Edebi-Tarihi

Beytülmakdis’in Göz Kamaştıran Kemerleri

0

Bu yazımızda size “Harem’in göz kamaştıran gerdanlığı” olan kemerlerden bahsetmek istiyorum. Çekilen tüm fotoğraflarında karşımıza çıkar özellikle Batı Kemerleri. Adeta fotoğrafçılar daha güzel kareler çeksin diye bilerek inşa edilmiş ve kondurulmuş gibidir Kubbetü’s-Sahra’nın önüne.

Memlük sultanlarının Kudüs’e hediye ettikleri hürmet nişanesidir bu kemerler. 1376’da Memlük sultanı Melikü’l-Eşraf Şaban tarafından yaptırıldığı geçer kaynaklarda. Zaman içinde hasar gören kemerler Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan büyük imar faaliyetlerinde yeniden inşa edilir. 1817 tarihinde ise Sultan II. Mahmud döneminde yeniden bakımdan geçirilir. Son olarak 1982-1992 yılları arasında tamir görmüştür.

Bilindiği üzere Beytülmakdis dört yüzyıllık (1517-1917) Osmanlı İmparatorluğu himayesi ve idaresinden 1917 yılında acı bir şekilde koparılır. Kendisinden önce bu topraklara hizmet eden Emeviler, Abbasiler, Fatımiler, Eyyubiler, Memlukler gibi Osmanlılar da yönetimden çekilmelerine rağmen bu kutsal topraklara hizmet etmeye devam eder.

       

Birinci Dünya Harbinden sonra bile Türklerin şefkatli elinin Beytükmakdis’in üzerinde kalmaya devam ettiğini 1923 yılında yayınlanan detaylı bir rapordan1 öğreniyoruz. Bu Rapor 1923 yılında Filistin’den Türkiye’ye gönderilir ve özetle şu ifadeler ile başlar.

“Harbin sonunda Filistin’de tüm İslami faaliyetler ve vakıf işlerinin tek mercii olmak üzere kurulan Meclis-i A’la-yı Şer’î-i İslâmî ilk günden itibaren kendisini bu mühim vazife karşısında bulmuştur. Filistin Meclis-i A’la-yı İslamîsi bu İslam eserlerinin yine İslamların imkanları ve maharetiyle onarılmasını hedeflemiştir. Bu amaçla İstanbul’daki meşhur Mimar Kemaleddin Bey ’in başkanlığında bir teknik heyet oluşturulmuştur. Bu heyet, 1 Ekim 1922 tarihinde işe başlamıştır. Dokuz ay boyunca devam eden meşakkatli çalışmalar neticesinde yapılar onarıma hazır hale getirilmiştir. Bu iki muazzam yapıyı (Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra) onarmak için Filistin Meclis-i A’la-yı İslamisi’nin güzel sanatlar, mimarlık ve mühendislik alanında meşhur kişilerden oluşturduğu bu teknik heyetin projeleri doğrultusunda çalışmalar devam etmektedir. Şimdiye kadar mahalli vakıflardan büyük fedakârlıklarla 20 bin liraya yakın bir meblağ toplanmıştır. Ancak Filistin’in tüm vakıf gelirlerinin bu tamiratın bir kısmını bile tamamlamaya yeterli olmadığını itiraf etmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle tüm İslam âlemini alakadar eden bu şanlı ve muazzam eserin tamiri için Filistin Meclis-i A’la-yı İslamîsi olarak, tüm Müslümanları kendi malları ve imkanları ile Müslümanların kıymetli bir eseri olan Harem-i Şerif-i Kudsi’yi tamire davet ederiz”.
Bu giriş kısmı ile birlikte rapor üç bölümden oluşmaktadır:

  • Mescid-i Aksâ Ve Kubbetü’s-Sahra’nın Önemi, İçinde Bulunduğu Durum Ve Filistin Meclisi’nin Faaliyetleri
  • Harem-i Şerîf-i Kudsî’nin Tarihçesi
  • Mukaddes Mekânların Özellikleri

Beytülmakdis’in İngiliz işgaline girdiği dönemde, Filistin Meclisi adına harekete geçen bir grup duyarlı din adamı ve mühendis, Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra’nın acilen onarılmasını gündeme getirmiş ve bu hususta girişimlerde bulunmuştur. Mescid-i Aksâ’nın onarımı için, Kudüs Müftüsü Müslüman bir mimarı görevlendirmek istemiş ve bu yörelerde yapmış olduğu çalışmalarla Araplar arasında ün yapan Kemalettin Bey bu görev için en uygun kişi olarak saptanmıştır. Kemalettin Bey’in Kudüs’teki kutsal yapılara karşı büyük bir ilgi duyduğu daha önceleri yazmış olduğu makalelerden de anlaşılmaktadır.
Uzun zaman öncesinden bu kutsal yapıların vaziyeti ile ilgili çalışmalar yapan bu kişiler, Mimar Kemalettin Bey gibi önemli bir şahsiyetin başkanlığında teknik bir heyet oluşturmuş ve onarım için faaliyetlere başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok sayıda eserin inşasında imzası olan ve uluslararası bir düzeyde saygın bir yere sahip olan mimar Kemalettin Bey’in bu onarım heyetinin başında bulunması ve buradaki çalışmalarını 1925 yılına kadar sürdürmesi yukarıda ifade ettiğimiz gibi Osmanlı Devleti’nin bu topraklara hizmete devam ettiğinin bir ispatıdır.

  1. Oktay Bozan, Harem-i Şerîf-i Kudsî Hakkında Filistin Meclisi A’lâ-i Şer’i-i İslâmisinin 1923 Tarihli Beyannâmesi, Journal of Islamicjerusalem Studies, c. 18, s. 1, 17-34.
Fatima
"Gurbet eli bizim için yaptılar. Çatısını pek muntazam çattılar. Ölüm ile ayrılığı tarttılar. Elli dirhem fazla geldi ayrılık”.

    İstanbul’un Kudüs’ü

    Önceki içerik

    Madde 6: Allah’ı Sıfatlarıyla Biliriz

    Sonraki içerik

    Yorumlar

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir