Medeniyet Şehirleri

Rumeli’nin Kalbi Kosova

1

Balkanların merkezi neresidir, diye soranlara Kosova’dır derim. Bunun birinci nedeni Kosova’nın haritaya baktığımız zaman Balkan ülkelerinin tam merkezinde kalan coğrafi-jeopolitik konumudur. Fakat tarihi ve manevi açıdan baktığımızda bizler için önemi, Osmanlıların fethettiği en eski yerlerden biri olmasıdır. Uğruna bir sultanımızı, Sultan I. Murat’ı (1359-1389) şehit vermişiz ve ilelebet bir sultanımızın kalbini bu topraklara emanet etmişiz. Sultan Murat Hüdâvendigâr Kosova’da yaptığı savaşı da (1389) kazanmış, ancak savaş meydanında dolaşırken kendisinden yardım isteyen yaralı bir Sırp’a yardım etmek için eğildiği sırada, bu Sırp asker tarafından şehit edilmiştir. Bunun üzerine Sultan Murat’ın, şehit edildiği noktada tahnît1 edilen cesedinden çıkarılan iç organlarının gömüldüğü yerde, sembolik olarak bir makam türbesi yapılmıştır. Bugün kabirleri ortadan kaldırılan binlerce Kosova şehidinin ortasındaki bu yapı, meşhed olarak anılmaya başlamıştır. Bu nedenledir ki Balkanların merkezi ve kalbi Kosova ve Sultan Murat Meşhedi’dir.

Yüzyıllarca Osmanlı Devleti tarafından yönetilen bu topraklardan, 1912 itibarı ile çekilmiş olsak da Sultan Murat’ın meşhedi dimdik ayakta ziyaretçilerini bekliyor. Maalesef ki tarihi hadiseleri ve bu hadiselerdeki detayları kolayca unutabilen bir milletiz. Kosova Savaşı’nda Sultan Murat’ı şehit eden askerin ismini sorsak, bugün sokakta bilen pek kimse çıkmaz. Yani konuşacak bu kadar şey varken bu detay üzerinde neden duruyorsunuz diyenler olacaktır. 2019 senesinde hepimizi derinden üzen ve 51 kişinin şehit edildiği Yeni Zellanda’daki cami baskınını yapan katilin silahının üzerinde Miloş Obiliç yazıyordu, yani Sultan Murat’ın katilinin adı. Burada verilen mesaj açıkça şu ki; yüzyıllar geçti, biz haçlılar Kosova’daki yenilgiyi unutmadık. Gördüğünüz gibi, bizler unutsak da birileri bize dair hiçbir detayı atlamıyor ve unutmuyor.

1911 senesinde son defa bir Osmanlı padişahı tarafından ziyaret edilen ve Kosova Ovası’nda Kosova Savaşı’ndan beri toplanan en kalabalık toplulukla, Sultan Reşat’ı görmeye gelen Müslümanlarla Cuma namazı kılınmış, her ne kadar o gün devlet-i âliyeye bağlılık yemini edilmişse de bir yıl sonra çıkacak Balkan Savaşı ile elimizden gidecek topraklara adeta veda edilmiştir.

Priştine’ye 8 kilometre uzaklıktaki Kosova Savaşı’nın yapıldığı sahrada yer alan türbeyi ve külliyeyi ziyaret için gittiğinizde burada yüzyıllar önce yaşanan savaş hadisesi az evvel olmuş gibi bir hüzün sarar ziyaretçileri. Etrafa bakıp şehitlik arayan gözlerimiz maalesef ki Evliya Çelebi’nin bahsettiği şehitlikten eser göremez. Fakat çağlar öncesinin edeb ve misafirperverliği ile ziyaretçileri türbede bir hanım karşılar. Osmanlı terbiyesi ile gelenleri karşılayan bu kişinin etrafa yaydığı şefkat ile Osmanlı ruhunu iliklerinize kadar hissedersiniz. Ziyaretçilere kendine has Türkçesi ile bilgiler vermeye çalışan kişinin adı Saniye, soyadı ise aile mirası mesleğinden dolayı Türbedar’dır. O, sempatik Türkçesi ile ailesinden ve Sultan Murat türbesinden bahsederken genellikle ziyaretçiler duygulanarak gözlerinden yaş akıtmaya başlarlar. Defalarca bu hisleri yaşadığım için insanların bu mekânda neden bu kadar duygulandığını kendi kendime sorguladığımda; yüzyıllar öncesinden kalan bu mekânın ruhuna uygun bir ailenin nesilden nesile buraya hizmet etmesi ve Osmanlı ruhunu iliklerinize kadar bu topraklarda hissediyor olmamız cevabını aldım.

İlk gördüğünüzden beri hayran olduğunuz Saniye Anne daha siz sormadan anlatmaya başlamıştır bile: “Bizim ailemiz Melek Ahmet Paşa zamanında Kosova’ya geldi ve bu türbede türbedarlığa başladı. O vakitten beri buradayız ve soyadımız Türbedar’dır. Bu türbenin değeri Türkiye’de, Balkanlarda ve tüm İslam dünyasında biliniyor. Elhamdülillah, Müslümanlığa ve Kur’an’a inandığımız için burada yaşıyoruz ve burada öleceğiz. Sultan Murat dedemiz burada İslam için şehit olarak kaldı. Balkanlarda camiler, çeşmeler, köprüler bıraktı. Şimdi bu eserleri görmek için o kadar insan geliyor buralara. Bu türbe Balkanlardaki en büyük tarihi türbedir. Bizim ailemiz, dedelerimizden bu yana buranın bakıcılığını yaptı. Komünizm döneminde çok zahmet çektik. Çok işkenceler gördük. Rahmetli eşimi çok defa dövdüler. Ama Elhamdülillah biz yine de buraları terk etmedik. Eşim vefat edince Allah’ın bana verdiği kuvvetle bu türbeye hizmet ediyorum.”

Balkanlara olan ziyaretlerimde yolum Kosova’ya düşmüşse zaman olmasa bile muhakkak vakit ayırıp ziyaret ettiğim bu mekâna dair bir hatıram ile yazımı nihayete erdireyim. 2014 senesinin Mart ayında bir kış günü Saraybosna’dan otobüsle Kosova’ya gelmem gerekiyordu. Şehirlerarası bir otobüs ile seyahat ettiğimden türbeye uğrama durumum olamayacağı için üzülmeye başlamıştım. Türbeye uğramak bahane idi. Asıl derdim, Osmanlı ruhunu ve kokusunu iliklerime kadar hissettiğim Saniye annemi göremeyecek olmam ve duasını alamayacak olmamdı. Otobüs sabah gün ağarırken Novipazar’da durdu. İnen yolcular inmiş ve otobüs hareket etmek üzere iken bir kadın otobüsü durdurmak için bağırınca ses bana tanıdık geldi. Kapıdan içeri giren kadın Saniye annenin ta kendisi idi. Aslen Novipazarlı bir Boşnak olan Saniye anne, Türbedar ailesine gelin gelmişti.  Vıçıtırın’ı geçip ineceği yere gelene kadar sohbet ettim, duasını aldım. Artık gönlüm huzurluydu. Kim bilir belki de Sultan Murat’ın himmeti idi bizi buluşturan. Saniye anne, Sultan Murat Türbesi’ne özenle hem hizmet etmeye hem de gelenlerin gönlünü fethetmeye devam ediyor. Buraya gelen her ziyaretçi gönlünü ve ruhunu Sultan Murat Han’ın manevi huzurunda ve Saniye annenin şefkatli kucağında bırakır.

1- Tahnît: Bozulmaması için iç organlarını çıkararak ölüyü ilâçlama.

Mikail Türker Bal
1984 yılında İstanbul'da doğdum. Orta okulu Pendik İmam Hatip'te bitirdikten sonra Özel Üsküdar Fazilet Erkek Lisesinden mezun oldum. Sakarya Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği mezunuyum. 5 yıl kadar özel bir eğitim kurumda çalıştıktan sonra bir müddet yayınevlerinde görev yaptım. Bu süreçte Balkanlarda Tasavvuf tarihi, kültur ve edebiyat tarihi alanında çalışmalar yapmaktayım. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünden Kosova'da Kādirilik başlıklı yüksek lisans tezimle mezun oldum. Birçok dergi ve platforma yazılarım yayımlanmaktadir. Yayımlanmış ilk çalışmam Mesnevihan Saraybosna'da Mevlevîlik 2017 yılında yayımlandı.

Siber Zorbalığın Hukuki Boyutu

Önceki içerik

Çocuk Fotoğrafları

Sonraki içerik

1 Yorum

  1. Ne güzel ecdadımız var ve sahip çıkan ne güzel insanlarımız var elhamdülillah 🌺

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir