Akraba kelimesi aralarında kan bağı bulunan veya evlilik yoluyla aralarında bir ilişki, bir yakınlık doğan kimseler için kullanılır Türkçemizde. Halk arasında “hısım akraba” olarak kullanırız. Akraba kelimesi, Arapça “kariba / yaklaştı, yanaştı, yakın idi” fiil kökünden türemiş; “kurb / yakın, yakın olma, yakınlık” isminin çoğuludur; “yakınlar, yakın olanlar” anlamına gelir.
Bildiğiniz gibi, doğadaki canlıları inceleyen bilim insanları çalışmalarında canlıları daha iyi anlayabilmek, hastalıklarına çare bulabilmek, türleri yakınlıklarına göre ayrıştırabilmek için canlıları sınıflandırmıştır. Önceleri görsel benzerliklere göre sadece “Familya” yani “Aileler” olarak sınıflandırma yaparken -ki buna analog sınıflandırma denilmiş- sonraları bu gruplandırma yetersiz kalmıştır. Örneğin kelebeklerin de kuşların da kanatları vardır. Ancak konu akrabalığa gelince bu benzerlik veya yakınlık onları aynı aileden saymak için günümüzde yeterli değildir.
Modern bilim, canlıları yedi küme altında sınıflandırıyor; yukarıdan aşağıya Âlem, Şube, Sınıf, Takım, Aile, Cins, Tür. Bu sınıflandırma işlemi aslında aşağıdan yukarıya çıkıldıkça birbirini kapsayan bir kesişimler kümesidir. Bu kümelerin birbirleriyle olan benzerliğine yani yakınlık derecesine “akrabalık” denir. Akrabalık canlıların birbiri arasında sadece görünüm açısından değil, genetik, hücresel ve karakteristik anlamda da yakınlığını ifade etmek için kullanılır.
İnsanlar âleminin kan bağı olmadan benzerlik gösterdiği, birlikte hareket ettiği, birlikte tepki verdiği gruplar bilim insanlarına bile ilhâm oldu. Aralarında kan bağı bulunmasa da insanların sevdiği, fedakârlıkta bulunduğu insanlarla aynı takım, sınıf ve şubelerde yer alması onların akrabalık bağını gösteriyor aslında. Ancak günümüzde akrabalıktan sadece kan bağını anlar oluşumuz bize maneviyatımızın geldiği son noktayı göstermektedir. Akrabalık gerçek yakınlık için kullanılır. Manen, akrabalık için kan bağına gerek duyulmaz. İşin başı muhabbettir, aşktır, sevgidir, meveddettir.
Yorumlar