Babüsselam yani selam kapısı, Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusuna geçişi sağlayan en büyük kapısıdır. Orta Kapı olarak da adlandırılan Babüsselam, iki tarafında yükselen kulelerin arasında ihtişamlı bir görünüşe sahiptir ve halk nezdinde devletin simgesi olmuştur. Gerçek Sarây-ı Hümâyun bu kapıdan itibaren başlamaktadır.
Topkapı Sarayı İstanbul’un Fatih İlçesi Cankurtaran Mahallesinde olup Marmara Denizi ile İstanbul Boğazı ve Haliç arasında kalan tarihi İstanbul yarımadasının ucunda bulunan Sarayburnu’nda yer almaktadır. Saraya en kolay tramvay ile ulaşılır. Bu muhteşem saray ve kapısı ilgililerin ziyaretini beklemektedir.
Kapılardaki yazılara gelecek olursak,
Giriş kapısının üzerinde Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasulullah yazılı kelime-i tevhid levhasını görmekteyiz.
Kelime-i Tevhid levhasının hemen altında bulunan tuğrada adaletli anlamına gelen Adli mahlası bulunmaktadır. Sultan II. Mahmut’a ait olan tuğrada,
Mahmut Han bin Abdülhamit el- muzaffer daima, Abdülhamit’in oğlu Mahmut Han daima muzaffer olsun yazmaktadır.
Topkapı Sarayı’nın birinci avlusundan ikinci avlusuna giriş kapısının yani selam kapısının sağında bulunan resmini gördüğünüz bu kitabenin üstünde III. Mustafa’ya ait olan ve üzerinde, Mustafa Han bin Ahmed el-muzaffer dâima: Ahmet oğlu Mustafa Han daima muzaffer olsun yazılı tuğra bulunmaktadır. Kapının hem girişinde hem çıkışında aynı kitabe yer almıştır.
Kitabenin Okunuşu:
Hâfız-ı adl-i şerîat Hazret-i zıll-ı Hüda
Matla-ı hurşid-i şevket-i şehriyar-i ma‘delet
Bani-yi bünyan-ı devlet hâdim-i beytü’l-harâm
Vâris-i mülk-i milel sertâc-ı şâhân-ı düvel
Zıll-ı Yezdan-ı ezel dadar-ı İskender-i ğulam
Dâver-i devrân Sultân Mustafa Hân kim ânın
Tâcdârân-ı selefde görmedi mislin enâm
Eyleyüb sarf-ı nukûd himmet-i şâhinşehi
İtmede umran-ı dehri her dem aksa-yı meram
İşte ez-cümle bu dîvân-ı hümâyun mevkiin
Seyr idince sakf-ı eyvânın o cem-câh-ı benâm
İtmemiş ana selâtîn-i selef atf-ı nigâh
Mahvolub âsar-ı resm-i nakş-ı zer-kârı tamam
Kıble-i şâhân-ı âlem nazargâh-ı halk iken
Ana şâyan ü sezadır kim ola pür ihtişam
Emr idüb hedmin bina-yı köhne tarh-ı sakfnın
Tarz-ı uslûb-ı kadimin eyledi tecdid-i tam
Günümüz Türkçesi:
Hazreti Allah’ın gölgesi adalet ve şeriatın koruyucusu
Adaletli padişahın Saltanat güneşinin doğduğu yer
Devlet binasının kurucusu, Kâbe’nin hizmetkârı
Devlet başkanlarının baş tacı milletler toprağının varisi,
Adaletli hükümdar İskender gibi Allah’ın yeryüzündeki gölgesi,
Cihanın hâkimi Sultan Mustafa Han ki onun gibi
Önceki padişahlarda görmedi insanlar benzerini
Padişahlar padişahı paralar harcayıp himmetiyle
Her an düşüncelerini gerçekleştirerek ülkeyi mamur etmede
Bu yüce divan yerini işte özellikle
O Hazreti Süleyman’ın makamından divanın çatısını görünce
O çatıya bakmamış kendinden önceki sultanlar
Tamamen silinmiş çatıdaki altın yaldızlar
Dünya hükümdarlarının yardım beklediği,
Halkın gıpta ile baktığı yerdir
Çok ihtişamlı olmak ona layık ve münasiptir
Çatının düzenlenmesi için emretti eski binanın yıkılmasını
Eski üslup tarzı üzere tamamen yeniden yaptırdı.
Bu fotoğrafta Babüsselam’ın sol tarafında bulunan kitabeyi görmekteyiz. Burada da yine kitabe metninin üzerinde III. Mustafa’ya ait tuğrayı görüyoruz.
Kitabenin Okunuşu:
Mustafa Han ibn-i Ahmed el-muzaffer dâima
Mukteza-yı himmet-i tab‘-ı bülendiyle yapub
Kıldı nev-icad böyle resm-i pâkize nizâm
Kim eğer görseydi Manî nakş-ı zerrin-kârını
Reşk ile dembeste-i hayret olurdu subh u şâm
Mısraının şemse-i gülmihine mâh-ı münîr
Dağdarîdir ki rûyin kaplamış reşk-i zalâm
Zînet-nakşına nisbet çarh-ı atlas bi-nukûş
Sakfına tak-ı felek olmaz yanında köhne-bâm
Vâdi-i vasfında reftâr-ı semend hâmeyi
Zabt idüb himmet-i duâya idelim atf-ı zimâm
Hazreti Hayy nesak-sâz-ı nizâm-ı kainât
Şevket ü iclâlini ide cihânda ber-devâm
Taht-ı âlî-baht-ı devletde ebed olub mukîm
Niçe asâra muvaffak ide Hallâk-ı enâm
Zihniyâ ilhâm ile târihîn inşâ eyledim
Ola emn ü yümn ile Ortakapu Babü’s-selâm
1172
Günümüz Türkçesi:
Ahmet oğlu Mustafa Han daima muzaffer olsun
Fıtratı yüce, gayreti çoktu, bunun gereğini yaptı
Böyle temiz yeni bir eser meydana getirdi
Eğer Mani görseydi altın yaldızlı işlemelerini
Sabah akşam gıptayla tutulurdu nefesi
Giriş kapısının kanatları güneş gibi çarpar
Işık saçan ayın üzüntüsünden yüzünü haset karanlığı kaplar
Nakışlarının süsü yanında gökyüzü süssüz kalır
Gökyüzü onun çatısı yanında eski çatılı gibi kalır
Edalı yürüyen çevik at gibi kalemi onu anlatmada,
O kalemi durdurup gayretle edelim dua
Hazreti Allah eksiksiz düzenledi kâinatı
O Padişahın da dünyada daim etsin kudret ve saltanatını
Ebediyen otursun devletin yüce tahtında
Allah onu muvaffak etsin nice eserler yapmaya
Tarihini yazdım ilham ile Ey Zihni
Orta kapı Bâbüsselam olsun emniyet ve bereketli
H.1172-M.1758
Babüsselam’dan içe bakan kısmın üst yüzünde ise “Cennâti adnin müfettehaten lehümü’l-ebvâb, Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn Cennetleri vardır.” (Sad, 38/50) ayet-i kerimesi yer almaktadır.
Kapak: Mustafa Cambaz
Hasibe DURMAZ
Yorumlar