Bi’ Daha mı Gelicez Dünyaya

Sizler için Japon sinemacı Hirokazu Koreeda’nın 1998 tarihli filmi After Life’ı seçtim. Film, öldükten sonra sonsuz hayata götürülmek üzere bir istasyona getirilen insanların hikayesini anlatıyor. Öteki dünyaya geçmeden önce bir tür bekleme salonuna alınan ruhlar ile bu istasyonda görevli memurlar arasındaki görüşmeye şahitlik ediyoruz. Burada ruhlardan, sonsuz hayata götürmek üzere hayatlarından tek bir anı seçmeleri isteniyor.

Sahneyi izlerken sizin de kendinize aynı soruyu sorduğunuzu tahmin ediyorum. Hafıza ve duygular yakından ilişkilidir. Duygu yoğunluğu fazla olan anılar, beynimizde özel bir biçimde depolanır ve onları geri çağırma olasılığımız daha yüksektir. Böylece yıllar sonra bile bu anılar daha detaylı ve daha canlı şekilde hatırlanabilirler. En kıymetli, en önemli anı derken; sizin kim olduğunuzu belirleyen, özünüzü tanımlayan anılar denebilir.

Hiç çekinmeyin kapatın gözlerinizi ve bağlayın kemerinizi, kişisel tarihimizde bir yolculuğa çıkalım. Hazırsanız şefkatle kucaklayın tarihinizi ve kabullenin anılarınızı, ki bu değişimin ilk adımıdır.

Şu sorular ile başlayalım: Siz kimsiniz? Peki sizin hayat senaryonuzda oynamayı en sevdiğiniz sahne hangisiydi?

Bu bekleme salonunda oturmadan, geçmişini hatırlamak istemeyen Yamamoto Bey’in deneyiminin bir parçası, şahidi olmuşken, kapı hala açıkken, nasıl birisi olmak istersiniz?

Mevlâna Hazretleri Mesnevisi‘nden bize şöyle ışık tutuyor:
“Kalıbın, cesedin mektuptur. Ona dikkat et. Padişaha layık mı, değil mi; bir anla da sonra gönder! Bir bucağa git, mektubu aç, oku… Bak bakalım, içindeki sözler, padişahlara layık olan sözler mi? Layık değilse o mektubu yırt, çaresine bak, başka bir mektup yaz!”
…
Bıkmadan usanmadan gayretle her an’ yeniden doğanlara
Aysenurma, Kıdemli Şehir İstanbul’dan bildirdi.