Âb-ı Hayat

Hz. Ebubekir: Sıddık

15

“Rasul-i Ekrem’in hayatta iken veziri, vefatından sonra ise halifesi”

İnsan ayrılığı, ölümü ve acıyı yaşama katık edip mes’ul olduğu asıl vazifeyi bihakkın îfâ edebilirmiş meğer.

Bir insan düşünün, doğduğu andan itibaren babasını hiç görmeden yaşayabiliyor. Yetim.

Küçük yaşta annesiz, sonra dedesiz sonra amcasız kalmasına rağmen hayatta dimdik durabiliyor.

Çok sevdiği eşinin vefatına tanık olup onu derin bir üzüntüyle toprağa verebiliyor.

Ağzı süt kokan yavrularını Rahmet-i Rahman’a uğurlayıp aklıselim bir şekilde yaşamaya devam edebiliyor.

Bütün bunların üstüne doğduğu vatanını, evini, eşyasını geride bırakıp yeni bir yurt edinmek üzere hicret etmek zorunda kalıyor.

Bunları yazan kaleme bile gözyaşı döktüren nice acı kaybın yanında Allah (c.c) öyle bir arkadaş, öyle bir sadık dost ile destekliyor ki kulunu, hiç yalnızlık duygusu ile hüsran yaşamıyor. Kul annesiz, babasız, evlatsız, vatansız kalıyor da “dost”suz kalamıyor demek ki.

Öyle güzel bir ikrama mazhar oluyor ki o kul; yaşı yaşına, mizacı mizacına, ahlakı ahlakına benzeyen bir dostun varlığı ile zulmet çökmüş bir şehirde gözü gönlü aydınlanıyor.

İnandığı yolda yürürken daha peygamberlik verilmeden önce sağlam bir arkadaşın varlığıyla desteklenen bu kutlu insan muhakkak ki Hz. Muhammed’di. (s.a.s)

O’na dost seçilen şerefli kişi ise Sıddık, Yar-i gar, Ebu Kuhafe’nin oğlu, Aişe annemizin babası, ilk halife yani HZ. EBUBEKİR idi.

Onun Sıddık olarak “seçilmiş” olmasında bizim için nice güzel örnekler vardı.

Allah Resulü “Herkes İslama davetimi reddederken Ebubekir tereddütsüz benim yanımdaydı” dedi.

Hz. Ebubekir’in Müslüman olmadan önceki ismi olan Abdu’l-Kâbe’yi “Abdullah” ile değiştirdi Peygamberler Serveri.

Bu isim ona çok yakıştı çünkü daha İslam gelmeden kulluk nedir farkındaydı Hz. Ebubekir. Sarhoşluk veren içkiden, putlara tapmaktan kaçınan, haksızlığa ve zulme rıza göstermeyen istikrarlı ve güçlü bir karaktere sahipti. Mekke’de kaç kişi vardı ki böyle?

Allah Resulü ile yaşları yakındı. Gençlik dönemlerinde Hılfu’l-Fudûl’da da birlikte hareket etmişlerdi. İnsanlara yaşamı çekilmez kılan cahiliyye adetlerine ve ahlakına “dur” demişlerdi omuz omuza.

Birbirine yâr olan o iki mübarek omuz üstünde bir dini yükseltmişti Allah (c.c).

İlk iman eden erkek olarak kayıtlara geçti Hz. Ebubekir.

Kumaş ve elbise tüccarı Ebubekir (a.s), zayıf ve güçsüz köleleri satın alarak azad etmekle, bütün servetini İslam yolunda harcayıp eski elbiseler giymekle  “Zü’l- Hilal” olarak kayıtlara geçti.

Neden güçlü köleleri değil de zayıfları azad ediyorsun diyen babasına “onlardan faydalanmayı değil, yalnızca Allah’ın rızasını umuyorum” diyerek gönül iklimimizde müşfik yanıyla “Evvah” olarak kayıtlara geçti. Muhabbet ateşinin insanı nasıl üstün vasıflarla donattığını O’nun yaşantısında gördük.

Allah’ın elçisi yıllar sonra ashabıyla sohbet ederken, tebliğ görevine başladığında insanların duydukları şeyler karşısında irkilip şaşırdığını söylemişti. Ancak sadık dostundan bahsettiğinde ise   “Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebubekir’ in imanı bir kefeye konulsa onun imanı ağır basar” ve “Ebubekir cennetliktir” demişti.

Yaşarken cennet müjdesini alan dost!

Nasıl cennetlik olmasın? Dostum, arkadaşım deyip gençlik yıllarını birlikte geçirdiği El-Emin, “bana vahiy geliyor, Allah beni peygamber olarak seçti” diyerek bir gün karşısına çıktığında sadece üç kelime dökülüyor dudaklarından:

“Sen söylüyorsan doğrudur”

 

(Haftaya yazımızın devamı yayınlanacaktır.)

Bilmeden Oldu

Önceki içerik

Kulluk Noktası

Sonraki içerik

15 Yorum

  1. Tüylerimiz diken diken.

  2. 🌹

  3. Üsvei Hasene bir Peygamberin (sav) dostluğu ,o ne güzel bi dostluk🌿haftaya heycanla bekliyorum devamını ..

    1. Ne güzel yazılar maşallah. Haftayı iple çekiyorum

  4. Aşk ile okuyoruz ve devamını heyecanla bekliyoruz 🤗

  5. Rabbim hepimize böyle dostlar nasip etsin

  6. Esra hocam ne yazsam ne diyeceğimi bilemedim, yüreğine sağlık.. nasil cümleler insanın içine işliyor Allah razı olsun

  7. Allah razı olsun yüreğinize saglık.Çok güzel anlatmışsınız.

  8. Rabbim hepimize Hz Ebubekir(r.a)gibi kıymetli dostlar edinmeyi nasip etsin inşaallah hocam. Amin.

  9. “Sen söylüyorsan doğrudur” nasıl bir itimad öyle uzun bir zaman oldu ki bu cümleyi etraftan duymayalı….ne güzel anlatmışsınız hocam yüreğinize kaleminize sağlık yazılarınızın devamını bekliyoruz

  10. Allah razı olsun.

  11. Çok güzel dost tarifi hocam yalnızlığın birebir ilacı

  12. Yüreğinize, kaleminize sağlık Esra hocam 🌹

  13. Çok içli bir yazı merakla bekliyorum

  14. Ağlayarak okudum,bitmesin istedim.Sen söylüyorsan doğrudur😢Rabbim tanıyanları bilenleri dost eylesin bana eşime ve evlatlarıma cümlemize.Sevdiğinin sevgisi düşsün kalbimize de Rabbim bizleri de sevsin…

Emine Karaköse için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir