Âb-ı Hayat

Riya-I

0

Bazı kere halk seni görmediği zaman da riya yapmış olabilirsin.
(Hikem-i Atâiyye 164. Hikmet)

Riya, amelin karşılığını dünyada beklemektir. Allah’a itaat eder görünerek kulların takdirini kazanmayı isteme” (Gazzâlî, III, 297); dünyevî çıkar peşinde olma; Allah’ın emrini yerine getirmek maksadıyla değil insanlara gösteriş olsun diye iyilik ve ibadet yapma” (Kurtubî, V, 422; XX, 212); “insanların görmesi ve takdir etmesi için ibadeti açıktan yapma” (İbn Hacer, XXIV, 130) vb. şekillerde tanımlanmıştır.

Efendimiz (s.a.s.) “Ümmetim için küçük şirkten korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmam.” dediğinde sahabesi:
“-Küçük şirk nedir Ya Resulallah?” diye sordular.
“-Riyadır.” buyurdu.

Muhâsibî der ki: “En tehlikeli riya, kalpte yalnız Allah’a gösterilmesi gereken tâzimi Allah’tan başkasına gösteren kişinin riyasıdır; çünkü bu kişi Allah’a itaat ediyor gibi görünse de gerçekte başkasına kulluk etmektedir.” Bundan dolayı riya gizli şirk kabul edilmiştir. Hz. Ali buyurdu: “Mürâînin (riya yapan kişi) iki alâmeti vardır. Yalnızken tembel olup insanları görünce gayretli ve istekli olur. Methedince fazla amel yapar, kötüleyince de az yapar.” Çünkü onun için Allah’ın görüşü değil,  insanların görüşü ve düşüncesi önemlidir.

İmam Gazali riyayı ve ilacını Kimya-i Saadet isimli eserinde etraflıca anlatmış. Oradan nakille bahsedelim.

Riya üç derecede olur. Biri imanda riyadır. Onun kıyamette hali kâfirden daha zordur. Kalben kafir olduğu halde iman etmiş görünür,  fesadına devam eder. İslamiyetin ilk zamanlarında böyle kişiler çoktu. İkincisi ibadette olan riyadır.  Yalnızken ibadet etmediği halde insanların yanında yapar. İlki gibi değildir. Fakat Allah’a yakın olmaktan ziyade kullara yakın olmak isteyenin imanı çok zayıftır. Kâfir değilse de ölüm vaktinde tövbesiz giderse küfürden korkulur. Üçüncü ise nafilelerde olan riyadır. Gece namazı,  nafile oruç, sadaka gibi salih amelleri işler fakat bunları Allah için değil insanların gözüne hoş gözükmek ve övgülerini celbetmek için yapar. Hatta ibadetini bazen saklar gibi yaparak bununla ihlaslı olduğunu göstermek ister.

Bunlar riyanın açık bilinenleridir. Öyle çeşitleri vardır ki karıncanın ayağının sesinden bile gizlidir. Bu, insanlar onun güzel bir sıfatını öğrendiklerinde meydana çıkar.  Mesela gece namazı gibi gizli bir ibadetini öğrenmelerinin kendisinin hoşuna gitmesiyle anlaşılır. İşte iyi bir sıfatı veya ibadeti bilindiği  vakit sevinç duyuyorsa bu,  kalbinde örtülü olan riyanın bulunduğunu gösterir. Bu sevinci üzüntüyle karşılamazsa bu gizli damar harekete geçerek gizli riya halini alır.

Bu sebepten muhlis kullar ibadetlerini günahları gibi gizlemişlerdir. Bir insan ibadetini veya salih bir amelini Allah’ın gördüğüne inanmazsa veya Allah’ın bilmesini yeterli görmezse başkalarının bilmesiyle memnun olur. Bu ise riyasını gösterir.

Riya öyle bir hastalıktır ki insanın mizacı ile karışmış, kalbinde kuvvet bulmuştur. Bu hastalığın kuvvetli ve ilerlemiş olmasının sebebi insanın küçüklükten beri başkalarını riya üzere görmesi, kendilerini başkalarının gözünde süslemelerine şahit olması, işlerin çoğunun böyle yürüdüğünü sezmesindendir. Tabii olarak çocuğun kalbinde de riya büyümeye, her gün artmaya başlar. Yetişkin oluncaya kadar böylece devam eder. Aklen olgunlaşınca bu işin zararlı olduğunu anlar. Halbuki o huy artık âdet halini almıştır ve kalbinde hâkim mevkiye geçmiştir. Onu yok etmek zordur fakat yine de bununla mücadele etmek herkese farz-ı ayındır.

Bir sonraki yazımızda riyadan kurtulmanın yollarından bahsedeceğiz. Hayırla kalınız.

Beş Kadın Bir Sergi

Önceki içerik

Boşu Boşuna

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir