşluğu, 2 göz boşluğu ve 1 ağız boşluğu kişinin başına yerleştirilmiş deliklerdir.

Şimdi tüm bu boşlukları birbirine bağlayalım. Boşluğa dikkat! Çünkü Allah Teâlâ’nın insanı yaratmış olduğu kalıp üzere bu boşluklara ne doldurulursa, insan da onlarla dolacaktır. Düşündüğümüzde bu boşluklardan her ne giriyorsa kişi onlarla beslenmekte, şekillenmekte, onlarla gelişmektedir.

Ağız boşluğundan Allah Teâlâ’nın helal kıldığı nimetler ile kendisini doyuran kimse, bu nimetlerle hem maddi olarak beslenmekte hem de bu nimetlerle ikram edilen kuvvet sayesinde hareket edebilmektedir. Yedikleri; ibadetlerine, günlük yaşam faaliyetlerine, hareketlerine bir enerji vesilesi olmaktadır. İmam Gazâlî, Kimya-i Saadet isimli eserinde, geniş bir bölümü yemek yemenin edeplerine ayırmıştır. İbadete takat bulabilmesine vesile olacağı için kişinin yediklerinin dahi ibadet hükmünde olacağından bahseder. Kişinin bu hal ile yemek yemenin edebine riayet etmesini de ahiret, salih amel ve ilim niyeti ile ilişkilendirerek açıklar. Kişinin yediklerinin helal lokma olması ve hayır niyeti üzere bulunması en önemli noktalardır. Buradan hareketle eğer kişi neyi, nasıl yediğine dikkat etmez, bu konuda titizlenmez ise kendisinde manevî bir boşluk oluşur. Haram ile doyurulan vücutta oluşan manevî boşluğun kişide yer edinmesi sonucunda kişinin farzlardan, hayırdan, kulluktan uzaklaşması maalesef kaçınılmaz bir vakıadır.

İnsan burun boşluğundan teneffüs eder. Yaşaması için gereken en temel unsurlardan biri olan hava, bu boşluklardan insanın içine dolar. Bu dolan havanın temizliği ile kişinin sağlığı ilintilidir. Bir de kokular vardır. Burun kokuları seçer, ayırt eder. Hoş olmayan kokularla kişi rahatsızlık duyabilirken; hoş kokular ile halet-i ruhiyesi müspet manada değişebilmektedir. Hatta kimileri namaz kılmadan en güzel kokuları sürünür, kimileri kendilerini niyet olarak tazeleyen manaları hatırlattığı için bazı kokuları sürünür ve bu kokunun tesiriyle haline, tavrına dikkat eder. Bir de temiz olmayan havanın, hoş olmayan kokuların sürekli bu burun boşluğundan girdiğini düşünelim, kişinin psikolojisine etkisini tahmin etmek elbette mümkündür.

Eveeet, göz boşluklarımıza gelirsek… Gözlerin gördüğü görüntüleri kişinin hafızasına kaydettiği malumdur. Kişi gördükleriyle öğrenir. Okumak, izlemek, fark etmek hep görme kabiliyetiyle mümkün olabilmektedir. Göz ile kalp arasındaki bir bağdan bahsedilir; gözün gördüğünün kalbe tesiri vardır. Bu tesir ile kulun haline etkisi mühimdir. Öyle ki kişi insanlara helal kılınan şeylere bakarak güzelleşir; Kur’an okudukça gözünün nuru ziyadeleşir, gözlerini ilim yolunda kullandıkça feraset ve basireti artar. Kâinata bakar, Allah Teâlâ’nın yarattıklarına hayran olur. Bu güzellikler onun kalbini, ruhunu güzelleştirir. Gözün baktığı renklerin ondaki tesiri bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Mesela yeşil renge bakan bir kimsenin mutluluk, ferahlık, huzur bulduğu çeşitli psikolojik araştırmalarla ortaya konmuştur. Bir de haram kılınan şeylerle meşgul olan, Allah’ın hoşnut olmayacağı şeylere bakan gözleri düşünelim. Kişinin gördüklerini kaydetmesiyle ortaya çıkan bu ameliye sonucunda gönlünü, zihnini doldurması -insan için anlık bir haz sağlasa da- manen ruhunun kararmasına, sıkıntılara düçar olmasına sebep olacaktır.

Son boşluklardayız, kulaklar! Kulakların da Allah Teâlâ’nın razı olmadığı, gıybet, kötü söz gibi şeylerle doldurulması halinde kişinin değil kulluğuna gelecek zarar, psikolojisinin dahi bundan olumsuz etkileneceği ortadadır. Bilirsiniz bir deneyden bahsedilir. İki ayrı suyun, birine olumlu diğerine olumsuz sözler söylenir ve suyun kristalleri incelendiğinde kötü sözler söylenilen suyun kristallerinin bozulduğu gözlenir. İmam Gazâlî bir başka eseri olan el-Mustasfâ‘da “Aklın aleti duymadır”, der. Duyduğumuz  cümleler Allah’ın muradı doğrultusunda oldukça aklımız, ruhumuz hatta kalbimiz beslenir; aksi durumlarda ise duyduklarımızdan manen zedelenir ruhumuz.

İnsan şöyle bir bu boşluklar üzerine tefekkür edince, kulluk dairesinde ortaya çıkan gayretle, insanda zikrettiğimiz bu boşluklardan hangi unsurların doldurulduğu arasındaki ilinti anlaşılabilir.

Öyle ya, boşluğa dikkat!

Bülbül Kasidesi

Önceki içerik

8 Yorum

  1. Bilgi için teşekkürler,.
    Elleriniza düşüncelerinize sağlık.

    1. estağfirullah, amin..

  2. Mükemmel kısa öz ve etkileyici 👏👏
    Allah bizi bir an o boşluklara düşürmesin inşallah.

    1. estağfirullah.
      amiin, hayırla dolalım inşallah.

  3. Çok etkilendim yazınızdan. Allah razı olsun.

    1. amin, cümlemizden inşallah..

  4. Allah razı olsun, boşluklara dikkat edelim inşallah 🙂

    1. özellikle de ontolojik boşluklara 😀

Zeytan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir