Âb-ı Hayat

Ben Ettim Sen Eyleme Allah’ım

7

Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teala sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek fakat peşinden tevbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim,Tevbe,9)

Mademki suretimize insan kılıfı giydirildi insan olmanın, insan kalabilmenin buna uygun bir hayat sürebilmenin olmazsa olmazları vardır.

Din, Kur’an, İslam hepsi insan içindir, muhatabı insandır. Efendimiz (s.a.s) tarafından talim ettirilerek bizlere kadar korunarak gelmiş ve kıyamete kadar da öyle devam edecektir. Bu çerçeve içinde düşünürsek Allah Teala bizleri yalnızca yaratıp dünyada başıboş bırakmamıştır. Yaratılış amacımızın kulluk olduğunu, bunu nasıl yerine getireceğimizi; insan olmanın tabii bir hali olarak günah, hata ve kusur ettiğimizde -yani yaratılış amacımıza, kendi özümüze yabancı kaldığımızda- tekrar nasıl ve nereden başlayacağımızı da bizlere öğretmiştir. Konuyu basitleştirmiş olmayalım ama hani bir söz vardır: “Umut fakirin ekmeğidir.” Yani olmazsa olmazıdır, yoksa yaşayamaz manasında. Tövbe de bizler için insan olma, haddini bilme, kul olduğunu hatırlayıp acizliğini ve hatasını farketme, doğru istikamette sabit olabilme veyahut yeniden o istikamete yönelebilmemizin olmazsa olmazıdır.

Bugün elimizin altındaki telefonlarla saniyeler içinde Kur’an-ı Kerim’deki ayet ve hadis-i şeriflere ulaşabiliyoruz. Bir şeyleri öğrenmek ve araştırmak için özel zamanlar, haller beklemeyelim. Bizzat kendimizle alakalı, hayatî önemi olan mevzularımıza uzak kalmayalım, en azından ayet meallerini ve sahih kaynaklarımız üzerinden meselelerimizi öğrenmeye gayret edelim. “Tövbe ile ilgili ayetlerin meali” diye internet ortamından aradığımızda tamamını çok kısa bir  sürede okuyabiliriz.

İnsan hataya meyillidir, aciz yaratılmıştır. Ondan istenen tabiri caizse suya sabuna dokunmadan köşesinde kalıp itaat ve taatte bulunması değildir. Hayat içindeki vazifeleri arasında dengeli olan ve varlığının niçinini sorgulayan mahluktur insan; buna uygun davranması beklenir. Arzusu, istekleri ve nefsi vardır. Düşer kalkar, batar çıkar. Acziyetiyle birlikte insandır. Bu yüzden ne kadar günahkar olsak da kendimizi Allah’tan uzak görmeyelim. O bize varlık mayası çalmıştır. Bilirsiniz zaten “yiğit düştüğü yerden kalkar” der büyükler. Yeise düşmek yerine doğrulmanın yolunu aramak icap eder.

Tövbe, Rabbimizle doğrudan iletişime geçirir bizi. Belki hemen en istenilen hale erişemeyebiliriz. Bizden beklenen, kul olduğumuzu hatırlayıp haddimizi bilmek ve samimiyetle Allah’tan af ve mağfiret dilemektir. Kişi bu pişmanlıkla öyle bir yoğurulur ki içinden çıkamadığı, kendisini boğan ve daha da Allah’tan uzaklaştıran hal perde gibi yırtılmış; bu tövbenin aydınlığıyla kişi de kendini affetmiş ve sağlıklı bir psikolojiye adım atmıştır. Çünkü insan en çok da kendini affedemediği hatalarında hırçınlaşır, öfkeyle önüne gelen herşeyi ezer, geçer. İşte Allah’a tövbe niyetiyle olan dönüşümüz içimizde eksik ve affedilmez gördüğümüz davranışları da tamir ve tadil edecektir.

Tövbe ile biz, “ben kulum Ya Rabbi, ben ettim sen eyleme. Ben acizim, sen kavîsin deriz.” Bu şekilde düşünmek bizleri  dünya hayatında da sağlıklı bir ruh hali içinde  tutar, gücümüzü aşan şeyler üzerinde hakimiyet kurma ya da yönetme sevdasıyla panik atak olmayız mesela. Ve ayet-i kerimelere baktığımızda müjdeler alırız: “Allah tövbe edenleri sever”, “Allah tövbe edenlerle beraberdir”, “Tövbe edenleri müjdele”, “Tövbe sebebi ile günahların hasenatı çevrileceği” gibi.

De ki: Ey kendi aleyhlerine olarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar, doğrusu o çok bağışlayıcı çok merhametlidir.” (Zümer, 39/53) Nasıl vazgeçilir ki böyle bir Allah’a kul olmaktan, günahtan çok bu utandırmaz mı bizleri yarın mahşer gününde? Kul olduğumuzu idrak edip, kalbimizden pişman olduğumuz anda şu ayet-i kerimenin mazharı olmak ne büyük lutuf. Hz. Mevlânâ şöyle der: ‘Sen bir günah işledin ve o günahından tövbe ettin. Peki o günahı işlediğin zata karşı gafletinden, onu unutmandan tövbe ettin mi? Eğer etmediysen bu nasıl tövbe? Git o tövbenden de tövbe et.” Tövbenin aslı hakkında muazzam bir derstir bu bizler için.
“Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe eder haldeyken de yine Allah onlara azap etmeyecektir.”( Enfal,8/33)
Enfal Suresinde geçen ayetlerde müşriklerin Efendimiz’e (s.a.s) gelip, “hadi eğer Allah katından gelen bir sözdür diyorsan bu kitap, gökten üzerimize taş yağdır” dedikleri anlatılır önceki ayetlerde. Bunun üzerine “sen içlerindeyken onlara azap etmem” kısmı nazil olmuştur.
Ashab-ı kirâm çok üzülmüş ve Efendimiz’e (s.a.s) gelerek “Sen olmadığında bizim halimiz ne olacak” diye sormuşlar ve bunun üzerine “Tövbe eder halde olduklarında da Allah onlara azap etmeyecektir.” kısmı nazil olmuştur. Bazı tefsirlerde buradaki “içlerinde olduğun müddetçe”nin bir manasının da , Efendimiz’e (s.a.s) muhabbetimizi her daim içimizde diri tutmaya çalışmak olduğu belirtilmiştir. Allahu Teala’nın kulları üzerindeki rahmet vesilesi Efendimiz’e (s.a.s.) olan yakınlıklarıdır.  Ayrıca ümmet içinde  tövbe edip istiğfar edenlerin bulunmasının bir kalkan gibi bizi korumakta olup azaba uğramamıza mani olduğunu da  bu ayetler ile anlıyoruz. 

Efendimiz (s.a.s) bir kötülük yaptığımızda hemen bir iyilik yapmayı tavsiye
buyurmuşlardır. Bizler tövbe istiğfarla Efendimiz’in (s.a.s)  sözünü tutmaya çalıştıktan sonra elbette Allah Teala vadinden dönmez ve bizleri rahman ve rahîmiyetinden mahrum bırakmaz.

Bir hadis-i şerifte “Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teala’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.”(Müslim, Tevbe,1,7,8) buyrulur. Umulur ki bu hadiste geçen mana bizimle de vücut bulur. Vesselam.

Maide
Hayat, mayat diyorlar Benim gözüm mayat'ta Hayatın eksiği var Hayat eksik hayatta...NFK

    1.Seans- Patika

    Önceki içerik

    Aman Yâ Rasûlallah

    Sonraki içerik

    7 Yorum

    1. Yazınızla ümitvar oldum.

    2. Fırıncı açtınız bize güzel kardeşim bol ekmek yeriz biz burdan şu pandemi ortamında kilo almasak bari 🙂
      Feyziniz ziyade olsun.🌹

    3. Tövbe rahmete vesile olurken bizde kim bilir nelere vesile oluyor?

    4. Allah razi olsun nasil güzel calisma ilminizi feyzinizi gani eylesin tum emeği gecen kardeslerimin sevgiyle sağlıkla kalin insallah

    5. O’nun mağfireti olmasa nice olur halimiz.Kulluğumuz O’nun yüceliğindendir.Nasipdar eylesin bizleri de.Sizlerden de Rabbim razı olsun hayrı hatırlattığınız için.

    6. Emeğinize saglik harika bir sayfa Rabbim ilminizi feyzinizi gani eylesin can kardeşlerim

    7. “Allahu Teala’nın kulları üzerindeki rahmet vesilesi Efendimiz’e (s.a.s.) olan yakınlıklarıdır.” ne muazzam ifade… Rabbim bir an olsun Efendimiz’in muhabbetinden ayırmasın!

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir