Medeniyet Şehirleri

12.000 Yıllık Medeniyet Diyarbakır

0

12.000 yıl önce iskân edilen Akadlar, Gutiler, Hurrîler, Mitanîler, Urartular, Medler ve Persler gibi medeniyetleri bağrında barındıran Diyarbakır…

Diyarbakır, yaşanan tarih sürecinde birçok devlet ve beylik tarafından ele geçirilmeye çalışılmıştır.  Son zamanlarda her ne kadar ciğer ve karpuzu ile konuşuluyor olsa da M.Ö 3000’li yıllara dayanan birçok medeniyetin izlerini taşıyan ve bir kültür mozaiği olan Kale-kent Diyarbakır hemen hemen her dönemde yönetim, sanat ve bilim merkezi olma özelliğini korumuştur. Bu özelliğine, antik çağlardan beri Avrupa ile Asya’yı birbirine, Karadeniz’i Ortadoğu ülkeleri ve Basra körfezine bağlayan yolların kesişme noktasında bulunmasından dolayı yani bulunduğu jeografik konumu nedeniyle sahip olmuştur diyebiliriz.

Şehirler, içinde yaşayan toplumun aynasıdır ve bu toplumun ruhunu yansıtır. 12.000 yıllık geçmişi olan Diyarbakır’ı anlatmak bundan olsa gerek hiç de kolay değildir. Çünkü bütün ihtişamıyla bu şehir bugün ve geçmiş arasında bir köprü olmuştur. Diyarbakır’da yapılan çalışmalar sonrasında ortaya çıkmıştır ki neolitik (yeni taş/cilalı taş) ve paleotik (eski taş/yontma taş) dönemlerde insanlar bu kentte toplumsal yaşama başlamışlar ve birden fazla uygarlık kurmuşlardır.

Medeniyet tarihinde en eski yerleşim alanlarından, verimli ve bereketli toprakları ile bilinen Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan Mezopotamya’nın en önemli şehirlerinden binlerce yıl önce antik devirlerde Amedi, Roma ve Bizans dönemlerinde Amida, yine Bizans devrinde bir süre Constantia ve Amid veya Kara Amid diye adlandırılan şehirdir Diyarbakır.

Rivayete göre Amid ismini; Huriler zamanında, Amida adında bir kızın şehrin hükümdarı olmasından dolayı almıştır. İlk tarihi yazılı belgede ise Asur Kralı’nın bir kılıcının kabzasında Amid yazıldığı bilinir. Sönmüş volkanik Karacadağ’ın hemen eteğinde bulunması itibariyle toprak altı kazıldığında volkanik bazalt taşlar çıkar. Bunlar çoğunlukla siyah bazalt taşlarıdır ve bundan dolayı özellikle de Artuklu ve Akkoyunlular döneminde kente Kara Amid denmiştir. Hz. Ömer döneminde İslam fethinden sonra ise Diyar-ı Bekir ismini almıştır. 1937 yılına gelindiğinde Diyarbekir ismi Diyarbakır olarak değiştirilmiştir.

Kale-kent olan Diyarbakır tarihin ilk çağlarından günümüze kadar bulunduğu konumdan dolayı üretim ve ticaretin merkezi olmuş, surlarından dolayı da önemli bir yerleşim merkezi olma özelliğini binlerce yıldır korumuştur. Havadan bakıldığında bir kalkan balığını andırır.12.000 yıllık medeniyet

Yapımı yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanan surların uzunluğu 5.75 km ve yüksekliği 8-12 m arasındadır. Üzerinde birçok kitabe, kabartma ve çeşitli süslemelerin yer aldığı dış surlar üzerinde 82, iç kale üzerinde ise 19 adet, her biri birer mimari şaheser olan burçlar dizilidir. Kültürel dokusundaki olağanüstü çeşitlilik, surlar üzerindeki Rumca, Latince ve Arapça kitabelere yansımıştır. Diyarbakır semalarında yüzyıllardır ezan sesleri ile çan sesleri birbirine karışmıştır. Kudas ayinleri ile Cuma namazları birbirini takip etmiştir. Diyarbakır, farklı etnik ve dini kimlikleri yıllarca içerisinde barındırmıştır.

Anadolu’nun İslam’la tanışan ilk kentlerinden birisidir ve sonrasında çoğunluğu Müslüman Arap, Türk ve Kürtler; Hıristiyan Ermeni, Rum, Süryani ve Yezidiler ile Yahudilerin birlikte yaşadığı zengin kültürlü bir şehir halini almıştır. Birlikte aynı havayı soluyup, aynı güzellikleri, acıları, sevinçleri paylaşmışlardır. Birçok önemli şair ve yazarın yetiştiği Diyarbakır, geçmişte olduğu gibi günümüzde de en önemli kültür merkezlerinden biridir.

Diyarbakır’ı ziyaret eden Evliya Çelebi kentte karşılaştığı entelektüel ve sanatsal gelişmişlikten etkilenmiştir ve ünlü seyyahlardan  Polonyalı Simeon’un “Geçmişten beri ilim ve irfan kenti” diye söz ettiği şehir olmuştur. Açık müze-kent olma özelliğini taşıyan sur içi Kale-kent Diyarbakır bir dünya kenti olmayı hak etmektedir.

Benzemez Kimse Sana

Önceki içerik

Artık Dikelim mi?

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir