Kültürel

Emeviyye Cami

1

Bu sayfalarda birlikte ziyaret ettiğimiz ibadethaneler arasında biri var ki şimdiye kadar yazmaya elimiz gitmemişti bir türlü. İslam medeniyetinin hem maneviyat hem de ihtişam olarak ilk sıralarında yer alan görkemli  bir mabetti burası. Çok şükür ki artık gönlümüz ferah, içimiz rahat ve bir gün orada namaz kılabilme imkanımız mevcut. Bu sevinçle bir kaç cümle yazmak boynumuza borç üzerimize kıymetli bir vazife şimdi.

Emevi CamiiYerlere yeksan olan Şerefli Şam şehrinin incisi, İslam sanatının eşsiz şaheseri ve Müslümanlar için bir dayanışma ve mücadele sembolü olan Şam Emeviyye Camisinden söz ediyorum. Savaşın ve iç çatışmaların ortasında tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkan halkın dayanışmasının ve umudunun simgesi olan Şam Emeviyye Camisi.

Emeviyye Camii yahut  Emevî Camii, Emevîler döneminde Hicri 14, miladi 635 yılında Şam’ın fethinden sonra eski bir Roma mabedinin müslümanlaştırılmasıyla cami yapılan bir ibadethane. Romalıların baş tanrısı Jüpiter’in adına kurulmuş olan mabetin büyük salonu Ebû Ubeyde b. Cerrah’ın gözetiminde cami olarak düzenlenmiş. Ancak zamanla ihtiyaca yetmemesi üzerine hemen yanında bulunan Hz. Yahya adına yapılmış Bizans kilisesinin yerine bugünkü büyük camii inşa edilmiş. Emevî Halifesi Velîd b. Abdülmelik zamanında temeli atılıp, 714’de ibadete açılmış. Halife’nin bu camiye gösterdiği özen inşaatta çalışacak ustaları çok uzaklardan Bizans’tan yani İstanbul’dan getirtmesinden anlaşılıyor.

Emeviyye Camii mermer sütunların taşıdığı kemerler, dört paye üzerinde yükselen kubbesi ve bunların arasında Hz. Yahya’nın türbesi, her mezhep için ayrılan farklı mihrablarıyla, olağanüstü zenginlikte mozaik süslemeleri ve sahip olduğu manevi değerleriyle eşsiz bir ibadethane. Tarih boyunca şehir hayatının merkezinde yer aldığı, idarecilerle halkın bir araya gelip dertleştiği, adalet ve sığınma aradıkları bir yer olduğu seyyahların  kaleminden bugüne ulaşmış.

Geçmişte medrese talebelerinin konaklaması için ayrılan ve sahabeden bazı büyük zatların isimleriyle bilinen Hz. Ali Meşhed’i, Hz. Hüseyin Meşhed’i denilen mescid benzeri müstakil bölümler,  İmam Gazâlî’nin  uzlete çekildiği minare odası, Hz. Osman’nın gönderdiği mushafın burada muhafaza edilmesi asırlar boyu Emevî Camisine ayrı bir manevi değer ve ve fazilet katmış.

Eskiden İstanbul’dan yola çıkan hac yolu Şam’dan geçerdi ve Mekke’ye Medine’ye doğru yola çıkan hacı adayları Emeviyye Camisini ziyaret etmeden, orada nefeslenip ibadetlerini yerine getirmeden yola devam etmezlerdi.

Yaklaşık bin dört yüz yılın ardından yeniden fethedilmiş gibi müminleri kubbesinin altında sevinçle toplayan Emevî  Cami’sini ziyaret belki günün birinde bize de nasip olur. Revaklarla çevrili şadırvanlı avlusunda kuşların özgürce kanat çırptığına şahit oluruz. O ihtişamlı kapıdan akın akın giren ümmet-i Muhammed’le birleşir, birbirimiz için dua ederiz. Olmaz mı ? İnşallah…

Hayriye
Üniversite için geldiği İstanbul’da yaşaya kalan bir Sivaslı. Bir çift kirazın anneannesi. Hikaye anlatmayı, yazmayı, okumayı, gezmeyi sever.

    Antibiyotiksiz Süt

    Önceki içerik

    Kapalıçarşı

    Sonraki içerik

    1 Yorum

    1. İnşallah sümbül sokak trenine binip hep beraber gitmek duasıyla amin diyorum 🤲

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir