Âb-ı Hayat

Kulluk Noktası

4

Hace Abdullah Harevî hazretleri tövbeyi anlatırken tövbeden evvel bir merhaleden bahseder. Yakaza. Yakaza, uykuyla uyanıklık arasındaki haldir. Tövbeden önceki hal de insanın kusurunu fark edip, gafletten uyanıklık haline geçişi olduğu için Harevî hazretleri bu hâli yakaza olarak isimlendirmiştir. İnsan, önce gafletten uyanır.

Hz. Mevlana der ki eğer bir kişiye, Allah Teâlâ kusur ve kabahatlerini görebilmeyi nasip etmişse, o kişi dörtnala giden bir atlı gibidir. Yani doğru yolda hızla ilerliyordur. Kendi kusurunu fark eden kişi zaten başkalarının kusurlarını da görmez. Tövbe, istiğfar ve kendini düzeltmeye gayret etmekle meşgul olur.

Sümbül Sinan hazretleri (k.s) Fatih Camii’nde vaaza çıktığında “Allah Teâlâ bize hesap gününde ‘Kulum ben senden bir an bile ayrılmadım. Ya sen bunca zaman kiminleydin?’ diye soracak.” demiş de, cemaatte kendinden geçenler olmuş. Kıssadan anlaşılabileceği şekliyle tövbe herkese lazımdır. İllâ belli bir günah işlemiş olmak gerekmez. İnsanın Rabbini unutarak yaşadığını fark etmesi tövbe edip yeniden Allah’a yönelmesi için yeterlidir.

Kişi tövbe ettiğinde, Rabbini unutarak yaşamaktan kaynaklanan günahlarla ve manevi hastalıklarla ibtilâlı olduğunu hatırlamış demektir. O anda Allah’ın huzurunda, kulluk noktasında tam da Allah’ın kulunu bulmak istediği yerde olduğunu hisseder. İnsanın gafletini, iflasını düşünüp dergâh-ı ilâhiyyeye boyun bükebilmesi esasen lutf-i ilâhinin ta kendisidir.

Hasanü’l-Basrî’ye, “Tövbenin kabul olduğunu anlayabilir miyiz?” diye sormuşlar. Hazret, “Tabii ki” demiş, “İstiğfar ettiğiniz günahlar aklınıza geldiğinde içinizde sızı, kalbinizde pişmanlık hissediyorsanız tövbeniz kabul olmuştur. Yok, öyle olmuyor da tadı ve zevki hatırınıza gelip iç çekiyorsanız henüz tövbeniz kabul olmamıştır.” diye eklemiştir.

İnanıyoruz ki samimiyetle pişmanlık duyup tövbe eden herkesin tövbesi kabuldür. Fakat insanın yaptığı hatayı elden geldiğince telafi etmek yoluna gitmesi de icab eder. İnsanların hakkını yediyse, elinden geldiğince geri ödemeye çalışmalı; bir günahı işlemeye tövbe ettiyse, o günaha götürecek ortamları değiştirmeli, insanları incittiyse gönül alma yoluna gitmelidir.

Sünnet-i seniyyenin gereği olarak ibadetlerden evvel ve sonra dahi estağfirullah deyip tevbe ederken, elbette kula yakışan gaflet ve günahlarımızdan daima tövbe eder halde bulunmaktır. Nitekim Bakara Suresi 222. ayette şöyle geçer:

Muhakkak Allah çokça tevbe edenleri ve (iç ve dış olarak) temizlenenleri sever.

Hz. Ebubekir: Sıddık

Önceki içerik

Yasin Suresi Bize Ne Anlatıyor? (2-4. Ayetler)

Sonraki içerik

4 Yorum

  1. Allah tövbesi kabul olanlardan eylesin.

  2. Biz hatalarımıza tevbe ediyoruz, allah bizi daha çok seviyor. Ne kadar merhametli Allahımız var. Şükürler olsun.

  3. Hem tevbe ediyoruz hem Allah bizi daha çok seviyor. Ne güzel müjde.. Ne kadar merhametli Allah’ımız var.

  4. Elhamdülillah 🌺

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir