Kültürel

Fausto Zonaro ve Kılıç Ali Paşa Camii

0

Yukarıda görmüş olduğunuz eserin sanatkarı Fausto Zonaro, Abdülhamid Han Dönemi’nin Ressam-ı Hazret-i Şehriyari (saray ressamı) olarak ün kazanmıştır.

Zonaro, empresyonizme yani izlenimcilik akımına yakın realist eserler vermiştir. Bu haftaki eserimizde Zonaro’nun, güzel İstanbul’un güzel semti Tophane’de bulunan Kılıç Ali Paşa Camii’ni resmedişi üzerine konuşacağız.

Fausto Zonaro, camiyi tuval üzerine açık kompozisyon şeklinde yerleştirmiş. Yağlı boya tekniği ile yapılan resimde yalnızca camii mimarisi ile değil çeşme mimarisi ile de karşılaşmaktayız. Oldukça kalabalık bir gün, gözümüze çarpan iki hanım figürü ve derviş kıyafetli bir erkek figürü ön plana yerleştirilmiş. Figür ve mimari dengesinin sağlandığı bir çalışma. Hemen hemen mimarinin tonları resme hakim konumda diyebiliriz.

Realist resimlerin en güzel yanı yaşadığı anı belgelemesi ve dönemin zihniyeti hakkında bilgi vermesidir. Esere baktığımızda kılık kıyafetlerin resmediliş tarzı ile dönem hakkında fikir yürütebiliyoruz. Gördüğünüz gibi Osmanlı gündelik hayatı resme güzel bir şekilde nakşedilmiş. Beylerin başlarındaki fesler, hanımların kıyafetleri ve hatta aynı dönemde çekilmiş olan fotoğraflarla resim karşılaştırıldığında gördüğümüz birbirine benzer, restoreye uğramamış mimari yapılar.

İstanbul sokaklarını konu edinen tek ressam Zonaro değil elbette. Birçok ressamın İstanbul’a aşık şekilde resmetmeye, izlemeye ve onu aktarmaya çalıştığını bilmekteyiz. Zonaro’yu yaşadığı dönemdeki ressamlardan ayıran en büyük özelliği, bazı oryantalist ressamlar gibi doğunun göremedikleri lakin hakkında fikir yürütmeye çalıştıkları, yanlış aktardıkları yaşantılardan uzak, realizme yakın eserler vermesidir. Belki de onu saray ressamlığına yakıştıran şey budur, baktığını görebildiği ölçüde aktarma.

Baktıklarımızın ne kadarını görebiliyoruz? Bakmak ve görmek yıllarca tartışılagelmiş göreceli iki kavram. Bana sorarsanız bakmak şahitlik, eylem, orada bulunmak. Görmek ise baktığına derinlikler katarak tefekkür etmek. Görmek için bakmak yalnızca bir basamaktır; akla, kalbe ve ruha çıkan.

Ekserimizin bildiği Küçük Prens kitabıyla iyi görmeler diliyorum:

– Bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar, ama asıl aradıklarını bulamıyorlar yine de. Ve aradıklarını tek bir gülde ya da birazcık suda bulabilirler, dedi.
– Doğru, dedim. Küçük Prens ekledi:
– Ama gözler kör. Yüreğiyle bakmalı insan.

Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.

Moda ve Tüketim İlişkisi

Önceki içerik

Dur Biraz Dinle

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir