Merhaba kıymetli okurlar,
Bu yazımızda sizlerle, bizim evde de mütemadiyen dozu fazla kaçan, bu sıralar çevremde gördükçe derinden üzüldüğüm bir mevzuya değinmek istedim. Çocuklarda ekran (televizyon, tablet, telefon) maruziyeti.
Geçtiğimiz günlerde oğlumun ablasına “İskender dayıııı, kalk televizyonun başındaaan”’ diye seslendiğini duydum. O anda bir aydınlanma yaşadım sanki. Bu sıralar ekranın dozunun fazla kaçtığının farkına vardım. Gelelim İskender Dayıya; bir akrabamız vardı vaktiyle, Hacı İskender Dayı. Televizyonun yegane ekran olduğu günlerde saatlerce karşısında oturur, tabiri caizse alemle irtibatı keser, neredeyse hipnoz olurmuş. Babacığım küçükken fazla televizyon izlediğimizde bize İskender Dayı diye seslenirdi. Sebebini sorduğumuzda rahmetlinin televizyona olan düşkünlüğünü anlatırdı.
Sıklıkla şahit olduğumuz bir sahnedir; ebeveynlerin çocuğu sakinleştirmek için telefon ekranından bir şeyler seyrettirmek çabası. Özellikle sağlık kuruluşlarına çocuklarını getirdiklerinde, bir dakika ağlayacak endişesiyle hemen açıveriyorlar biricik kurtarıcıları olan telefondan bir çizgi film ya da İngilizce bir klip. Hemşire olarak uyarıda bulunduğumuzda “Ay nasıl olsa ileride maruz kalacak” cevabını alıyoruz mütemadiyen. Kendimiz de çok zorlanıyoruz bu söylediğimizi yapmaya… Bazen bir savaşta gibi hissetsek de elimizden geldiğince uzak tutmaya çalışıyoruz ekrandan çocukları. Bu sıralar daha fazla özen göstermenin vaktinin geldiğinin farkına vardım ve bunu sizlerle de paylaşmak istedim.
Peki neden uzak tutmalıyız, ne zararı var ekranın?
Maddeler halinde yazacak olursak;
- Obezite
- Düzensiz uyku
- Davranış problemleri
- Şiddet
- Dikkat problemleri
- Ve en önemlisi konuşma geriliği
Eminim hepiniz sayısız yazı, içerik okumuşsunuzdur ekran maruziyetiyle ilgili. Nitekim bu konuyla alakalı daha detaylı paylaşımlar yapan sosyal medya hesapları mevcut. Bilindiği üzere uzmanlar tarafından 3 yaş öncesi ekran kesinlikle önerilmiyor. İstanbul Üniversitesinde 2020’de yapılan bir araştırmada; ekran maruziyetinin(ön veya arka fonda) dil gelişimini önemli oranda etkileyen bir faktör olduğu sonucuna ulaşılmış. Şahsi gözlemlerime dayanarak ben de ekran maruziyetinin konuşmayı geciktirdiğini söyleyebilirim.
Aile Sağlığı Merkezinde (sağlık ocağında) düzenli çocuk izlemleri yaparız. Çocuklar bize geldiğinde, 2 yaşındaki çocuğun ailesine “Cümle kuruyor mu? Göz teması var mı?” sorularını sorarız. Normalde bunların olmasını bekleriz. Ancak ekrana gereğinden fazla maruz kalan çocuklarda bu soruların cevabı genellikle olumsuzdur. İlk iki yaşta ekran maruziyeti sözel ve sözel olmayan iletişimi geri bırakmakta, bilişsel gecikmeye yol açabilmektedir. ‘Uyaran eksikliği’ denilen tablo bir otizm öncülü olmamakla birlikte otizme benzer bulguların varlığıyla beraber bir bilişsel gecikme tablosudur ve ekran maruziyeti ile ilgilidir. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsünün 2018 yılında başlattığı bir çalışmada, iki saatten fazla ekrana maruz kalan çocuklarda dil ve düşünme test sonuçlarının düştüğü, yedi saatten fazla maruz kalan çocuklarda, kritik düşünme ve sebeplendirmeyi sağlayan beyin korteksinde incelme olduğu belirlenmiştir.
Günümüzde ekran birçok yönden faydalı, hepimiz biliyoruz. Tamamen uzak durmamızın mümkün olmadığı aşikar. Atalarımız ne güzel söylemiş, yine oraya geldik; azı karar, çoğu zarar. Kararında kullanırsak günlük yaşantımızı kolaylaştıran ekranların, aileyle geçirilen zaman, oyun, uyku, sohbet gibi günlük faydalı rutinlerimizin yerini alması özellikle çocukların gelişimine, yetişkinlerin de bilişsel ve duygusal ihtiyaçlarının yeterli karşılanmasına olumsuz etki edebilmektedir.
Peki neler yapabiliriz çocuklarda ekran maruziyetini azaltmak için;
Ebeveynlerin kullanımında teknolojik aletleri gören çocuklar, gelişimlerinin doğal sonucu olarak bu cihazlara merak duyuyor. Ebeveynlerin ekran ile geçirdikleri süre arttıkça, çocukların da ekran maruziyeti artıyor. Bu nedenle en azından çocuğun gözü önündeyken mümkün olduğunca kullanmamak faydalı olacaktır. Bildiğimiz üzere çocuklar gördüklerini yapar, söyleneni yaptıkları pek azdır.
Erken çocukluk dönemi, özellikle hamilelikten 3 yaşa kadar olan dönem gelişim açısından çok önemlidir. İlk aylardan itibaren gülme, dokunma, konuşma, hikaye anlatma, kitap okuma, oyun oynama, göz teması çocuğun beyninde çok güçlü sinir ağları oluşturur. Çocuğun bilişsel ve duygusal tatmini için bunları sıklıkla yapmaya özen göstermekte fayda var.
Bunların dışında; sınır koymak önemli. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yavuz Samur, çocuğun en fazla maruz kalabileceği süreyi “yaş*10 dk” değeri olarak belirtmektedir. Mümkünse bazen, birlikte vakit geçirmek açısından, çocukla birlikte izlenmelidir.
Yapılan çalışmalar televizyonun arka fonda, çocuk seyretmiyor olsa bile, açık olmasının da bu durumu önemli oranda etkilediğini gösteriyor. Bu sebeple arka fonda televizyon açık olmamasına özen gösterilmelidir.
Çocuğumuzla kaliteli vakit geçirebilirsek, ekran maruziyetini azaltabiliriz. Ekranın yerine kaliteli zamanı yerleştirebilirsek fevkalade olur. Bu yazıda amacım birazcık da olsa farkındalık oluşturmak. Son olarak rica ediyorum bu konuya biraz kafa yorup, özen göstermeye çalışalım, kendim de dahil. Zahmetsiz rahmet olmaz… Biraz dikkat edersek ilerleyen zamanlarda ekran maruziyetinden kaynaklanan birçok meselenin çözüleceğine inanıyorum.
Sağlıkla kalın.
Duygu ÖZARA KOÇ
Yorumlar