Kültürel

Sonsuzluk Teorisi

0

2015 yapımı “Sonsuzluk Teorisi” filmi, ünlü matematikçi Sirinivasa Ramanujan‘ın hayatını konu alır. Genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen, birçok matematik formülünü ispat etmiş ve Cambridge Üniversitesi’nde dönemin diğer matematikçilerini, özellikle Godfrey Hardy’i çok etkilemiştir.

Ramanujan bir Hintlidir vee ırkçılık konusunda tarafgir ve kibirli olanlara kendini kabul ettirme gibi bir çabası hiç olmamıştır. Buna rağmen herkes tarafından kabul görmüştür. Rajuman film senaryosundaki gizlenmiş detaylardan da anlaşıldığı gibi sayılara ve ilişkilerine hayrandı. Ancak, Hindistan’daki yoksul insanlar için sayılar ve matematik formüllerinin ilişkisi fazla bir anlam taşımamaktaydı.

Genç matematikçi, iç dünyasında arzuladığı keşiflerle doluydu, ancak kimse onu anlayamıyordu. Yalnızlık, diğer farklı düşünenlerle aynı hissi paylaşmasına neden oluyordu. Matematik formülleriyle güçlü bir bağ kurduğunda, bunları anlayacak ve gösterecek birilerini bulma isteği artıyordu. Sayıları bir eser olarak görüyordu ve bunun uğruna anlamlı dünyasında yıllarını harcamaya hazırdı.

Onun sayılarla ilişkisi, ressamın renkleri tablosuna ustalıkla yerleştirmesi gibiydi. Sayıların varlığını sezgileriyle keşfetmişti. Neden formüllerle uğraştığını sorgulayanlara sadece gördüklerini ve hissettiklerini anlatabiliyordu. Ancak artık keşfetmek ve tüm dünyaya bunu göstermekten daha fazlasını istiyordu.

Sezginin bilgiden önce geldiğini savunan düşünürler, örneğin Henry Bergson, her şeyin var olduğunu söylerken yaratıcının kim olduğunu belirtmez. Ancak Ramanujan için durum farklı; o yapanın ve sevdirenin kim olduğunu bilerek ilerliyor. Sayıların iç ve dış dünyada anlamlı formüllere dönüşebilen bir desene sahip olduğunu keşfediyor ve bize gösteriyor. Gerçeklikten uzak olsa da Rajuman rüyalarında bile formüllerle ilgilenmeye devam ederken bu durum, sayılar ve formüller üzerinde sonsuz bilgiye sahip olan bir yaratıcının varlığını yansıtıyor. Rajuman’ın zihninde sayıları ve formülleri görmesini engelleyen veya sınırlayan bir şey olmadığı gibi o kendini diğerlerinden üstün gösteren aşırı bir ego ya da inançsızlık da taşımıyor.

Kibir, ilmi ve sanatı kendi içine hapsederek inançsızlığa dönüştürebiliyordu. Çaresizlik içinde farklı rollerin içine düşse de dönen dolaplar arasında yorulsa da matematikçi, formüllerden ve inançlardan vazgeçmiyordu. Beklentilere aldırış etmeden özüne sadık kalarak ilerliyordu. Fakirlik, hırslar ve inançlar arasında üniversiteye adım atan genç matematikçi, mütevazı kaynaklardan gelen en yüce bilgilerin önemini anlamıştı.

Zorluklar, genç matematikçinin özlemi ve sayılarla olan ilişkisi üzerinde yük olmaya başladı. Hardy’nin ispat talepleri, onun sezgilerini kabul etmemesi bir baskı oluşturuyordu. Genç matematikçi, sayıların keşif kapılarını diğer insanlara göstermek istiyordu. Hardy onun bu tarafına hem hayranlık duyuyor hem de ona baskı yapıyordu. Bedenindeki rahatsızlıklar iyileşirken, formüllerinin ispat edilebilirliği kibrini azaltıyordu. Artık Hintli genç, Hardy’nin inançsız duvarlarının ardında durmuyordu.

Hintli genç, formüllerin kaynağını göstererek inançsızlara karşı çıkıyordu. Ancak inançsızlar sadece akla güveniyor, diğer matematikçiler onun yeteneklerini görmelerine rağmen aklı yüceltiyorlardı.

Genç matematikçi, kendini ve çevresini keşfetme arzusuyla uzak diyarlara gitmek istedi. Ancak insanların kabul etmekte zorlandığı sıkıntılar yaşadı. Yolculuk, formüllerden ve üniversiteden daha fazlasıydı. Keşfettiği yer, iç dünyasında fethettiği yerdi.

Rajuman’ın sezgileri gerçekleştiğinde, bu onun özlemi ve kendi cennetine dönüş bileti oldu. Eve ve ailesine, başladığı yere geri döndü. Ancak beş yıl boyunca anlaşılmak için çabalamanın yorgunluğu ve hastalıkları onu zayıf düşürdü. Sonunda 35 yaşında hayata veda etti. Sirinivasa Ramanujan hala dünya genelinde hatırlansa da, hayatı hüzünle dolu.

Rahuman’a göre var edicimiz, matematikle kurgulanan her şeyi keşfetme fırsatı sunuyordu. iyi ve kötüyü farklı yorumladığımızda anlamlar değişebilirdi. O’nu tanıma amacıyla her şeyi görmeliydik. Eksiklere takılıp kalmak, kapıları kapatıyordu. Sonsuz iyilikte kötülük yoktu, görünen kötülük aslında hayrın güzeliydi.

Yaratıcımız, hayatın varoluş amacını anlamak için matematikçi, sanatçı, ekmekçi, duvarcı ve peygamber gibi farklı kullarını kullanarak bizi kendine doğru yönlendirir. Rajuman’ın hayatında üzerinden sayılar aracılığıyla gerçekleşen bu hayranlık dolu yolculuk, sonsuz keşif ve fethetme sürecini içeriyor. Her adımda insan olmanın yanı sıra cennete ulaşma formüllerini de kanıtlayan bu süreç, içimizdeki sezgileri kullanarak doğuyor. Kimilerimiz hala kibrinin çimlerine basmadan formüllerle uğraşıp dururken, kimilerimiz de sadece sayıların değil, isimlerin sonsuz yollarında yoluna devam ediyor, tıpkı hep genç kalmış Hintli matematikçi gibi.

                                                                                                                      Ayşe Kazancı

Hat Sanatı ile Hilye-i Şerîf

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir