Bir Seyahat

‘…Bu, öyle bir şeydir ki, senin acelenle olmaz. Birtakım ipler lâzımdır. Seyahatler, göçler lâzımdır..’

Yürüyen merdiven, yerin altından zemine doğru yükselirken, gözüm takıldı gökyüzüne. Bir mavi vardı önce, sonra katman katman açılan maviler.
Yükseldikçe, maviler arasındaki geçişleri seçer oldu gözlerim. Aşağılarda iken, gördüğüm semâda tek bir mavinin hâkimiyeti idi oysa.

Yükseldikçe merdiven, bir baktım ki geçişler var. Maviler var, mavi içinde mavilerden mavilere seyahat var.

Boyacı, boyacı…

Tek bir maviye boyamamış, alıştıra alıştıra, yavaş yavaş, bir tondan diğer tona, yürütmüş adeta maviyi.

Öyle ya;
‘acelecilik bırakılıp, ihtiyat ve teenni yolu seçilerek’ yürünür bazı yollarda. Mavi gibi, tonlarda seyahatler yapılırken, takdir edilen tonda karar kılınana dek; bize de sabır lazımdır, ihtiyat lazımdır, boyacının boya fırçalarından razı olmak lazımdır.

Boyacı, boyacı…