Edebi-Tarihi

Adamotu

2

Bu yazıda alışılmış bitkilerin aksine oldukça esrarengiz bir bitki olan adamotundan (Mandragora officinarum) bahsedeceğiz.

Harry Potter ve Sırlar Odası filminden adamotunun konu edinildiği sahne

Belki birçoğumuz onu Harry Potter serisinden anımsıyor olabiliriz. Bu bilim kurguda büyü ile taşlaştırılmış nesneleri eski haline getirmek için kullanılan adamotundan ikonik olarak bahsedilmiştir. Büyü dersindeki genç büyücüler, adamotu ekmeyi öğrenirken önce kulaklık takıyor; böylece adamotunu topraktan sökerken köklerin dehşetli sesinden korunuyorlardı.

Evet, adamotunun isminden de anlayacağımız üzere insani bir yanı mevcut. O da kökleri. Kökleri tıpkı bir insan bedenini andırıyor. Hatta bazı köklerde kollar bacaklar dahi net bir şekilde görünebiliyor. Bu şaşırtıcı şekliyle büyülü ve tehlikeli bir bitki kabul ediliyor. Ve bitki gizemini tam da bu köklerinden alıyor. Bu bitkinin kökü Alman halkbiliminde “kullananın tüm sırlarını açığa vurduran, insan biçiminde bir devin ruhunu içeren büyülü bir kök” olarak tanımlanıyor. 

Bu resimde adamotu kökü bir köpek yardımıyla sökülürken sahibinin onu çağırması tasvir edilmiştir (Tacuinum sanitatis in medicina’nın 14. yy İtalyanca nüshasından)

Mitolojide kökün çıkarılmasının belli bir vakti olduğu söylenir. O vakit, Mars gezegeninin etkisinin en yoğun olduğu zamandır. Ve özellikle gece vakti tercih edilir. Efsanelere göre adamotu kökü topraktan söküldüğünde öylesine bir feryat edermiş ki bunu duyan kişinin kulakları sağır olur ve delirirmiş. Hatta insanların oracıkta can verdiği dahi söylenirmiş. Durum böyle olunca adamotu kökünü toprakta sökmek için uzun yıllar kullanılacak olan bir yöntem akıllara gelmiş: Bitkiyi toplamak isteyenler bir adamotunu köpeğe bağlarlar ardından oradan olabildiğince  uzaklaşırlar, sonrasında da köpeğe yemek uzatıp çağırırlarmış. Bunu duyan köpek hızla sahibine koşunca adamotunun kökü yerinden çıkar, köpek de oracıkta can çekişerek ölürmüş.

Gelgelelim bizim topraklarımızda da yüksek yerlerde yetişen bu bitki, eski yıllarda adamotu kökünün dehşetinden korunmak için yine bize özgü yöntemler ile çıkartılırmış. Davulları zurnaları kapıp dağa çıkan halk, adamotu kökünü toplamaya oldukça kalabalık ve coşkulu giderlermiş. İşte fırsat odur ki o gürültüde, şamatada adamotu kökleri toplanır, halaylar oyunlarla geri dönülürmüş.

Adamotu bitkisinin çiçekleri türüne göre mor veya beyaz renklidir. Meyveleri ise turuncu renkte malta eriğine benzer. Kökleri insan şekline benzediğinden birçok dilde birbirine benzer şekilde isimlendirilmiştir. Latince isminin kelime kökeni, Farsça  “mardom-gijah” (adam otu) ya da “mehr-gijah” (sevgi otu) sözcüklerinden gelir. Bazıları ise bu ismi “man-dragon” “yani ejderha insan” olarak yorumlamıştır. Adamotu bitkisi Tevrat’ta ise “dudaim” diye geçmektedir.

Mandragora officinarum çiçek ve yaprakları

Madem bu kadar meşakkatli bir iş neden insanlar bu kökün peşindeymiş ki diyebiliriz. Adamotu kökü tarihte bilinen ilk anestezik ve narkotik ilaçlardan biri olarak bilinir. Bunun anlamı da ameliyatlarda cerrahi müdahalelerde elzem olan anestezinin temelini oluşturan bitkilerden olduğudur. Köklerinde majör olarak bulunan hiyosiyamin ve skopolamin kuvvetli birer halüsinojenik alkaloittir. Avcılıkta ok ve kargı uçlarında avı bayıltmak ve sersemletmek için de kullanılmıştır. Fazla alınan dozu bilinç kaybına sebep olabilmekte hatta ölüme dahi yol açmaktadır. Bu yüzden pratikte kullanımı pek yaygın değildir. Olası bir kullanımda da muhakkak doktor gözetiminde olmalıdır. Piyasada adamotu adı altında satılan köklerin birçoğunun da başka cins bitkilerin kökleri olduğu tespit edilmiştir.

Toprağın altındaki bu minik adam-bitki, kim bilir bedeninde ne sırlar barındırıyor belki kendi dahi bilmiyordur. Eh biz de nesnel olarak baktığımızda bir şeyler görmüşüz, peki ya göremediklerimiz? Bir şeyi bilmediğimiz o şeyin olmadığı anlamına gelmediği kabulü sadece adamotu için değil, biz ademoğlu için de geçerlidir belki de. Hayretlerle dolu bir dünya saklıdır içimizde. Göremediğimiz ve belki de hiçbir zaman göremeyeceğimiz. Bu sırlar da yaşama dahil değil midir zaten? Ha adamotunun yaşamına ha ademoğlunun hayatına…

(E)ndüstrinin Bilinmeyen Kodları

Önceki içerik

Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA)

Sonraki içerik

2 Yorum

  1. Çok merak ettiğim bir bitkiydi, uzun zamandır da burada görmeyi bekliyordum. Harika bir yazı olmuş, hem merakımı giderdim hem bir o kadar da merakım arttı.

    1. Teşekkürler 🌱
      Bir diğer merak döngüsünde bir arada olalım, sevgiler 😊

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir