Sümbül Sokak

Yeni Bir Çerçeve

0

Merhaba Sümbül Sokak Okurları,

Bu ay size güzel bir başlık ile geldik. Yaz döneminin rehavetinden zaferle çıkmayı ümid ediyor, Hz. Peygamber’in veladet mevsimine ulaşmakla huzur dönemine erişiyoruz. Bu vasıl olma durumunun bu ay sokağımıza yeni bir bakış getirmesini, yazılarımızda da bu konu üzerine özelleşen başlıklar sunabilmeyi hedefliyoruz.

Eylül ayı çoğu kişi için rutinlerin başlangıcı olarak niteleniyor. Yazın bitmesi, iş hayatı temposunun yeniden rayına oturması, okulların başlaması gibi birçok mesele Eylülle beraber hayatımıza yeniden dahil oluyor. Bu başlagıçlar kimimiz için karamsarlığa sevk edici unsurlar olarak gözükürken kimimiz için hayata dair kazanımların başlangıcı olarak nitelendiriliyor. Mevcut şartlar içerisinde pek çok zorluğu da getireceği aşikar olan bu dönemin bizi tümden bir umutsuzlukla çevrelememesi mümkün mü peki?

Bu soruya verilecek cevaplar elbette ki kişilerin duruma hazırbulunuşlukları ölçüsünde değişecektir. Olayları göğüslerken gösterdiğimiz davranışlar, darlık ya da sükunet hali benliğimizdeki gelişim ile farklılık gösteriyor. Nasıl mı? Bir örnekle açıklayalım:

Zamanın birinde bir padişah bir rüya görür. Rüyasını tabir etmesi için tabircilere haber salınır. Sayıca fazla olan bu topluluk padişahın rüyasını dinler ve hepsi ayrı ayrı aynı tabiri yaparlar: Padişahım, ailenizden herkes ölecek, en sona siz kalacaksınız. Bu tabiri duyan padişah durumdan hiç de memnun olmaz. Tekrar halkın arasına tellal gönderir, padişahın rüyasını güzel şekilde tabir edebilecek biri arandığı söylenir. Tellalın çağrısını duyan yeni yetme bir genç bu işe talip olunca padişahın huzuruna çıkarılır. Padişah rüyasını anlatır, genç de dinlemeye koyulur. Rüya bitince padişaha:
-Padişahım, müjdeler olsun! Bu ne güzel bir rüya! Aileniz içinde en uzun ömürlü olan siz olacaksınız, der.
Padişah bu tabire çok memnun olur, genç altın ve gümüşlerle uğurlanır.

Aslında hikayeye bakılırsa padişah için değişen hiçbir şey yoktur. Ancak olaylara bakışın ve ifadenin değişmesi bizim onu olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirmemizi sağlar. Psikolojide buna reframing/yeniden çerçevelemek deniyormuş. Olayların sonucunu belki değiştirmeyecek fakat bizim olaya bakışımızı değiştirecek ve bizi reflekslerimize yenik düşmeyecek bir yeni yola davet ediyor bu bakış.

Kendi kültürümüzdeki yaklaşımlardan da biliyoruz ki şaşı bakan şaşı görür. Dosdoğru bir teklik ile bakan kişi ise neye baksa güzeli görür. Alemde cereyan eden olaylara hikmet penceresinden bakabilen ya da baktığı yerde muhabbeti görebilen kişilerle; dünyaya atıldığını, yaşamaya mecbur edildiğini düşünenlerin çerçeveleri elbette aynı değildir.

Efendimizin veladeti bizim için dünyayı yaratılmaya ve yaşanmaya değer kılan yegane hakikattir. Eskilere göre bütün bu dünya telaşı O’na bir selam vermekle değerlenir, anlam kazanır. Onlara göre saadetin formülü bu bakışa ve o bakışın götürdüğü yere yakın olmakladır. Ve elbette bizi ululayacak her yolculuğun başlangıcı zorlu bir doğum iledir.

Biz de Eylülle birlikte bu yolu tutup olayların sonucuna değil sürecine katkı sağlayabiliriz belki diye düşündük. Ne dersiniz, yeni bir çerçeveyle saadet mümkün mü?

Sümbül Sokak
https://www.instagram.com/sumbulsokaktasiniz/

Kalple İyiliği Bulmak

Önceki içerik

Kültürel Mirası Korumak

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir