“Seni tüketen, önündeki tırmanılacak dağlar değil, ayakkabındaki çakıl taşıdır.”
12 yaşında bir çocuk bisikleti çalındığında ne yapar?
Cassius’un içinden bir Muhammed Ali çıkmasına çok az bir zaman vardı. Öyle sinirlenmişti ki hırsıza, onu dinleyen polis memuruna, hırsızı eline geçirirse neler yapacağını anlatmaya başladı. Polislikle birlikte bir spor salonunu da işleten Joe Martin, Cassius’un ciddiyetinden çok etkilendi. Cassius’a ona boks öğretebileceğini, böylece hırsızla karşılaştığında hazırlıklı olabileceğini söylemişti. İşte Muhammed Ali, o boks salonuna ilk adım attığı gün Muhammed Ali olmuştu.
“Rüyalarınızı gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.”
Afrika-Amerikan kökenli olması sebebiyle çocuk yaştan itibaren ırk ayrımcılığına maruz kalmaya başlamıştı. Boksla tanışmasından kısa bir süre sonra National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası’na amatör sporcu olarak adını yazdırdı.
Rakiplerini tek tek deviren, madalyaları bir bir dizen bir efsane. Altın kemerin altın ismi, siyahi ve Müslüman Muhammed Ali. Amerika’da ırkçılık denen yüz karasının insanları kahrettiği zor günlerde ringleri inleten Muhammed Ali.
“Yorulduğunda dinlenmeyi öğren, bırakmayı değil.”
1964 yılında 22 yaşında, S. Liston’u yenerek Dünya Şampiyonu oldu. Tüm dünyanın adını duymasını sağladı. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam ile şereflendiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini kullanmaya başladı. Irk eşitliğini savunması nedeniyle ülkesinde ve spor camiasında büyük tepkiler aldı. Bu sebeple de boksa 4 yıl ara vermek zorunda bırakıldı.
Bu 4 yıl boyunca boş durmadı. Üniversitelerde konferanslar verdi. Hem boks hem de İslamiyet hakkında insanlara bildiklerini anlattı.
4 yıl süren hukuk mücadelesinin sonucunda davayı kazanarak tekrar ringlere dönmeyi başardı. Ama fiziken hazır değildi. 1971 yılında Joe Frazier ile çıktığı ve “yüzyılın maçı” olarak anılan maçta kariyerinin ilk yenilgisini aldı. 15 raunt sonunda hakem rakibinin elini kaldırdı.
“Aklım kesiyorsa ve yüreğim inanıyorsa, başarabilirim.”
Tekrar Dünya Şampiyonu unvanını kazanabilmek için ringlerde ter döktü. Ken Norton ile yaptığı maçta aldığı darbeyle kırılan çenesi bile onu vazgeçiremedi bu hayalinden.
Frazier’i yenmek onun en büyük hayali olmuştu ama onu maça çıkmaya ikna etmek kolay olmadı. Frazier’in evinin önüne yanaştırdığı bir kamyondan megafonla bağırarak, sokakta her yerde karşısına çıkarak en sonunda unvan maçı için anlaşmayı başardı.
Frazier’i ve ardından Foreman’ı iki nakavtla yenen ve şampiyon unvanını geri kazanan Muhammed Ali, 1978 yılında L. Sprinks’e karşı elde ettiği galibiyetle tarihte üç kez dünya şampiyonluğu elde eden tek isim olmayı başardı. 1978 yılı, onun boksu resmi olarak bıraktığı seneydi. 1984 yılında Parkinson hastalığına yakalanmış olmasına rağmen hastalığını gizleyerek iki maça daha çıktı.
Profesyonel spor hayatı boyunca yaptığı 61 maçta yalnızca 5 kez yenilen bir boksör olarak tarihe geçti. Milyonlarca insanın sevgisini ve duasını alarak, sahip olduğu şöhreti, iyilik yolunda harcadı.
70’li yıllarda, ringe çıkacağı saat iple çekilir, herkes sabaha yakın vakitte televizyon karşısında yerini alırdı. 3 Haziran 2016 yılında Kelebek gibi uçtu.
“Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.” sözü ile tarihe geçti.
Biz onu asıl, Hollywood Bulvarı’nda adının yıldız içindeki mermere yazılacağı fikrini “Ben peygamber ismi taşıyorum, adımı yerlere yazdırmam.” diyerek reddedişinden tanırız elbette.
Yorumlar