Âb-ı Hayat

Hayret Eden Hayran Olur

0

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Allâh’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin…” (Deylemî, II, 56; Heysemî, I, 81)

Fikretmek ve düşünmek. Düşünebilme, fikredebilme kabiliyeti yalnız insana verilen ve onu diğer tüm varlıklardan ayıran en temel yetidir. Bu yetiyi hakkıyla kullanmamız demek, aslında kainata “oku” emriyle bakmamız anlamına gelir. Esaslı bir okuma yapmak yalnızca bir kitabı okumak değil, tüm mahlukatı okurcasına seyretmektir.

Düşünenler için, yaratılan her şeyde Allah’ın mucizesini görmek ve O’nun büyüklüğünü idrak etmek mümkündür. Düşünmeyenler ise gözlerinin önündekini bile görmekten acizdir. Bu da Kuran’da şöyle hatırlatılır bizlere;
“Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçerler de dönüp bakmazlar bile.” (Yusuf Suesi, 105) Nitekim bu minvalde onlarca ayet vardır düşünmeyi, tedebbür etmeyi, akletmeyi teşvik eden. Bu bakımdan tefekkür bir vazifedir inananlar için.

Hiçbirimiz acaba bu sabah güneş doğacak mı diye endişe ediyor muyuz? Yemeği yedikten sonra içindeki hangi besin vücudun hangi kısmına dağılmalı hangi vitamin nereye ulaşmalı diye de düşünmeyiz. Yutarız ve biter bizim için, tersi olsaydı yemek yemek eylemi zulme dönüşürdü zaten. Ya da dünya her an dönerken biz sarsılmayız ve bu hiçbir zaman garip gelmez mesela. İşte bunları tek tek fikretmeye başladığımızda dünyayı okumuş oluruz. Bu okumak da bizi tefekküre götürür, tefekkür ise yaratıcımızla olan bağımızı kuvvetlendirir ve şükrümüzü artırır.

Tefekkürün kıymeti de buradan geliyor aslında. Tefekkür eden hayret eder, hayret eden hayran olur derler. Öyleyse Rabbine hayran olmak isteyen, O’nu yakinen tanımak isteyen, kudretinin farkına varmak isteyen devamlı surette tefekkür gözlüğüyle bakmalıdır kainata.

Saadettin Ökten bir kitabında çok güzel bir tefekkür örneğinden şöyle bahseder:  “Sofraya gelen tarhana çorbasını bir tefekkür edin. Girdileri, süreci düşünün. Kategorik olarak nazarımda gökte uçan uçakla tarhana çorbası arasında hiçbir fark yok. Yerin yedi kat altından bir yağ çıkartır, onu rafine eder, benzini yapar. Yine yedi kat altından alüminyum çıkartır, uçak gövdesi yapar. O formu Cenab-ı Allah’ın vaz ettiği aerodinamik forma göre tasarlar, onu uçurur ve Amerika’ya mesela buradan on saatte gidersiniz. Bu da bir sentezdir.”

Hayatımızın istisnasız her anında tefekkür için bir sebep bulabiliriz. Burada mühim olan o nazari çabayı göstermektir. Zaman içerisinde o çabanın devamlılığı da bize, hayata o gözle bakma alışkanlığı kazandıracaktır. Burada dikkat kesilmemiz gereken husus o çabadır. Zira bu kadar hızlı yaşadığımız bir hayatın içinde biraz durmak, durup düşünebilmek, bunun için vakit ayırmak, zihnini odaklamak, aklını ve kalbini birleştirmek ve öylece bakmak her hadiseye.. İşte o zaman gerçekten emek vererek düşünmüş olur ve  ayetleri içselleştirmiş oluruz.

Peygamberimizin Güzel İsimleri VII

Önceki içerik

Gerçeğin İki Yüzü

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir