Âb-ı Hayat

Nur ve Zulmet

0

“Yaratılmış ne varsa hepsi karanlıktadır. Zulmetten ibarettir. Ancak Hak tecellisi ile aydınlanmıştır. Bir kişi yaratılmış olanı görüp de onda Cenab-ı Hakk’ın bu ‘hak nuru’nu görememesi durumunda sonradan olan bu hadiselerin bulut ve sisiyle aydınlanmadan mahrum kalmış olur.” (Hikem-i Ataiyye, 14. Hikmet)

Zulmet deyince bizde halk arasında kötülük, zulüm gibi mefhumlar akla gelir. Ancak Hikem-i Atâyiye’nin Arapça olduğunu göz önünde bulundurursak ilk akla gelen mefhum ışıktan mahrum kalmak ve karanlıktır.
Kâinatın neresi karanlık diye düşünülebilir ancak hemen sonraki cümle durumu anlatır:
Ancak Hakk’ın zuhuruyla bu kâinat nurlanmıştır. Rahman Sûresi’nde Allah Teala “Herşey yok olup gidicidir. Ancak Celal ve ikram sahibi Allah bakidir.” buyurur.
Fani olan bir şeye bağlanan insanın yok oluşu muhakkak acı bir şekilde yaşayacaktır. Bağlandığı şeyin kaybolup giden karanlık yüzünü görecektir. Cenab-ı Hak bizi bu fani aleme göndermiş fakat bu aleme değil, alemlerin Rabbine kullukla bizleri bekaya yani Baki olan Zat’ına bağlamıştır.
Bu gönderilişin hakikatine ve muradına muhalefet ederek hareket etmek zulmü ve zulmeti celbeder. Ki bu hareket aynı zamanda yaratılış fıtratına muhalefettir. Çünkü zulüm bir şeyin bulunması gereken yerde olmaması, hakkın yerine oturmaması demektir.  Bunun zıttı olan adaletin tarifi de bir şeyin hak ettiği yerde olmasıdır. Allah Teala işlerimizde adaleti bizler için merhametiyle murad etmiş, bunu idrak edemeyen kulların zulmette kalacağını ilan etmiştir.
Kâinattaki bütün güzellik hep o Hak tezahürü için adeta sahnelenmiştir. İnsan bu sahneyi bütün ihtişamıyla seyreder de kendisine lazım olan tevhid tahsilini yapamazsa, Rabbine hamdi, şükrü olmazsa sadece o nimetin zevkiyle, ve ardından avuntusuyla baş başa kalır. Halbuki bu nimetler insanı Hakk’tan ayırdığında zulmetten ibarettir. Zamanla insanın gözünde pörsür. İnsan bunların faniliğini, vefasızlığını, terk edişini görür. Artık kendisinden de takât kesildiği halde, hâlâ fani alemdeki Baki Hak tezahürlerini müşahede edemezse ömrü zayi olup gider. Bu nimetler hep sahibini işaret etmesine rağmen kişi her nimete mazhar oluşuyla biraz daha Haktan uzaklaşmış olur.
İnsanın vereni değil de o nimeti  tercih eder bir halde olması, hem de fani olanı Baki olanla değişmesi elbette Allah’ın muradından uzaklaşmanın tezahürüdür.
Hülasa Kainat nurlarla dolu olsa da Hakk’ı görmekten kör olan, müşahede edemeyen bir kişiye bu parlaklıktan ne fayda! Elbette zulmet ve karanlıktır, yani karanlık Hakk’ı bilememenin, bulamamanın ve Hak’la olamamanın adıdır.
Ataullah İskenderî burada “marifet güneşleri” yani bilinmeklik güneşleri tabirini kullanıyor. Bizim alemimizi bir güneş aydınlatır, böyleyken bu tabir dikkat çekicidir. Bu sözü şöyle anlayabiliriz, Allah Teala merhameti mucibince kendi bilinmekliğine birçok vesileler bahşetmiştir. Yani birisini kaçırsak bir başka hakikatiyle rızayı kazanabiliriz, yaklaşabiliriz.  Yine, “maarif” kelimesiyle de arife işaret eder. Arif ise bu alemin ancak Hakk’la rûşen, aydın olduğuna kanî olduğundan kainatın güzelliklerinde kalmaz, onu yaratan Güzeli bulmaya çalışır.
Ataullah İskenderî ayrıca bu sözüyle henüz bu alemin kabir karanlığını yaşamamış, nefes alıp vermekte olan kişiye de tövbeyi hatırlatır ve adetâ der ki;
“Ey gaflette olan insan! mademki hâlâ bu alemi seyredebilmektesin, bir nimetten, bir güzellikten veya onun kaybolup gitmesinden ibret ile, bir vesile ile Hakkı bulmaya ve anlamaya niyet et ve yönel! Hala tövbe ederek gafletten kurtulabilirsin. Senden seyreden söyleyen, benden işiten işittiren Kudret elbet bir gün sensiz bensiz ve bizsiz bizzat kendisi görünecek ve kudretiyle konuşacaktır o halde şimdiden o nur ile alâkâ kur. Onunla alâkâ kurduğun müddetçe asla zulmette kalmazsın. Daima tazelenen yaratılışa bak. Hakk ile olan irtibatı sayesinde aydınlık. O halde sen ne zaman aydınlanacak ve ne vakit zulmetten ve gafletten kurtulacaksın?”

Kaptan Paşa Camii

Önceki içerik

Tarihte En Bilindik Türk Birlikleri

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir