Tez çalışmamda bulunan Sultan Ahmet Camii cümle kapısı kitabesinin fotoğrafını çekmek için 24 Ekim 2024 tarihinde Sultan Ahmet Camii’ne gidip fotoğrafları çektim. Buraya kadar gelmişken hafta sonu evlenecek olan arkadaşıma takı almak üzere Kapalıçarşı’nın Nuruosmaniye kapısı tarafında bulunan kuyumcuya gitmeye karar verdim. Çarşının Beyazıt kapısından Nuruosmaniye kapısına giderken ay yıldızlı bayrağımızın dükkanlarda ve yukarılarda asılı olduğunu görmek çok gurur verici.
Daha önce de birçok defalar gittiğim, kitabesi, haşmeti ve tarihî dokusu ile eski ihtişamını tüm canlılığıyla yaşatan Nuruosmaniye kapısında da Türk bayraklarını görmek, uzun uzun kapıyı temaşa etmek, bugün ayrı bir gurur ve heyecan yaşattı bana. Osmanlı Türkçesi ile hattat Sâmî’nin yazmış olduğu o müthiş kusursuz yazıyı uzun süre gözünüz hiç yorulmadan izleyebilirsiniz. Kapının en üstünde nazlı nazlı sallanan iki Türk Bayrağı, daha aşağıda Sâmî’nin Osmanlı Türkçesi ile yazmış olduğu eşsiz yazı. Yazıların en üstünde Sultan II. Abdülhamit’in mahlasıyla tuğrası, onun altında bir hilal, hilalin altında Osmanlı devlet arması ve II. Abdülhamit’in tamir ettirdiğine dair bilgilerin bulunduğu sivri kemer alınlığındaki yazı tüm görsel güzelliği ile karşımızda duruyor. Kemerin altında bulunan giriş açıklığından çarşının içine bakıldığında her iki yana sıralanmış dükkanlar arasındaki Türk Bayrakları bir değil bin can feda der gibiydi. Kapının sağ ve sol tarafında çeşme görüntüsünde olan ancak çeşme olduğunu belirten bir alamet bulunmayan bir yapı bulunuyor ancak kısıtlı bir vakitte gerçekleşen bu ziyaret sebebiyle kitabelerini bilgisayardan daha kolay okuyabilmek için fotoğraflarını çekip kuyumcudan altın alarak geri döndüm. Tekrar o muhteşem Nuruosmaniye kapısından girdiğimde bu sefer Türk Bayraklarının sanki sayısı daha da artmıştı. Her dükkânda ve çarşının üst kısımlarında hep Türk Bayrakları dalgalanmakta. Çarşının bu kadar Türk Bayrağı ile donatılmasının önemli bir sebebi vardı. Bir gün önce 23 Ekim 2024 tarihinde gözbebeğimiz olan Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ)’a hain bir terör saldırısı gerçekleştirilmiş ve maalesef gencecik bir makine mühendisi olan Zahide Güçlü, kalite kontrol görevlisi olan Cengiz Coşkun, kurumda görev yapan Hasan Hüseyin Canbaz, Güvenlik Görevlisi olarak çalışan Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan şehit olmuştu. Benim gibi, buradaki vatandaşları da bu olay çok üzmüş ve yılmayacağımızı, devletimizi ve (TUSAŞ)’ı yalnız bırakmadığımızı al kırmızı bayraklarımızla gösteriyorduk. Bayraklarımızla teröre geçit olmadığını bir kez daha haykırıyorduk. Tüm çarşı esnafı ve milletimle gurur duydum. Bu milletin bir ferdi olmanın büyük gurur ve heyecanını yaşayarak bayraklar altında çarşıdan çıktım. Çarşının bu güzel kapı kitabelerini yazan, Hattat Sâmî’dir. Asıl adı İsmail Hakkı’dır. 1837 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası Hacı Mahmud Efendi Yorgancılar Kethüdasıdır. Osmanlı’nın son dönem hattatlarındandır. Sıbyan mektebini bitirdikten sonra Arapça ve Farsça öğrenmiştir. 1853 yılında Maliye Kaleminde işe başlamış daha sonra Maliye Kitabeti Odasına geçmiştir. 1865’te Divan-ı Hümayun’un Mühimme Kalemine “name-nüvis” olarak tayin olmuş ve “Sâmî” mahlasını almıştır. 1878’de Divan-ı Hümayun Dairesi hat öğretmenliğine daha sonra da Nişân Kalemine getirilmiş, 1883’te de mümeyyizliğe terfi etmiştir. Meşrutiyetin ilanından sonra emekli edilmiştir. 1 Temmuz 1912 tarihinde vefat etmiş, Fatih Camii haziresine eşi ile kızının yanına defnedilmiştir.

Büyük Çarşı (Kapalıçarşı)
Kapalıçarşı’nın asıl adı Büyük Çarşı, Çarsu-yı Kebir olan çarşı, halk arasında Kapalı Çarşı olarak bilinmektedir. Yabancılar da Büyük Çarşı “Grand Bazar, Great Bazaar, Grossbazar” isimlerini kullanmayı tercih etmişlerdir. Çarşı Fatih Sultan Mehmet zamanında Ayasofya Camii’ne ve vakıflarına gelir getirmesi maksadıyla yapılmış ve ticaretin bu alanda toplanması sağlanmıştır. Çarşının Beyazıt, Fesçiler ve Nuruosmaniye olmak üzere üç büyük kapısı vardır. Beyazıt kapısının üstünde Sultan II. Abdülhamit’in mahlası ve tuğrası bulunmaktadır. Fesçiler kapısı üstünde Sultan II. Abdülhamit’in mahlası ve tuğrasının yeri bulunmakta ancak kazınmış durumdadır. Buranın altında “Kendi emeğiyle kazanan Allah’ın sevgili kuludur.” yazan yine Hattat Sâmî’nin yazdığı bir kitabe vardır. Çarşının en görkemli kapısı olan Nuruosmaniye kapısının en üstünde II. Abdülhamit’in tuğra ve mahlası, altında hilal, hilalin altında devlet arması ve çarşının yapım kitabesi bulunmaktadır. Çarşı ilk yapıldığı günden bu yana kendisine eklenen yapılarla birlikte günümüze kadar gelmiştir. Yaklaşık 4.000 dükkânı içinde barındıran Kapalıçarşı İstanbul’un Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alır. Dünyanın en büyük ve en eski çarşılarındandır. Her tarafı buram buram tarih kokan, binbir çeşit malzemesiyle rengarenk ışıklar altında bulunan bu çarşı mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir
Kapalıçarşı’nın Kapılarında Bulunan Tuğranın Okunuşu:
El-gazi. Abdülhamîd Hân bin Abdülmecîd el-muzaffer dâima
Tuğranın Günümüz Türkçesi
El-gazi. Abdülmecid’in oğlu Abdülhamid Han daima muzaffer olsun.
Nuruosmaniye Kapısındaki Tuğranın Altında Bulunan Hilalin İçindeki Yazının Okunuşu:
El-müstenid bi-tevfîkâti’r-Rabbâniyye Melikü’d-Devleti’l-Aliyyeti’[l]-Osmâniyye
Günümüz Türkçesi:
Allah tarafından gösterilen doğru yol üzere dayanan yüce Osmanlı Devleti’nin Meliki
Kapalıçarşı Nuruosmaniye Kapısındaki Kitabenin Okunuşu:
Zînet efzâ-yı makâm-ı muallâ-yı Hilâfet-i İslâmiyye ve erîke-pîrâ-yı saltanât-ı seniyye-i Osmâniyye es-Sultân ibni’s-Sultân es-Sultânü’l Gâzi Abdülhamîd Hân-ı Sânî Hazretlerinin cümle-i müessir-i umrân-ı küsterî-i hümâyûnlarından olmak üzere işbu çarsû-yı kebîr bin üç yüz on dört sene-i Hicriyyesi Rebîulevvelinde müceddeden ta‘mîr olunmuşdur
Sâmî
Günümüz Türkçesi:
Bu çarşı, İslam Hilafetinin yüce makamını süsleyen, Büyük Osmanlı saltanatının tahtını zinetlendiren sultan oğlu Sultan, Sultan ikinci Abdülhamid Han hazretlerinin padişahlık merhametiyle hicri 1314 (M. 1896) yılının Rebiülevvel ayında yaptığı imar eserlerinden biri olmak üzere yenilenerek tamir edilmiştir.
Sâmî
Kapalıçarşı Fesçiler Kapısı Kitabesi:
El-kâsibu habîbullâh
1314 Nemmekahû Sâmî ğufira zünûbehû
Türkçesi:
Kendi emeğiyle kazanan Allah’ın sevgili kuludur.
1314 M. (1896) Bunu Sâmî yazmıştır, Allah günahlarını bağışlasın.
Yorumlar