Kim O
Kültürel

Kim O?

0

“Hey! Sen kimsin?”

“Ben benim, ya sen kimsin?”

Her gün aynı saatte aynı yerde. Hiç şaşmaz. Yeni gün ritüelimizi bu günde eksiksiz yerine getirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu sabah da aynı saatte tekrar buluşmuştuk. Ama bugün yalnız gelmemiş. Yanında biri vardı. İnsanı ilk bakışta ürkütüyordu bu yeni gelen.

Saçlarımdan süzülen tarağın dişlerini seyrediyordum. Tarağın dişlerinde parıldayan gümüş tele gözüm takıldı. Çehrem birden gerilmişti. Anladı yeni gelenden hoşlanmadığımı.

“Gözün aydın! Bu sabah sana bir mektup var.”

“Ne yani, bir gümüş tel bu sabahın havadisçisi mi olacak şimdi?”

“…”

“Saçmalık!”

“Bir kamyon arkası yazısı der ki; Azrail bile ayağıma gelecek, sen neyin tiribindesin?”

Bu söz içime oturmuştu. Ben kamyoncu da değilim. Ne yapayım yazısını? Sinirlenmiştim. Olay yerini hızlı adımlarla terk ettim. Işığı ve kapıyı gümüş telin üstüne kapattım.  Çok geçmemişti ki içimi kemiren bir ses geri gidip hesap sormam gerektiğini söylüyordu. Bana sormadan nasıl yanında yeni birisini getirebilirdi. Hızlı adımlarla gittim. Kapıyı araladım. Işığı açtım. İkisi de oradaydı. Galiba geleceğimden emindiler. Beni bekliyorlardı. Karşılarına dikildim. Elim gümüş tele gitti. Hayatına oracıkta son verebilir ve kaldığım yerden devam edebilirdim.

“Dur yapma! Sana anlatması gereken şeyler var gümüş telin!”

Aynada ki yansımama ve saçlarıma düşmüş gümüş tele uzun uzun baktım. Bugüne kadar hiç aynı dili konuşmamış iki yabancının dili çözülmüş gibiydi. Hayat bir bozlak gibi uzun değilmiş meğer. Aşık Mahzuni Şerif söylüyordu bugünün uzun havasını. Ben dinliyordum.  Aynaya tekrar baktım. Aslında o kadar da korkunç biri değildi gümüş tel. Alışmaya başlıyordum varlığına. Senin gözün benim gözüme göz olunca dünyayı görür mü gözüm diye başlayasım var hikayeye. Bugün tanıştığım bir gümüş telle hikayenin neresinde olduğumu sordum kendime.

“Değişiyorsun dostum!” Hayatta olup da tek değişmeyen şeyi yaşıyorsun. Değişimi. Çok ağır ilerliyor gibi görünmesi seni aldatmasın.”

 

 

Rukiye Ersoy
Her şey hikayeyken bizde kendi hikayemizin peşine düşmüş bir yolcuyuz.

Nev’îzâde Atâyî’den Bir Beyit

Önceki içerik

Sonsuzluk Teorisi

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir