Cumartesi günü Osmanlı Türkçesi kursunda hocamızla kitabe okuyorduk. Hoca birden ekrana çok güzel bir çeşme kitabesi yansıttı. Yıllardır kitabelerle ilgili olduğumdan hangi çeşme, nerede acaba diye çok merak etmiştim. Hocamız çeşmenin adını söyledi, ancak fotoğraflarda sadece kitabe vardı, başka bir bilgi yoktu. Kitabeyi çok beğenmiştim, mutlaka bu çeşmeyi bulmalı ve çalışmalıydım.
3 Mayıs 2025 Cumartesi günü internetten adresini bulduğum çeşmeye doğru fotoğraf makinemle yola düştüm. Beylikdüzü’nden Kasımpaşa’ya gidip oradan da Mecidiyeköy tarafına giden ve İplikçi Durağından geçen otobüse binip durakta indim.
İnternetteki adreste Kasımpaşa Mevlevihane’sinin orada olduğu yazılıydı, oysaki ben daha önce Mevlevihane’ye gitmiş, kapı kitabesinin fotoğrafını çekmiş, ama çeşmeyi görmemiştim. Çeşme neredeydi acaba? Ben niçin görememiştim?
Navigasyonu açtığımda bana yol tarifini Eyyühüm Ahmet Camii tarafından gösteriyordu, daha önce de Kasımpaşa Mevlevihanesi’ni buradan gösterdiğinden böyle gitmiştim. Çeşmenin yerini tam bilemediğimden yine navigasyonu takip edip yolu uzatarak Kasımpaşa Mevlevihanesi’nin kitabeli kapısının önüne geldim. Navigasyon burada durdu, çeşmenin burada olduğunu söylüyordu. Sağa sola bakıyor, aşağı yukarı iniyorum ancak çeşmeyi bir türlü göremiyorum.
Mevlevihane’ye bir önceki gelişimde güvenlik görevlisine “içerdeki mezar taşlarına bakabilir miyim” diye sorduğumda, hayır cevabını almıştım. Bu sefer güvenlik görevlisi yoktu, kapı da biraz aralıktı. Mevlevihane’yi de çok merak ediyordum, hem çeşmenin nerede olduğunu içerde birisi varsa sormak hem de içeriyi bir nebze de olsa görmek için kapıdan girdim. Bahçe çok güzeldi, içerdeki kitabe de çok güzeldi. Bahçedeki görevliye hem çeşmeyi sordum hem de bahçedeki kitabenin fotoğrafını çekip okuyabilir miyim diye sordum. Olumlu cevap alınca hemen kitabeyi fotoğraflayıp okuyarak çeşmeyi aramaya başladım. Görevlinin dediğine göre kapıdan çıkınca dümdüz karşı sokağa girip devam etmeliymişim.
Ben de öyle yaptım.
Mevlevihane’nin kitabeli kapısından çıkıp heyecanla dümdüz sağa sola bakarak ilerliyordum, birden sağ tarafta bulunan çeşme beni karşılayıverdi. Çok heyecanlanmış ve mutlu olmuştum. Nasıl da geçen gelişimde bu sokağa girmemiş ve çeşmeyi görmemiştim. Hemen baştan sona çeşmeyi inceleyip fotoğraflarını çektim. Bu daracık sokakta bize sürpriz yapan çeşme meraklılarını beklemekte.
Şimdi meraklıları için çeşmeye nasıl gidileceğini tarif edelim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ek hizmet binasının yakınında bulunan İplikçi otobüs durağında indikten sonra durağın karşısındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sururi Parkı’nı solumuza alarak ilerliyoruz, ilk sokaktan yani Kasımpaşa Mevlevihane Sokaktan çıktığımızda Mevlevihane’nin kitabeli kapısının önüne geliyoruz. Kitabeli kapıyı arkamıza alarak Sipahi Fırın Sokağa girip No:99’a vardığımızda çeşme sağ tarafta bizi karşılayacaktır. Bu yolu navigasyon göstermemekte uzun yoldan tarif etmektedir. Maalesef çeşmenin suyu akmamaktadır.
Kaptan Hacı Hüseyin Paşa Çeşmesi’ni isminde de anlaşılacağı üzere Kaptan Hacı Hüseyin Paşa yaptırmış. Çeşmenin diğer bir ismi Murabıt Çeşmesi’dir. Hüseyin Paşa önce Murabıtlık yapmış, 1730’da Kaptan-ı Derya vekili olmuş, 1731’de ise Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) olmuştur. Daha sonra görevden alınmış ve aynı yıl vefat etmiş.
Gelin şimdi hep beraber bu güzel çeşmenin kitabesini okuyalım ve bize ne demek istediğine bakalım.
Kaptan Hacı Hüseyin Paşa Çeşme Kitâbesinin Okunuşu:
Habbezâ! Sultân Mahmûd Hân kim
Mesned-ârâ şehriyâr-ı hâfıkayn
Böyle bir âsâra kıldı ihtimâm
Nâ’il-i maksûd ola fi’l-‘âlemeyn
Olıcak ‘ayâna taksîmü’l-‘uyûn
İmtisâlen didiler ber-re’s [ü] ‘ayn
Kapudan Pâşâ ki icrâ eyledi
Oldı hakkâ işbu çeşme nûr-ı ‘ayn
Hüsn-i hâl ile murabıtdır velî
Nâm ü şânıdır ki el-Hâc Hüseyin
Vardı suyunca bu hayrın dâ’imâ
Bâğ-ı ümîdi ola güllerle zeyn
Şâd ola rûhu İmameynin müdâm
Kıldığınca âbını icrâ bu ‘ayn
Kerbelâ ehli tevârîhin okur
Teşnegâna mâ deyü ‘ayn-ı Hüseyin
1145
Günümüz Türkçesi:
Ne güzel! Sultan Mahmut Han ki
Doğunun batının hakanı, süsledi makamını
Böyle eserlere ihtimam gösterdi
İki cihanda maksadına nail olsun
Kaynaklar taksim edilince ileri gelenlere
Bu emre uyarak dediler “baş göz üstüne”
Kaptan Paşa yaptırdı bu yere
Gerçekten bu çeşme oldu “nurlu bir çeşme”
İyi halleriyle hem murabıt hem velidir
Namı ve şanı Hacı Hüseyin’dir
Vardı suyunca bu hayrın daima
Ümit bağı güllerle müzeyyen ola
Hasan’la Hüseyin’in ruhu şad olsun daima
Bu çeşme suyunu akıttıkça
Tarihini okur ehli Kerbela
Bu su “Hüseyin Çeşmesi” diyerek susuzlara
H. 1145 – 1732



Yorumlar