Edebi-Tarihi

Mesîhî’den Bir Beyit

0

Solmamaga sünbül-i zülfüñ sifâl-i sînede
Su serper reyhâncı gibi dîde-i giryân sana
(Mesîhî D. 5. G. / 4)

(Ey sevgili) senin zülfünün sümbülü gönül çömleğinde solmasın diye ağlayan göz bir reyhancı (bahçıvan) gibi sana su serper.

Klasik Türk şiirinde sevgili tüm unsurlarıyla ideal olanı temsil eder. Sevgiliye dair her şey tüm varlıkları gölgede bırakacak bir güzelliğe sahiptir ve eşsizdir. Bu beyitte sevgilinin güzellik unsurlarından saç öne çıkarılmaktadır. Klasik şiirde sevgilinin saçı renk, koku ve şekil bakımından çeşitli varlıklarla ilişkilendirilir. Örneğin geceyi andıracak kadar siyah, aşıkları büyüleyecek kadar güzel kokuludur. Sevgilinin saçı kokusu ve kıvrımlı olması sebebiyle sümbüle benzetilir.

Aşıklar, sevgilinin zülfünün kıvrımlarındaki tuzaklara gönlünü kaptırır. Öyle ki sevgilinin her bir saç telinde bir aşığın asılı olduğu tasvir edilir. Sevgilinin güzellik unsurlarından bir kısmı vahdeti bir kısmı da kesreti simgeler. Saçlar, sevgilinin dolunay gibi olan yüzünü perdelediği için vahdete ulaşmaya bir engeldir. Yine tuzaklarla aşıkların vahdete ulaşmasını engellemesi kesret unsurlarından biri olarak değerlendirilir. Bunun yanında sevgiliye dair her şey klasik şiirde daima bir güzel ile temsil edilir ve erişilmezdir.

Bir bahçeyi eşsiz kokusuyla kuşatan sümbüller sevgilinin saçının kokusuyla ilişkilendirilir. Saba rüzgarı sevgilinin saçının kokusunu aşıklara ulaştırır. Aşıkların sevgiliye ulaşmaları mümkün değildir. Yalnızca rüzgar gibi ulaklarla, hayallerle  yahut ölümle vuslata erişilir.  Aşıklar sevgilinin hayaliyle yaşar. Aşıkların hayalini süsleyen sevgili, onların gönlünü mesken edinir.
Şair beyitte sevgilinin saçını sümbüle, aşıkların gönlünü ise bir çömleğe benzetir. Sevgili olmadan topraktan, değersiz bir çömlek olan aşığın kalbi sevgilinin meskeni olduğunda kıymet kazanır. O kuru çömleğe ekilen nadide bir sümbül ile çömlek hayat bulur. Aşık, kendisine hayat bahşeden sümbül solmasın diye gece gün gözyaşıyla o sümbüle su serper. Ağlayıp inleyen aşık bir bahçıvan gibi gönül çömleğinde sevgilinin hayalinden bir çiçeği büyütür. Aşığın kalbi hem eşsiz bir güzeli sinesinde barındırmakla hem de sinesinde açan bu güzel ile değer bulmakla mesrur olur. Aşık, sevgili için gözyaşı dökerken bir yandan akıttığı gözyaşı kendisine ab-ı hayat olmaktadır. Çünkü o sümbül solarsa gönül kuru bir çömlekten ibaret kalacaktır. Virane haldeki gönül yalnızca sevgili ile şenlenir.

Âh Mine’l-Heyecan

Önceki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir