Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
“Hoşunuza gidecek bir şey daha var: Allah’ın yardımı ve yakın bir fetih! Haydi müminleri müjdele.” (Saff, 61/13)
12.000 yıl önce iskân edilen Akadlar, Gutiler, Hurrîler, Mitanîler, Urartular, Medler ve Persler gibi medeniyetleri bağrında barındıran…
Hz. Zülkifl, Hz. Elyasa, Hz. İlyâs, Hz. İdris, Hz. Yûnus, Hz. Harun-ı Asâfî, Hz. Enüş, Hz. Danyâl, Hz. Hârut ve Hz. Hâllak gibi peygamberlerin kabir veya makamlarının bulunduğu…
Medeniyet dünyasında Mezopotamya, Roma ve İslam Dönemi diye kendinden söz ettiren…
Avrupa ile Asya arasında asırlar boyu köprü olan…
Asur kaynaklarında Âmid veya Amida, Arap kaynaklarında el-Cezire veya Bahre’n-nehreyn…
Eyyûbîler, Artuklular, Akkoyunlulular, Selçuklulular ve Osmanlılar döneminde zengin bir kültüre sahip olan…
Fetih ile Anadolu’ ya İslam’ın kapılarını açan…
Gül bahçelerinde gül yetiştiren kadınların en güzellerinden yaptığı gül suyu ile Selâhaddin Eyyûbî’yi Kudüs’e uğurlayan…
Üç semavi dine mensup insanların bulunduğu…
İbrâhim Gülşenî, Seyfüddin Âmidî, Ahmed Mürşidî, Aziz Mahmut Urmevî, Şaban Kâmî, Ali Emîrî, Hattat Hamit, Sezai Karakoç gibi pek çok âlim, ârif, hattat, edip, şair yetiştirmiş ilim ve irfan merkezi…
Peygamberler ile sahabeler yurdu, evliyalar durağı ve seyyahların uğrak yeri…
Evliya Çelebi’nin ifade edişiyle “geniş vilayeti mamur, ovaları güzel ve amber kokulu toprağı insanlar arasında rağbet gören, mezraları bol, hayrat ve bereketleri çok arz-ı mukaddese olan, abdestsiz girilmeyen” Dicle yöresinin en büyük kadîm beldesi Diyârbekir…
Yıl 639, 7 Cemaziyelevvel Cuma gününü gösterir. Mekke’nin fethedilmesinden 9 yıl, Hz. Peygamber’ in (s.a.s.) vefatının üzerinden sadece 7 yıl geçmiştir. Halife Hz. Ömer Irak ordusunun başında bulunan Şam valisine bir ferman yazar, Şam valisi bu fermanı okuduktan sonra Şam ordusundan müstakil bir ordu oluşturarak Hz. Ömer’in emriyle İyad b. Ğanem’i komutan olarak tayin eder.
İslam dünyası tarafından fethedilmeden önce Bizans İmparatorluğu yönetimi altında olan Âmid zalim bir melike olan Meryem Dara tarafından idare edilmekteydi ve bu bölge Müslümanların Arap yarımadası dışında ilk fethettikleri yerlerden biri olarak büyük öneme sahipti.
İyad b. Ğanem’in ana komutasında ve Halid b. Velid’in emrinde, 1000 kişisi sahabe olmak üzere 8 bin kişilik İslam ordusu Diyarbekir’i fethetmek için hazırlanır ve yola revan olunur. Cizre fethedilmiş ve İslam ordusu Âmid kalesini kuşatmıştır. Surlarla çevrili olan şehrin dışa açılan dört kapısı vardır. Bu dört kapının her birinde bir komutanın altında bulunduğu askeri birlik bekler. İyad b. Ğanem komutasındaki birlikler Tell-Mardin kapısını, Said b. Zeyd ve birliği Rum-Urfa kapısını, Muaz b. Cebel ve komutasındaki birlik Cebel-Dağ kapısını, Halid b. Velid ve birliği ise Yeni kapı-Babu’l-Mâ kapısını tutarlar. Meryem Dara Âmid şehrinin dört kapıdan kuşatılması üzerine devlet adamlarını kilisede toplar ve şöyle der:
“Görüyorsunuz ki Araplar surlarımıza dayanıp sahamıza girdiler. Âmid, Diyâr-ı Bekr bölgesinin kilit noktasıdır. Burayı alanlar bütün Diyâr-ı Bekr bölgesini almış demektir. Bu bölgenin elden gitmesi de, İsa’nın hükmünün buralardan gitmesi demektir. Ben biliyorum ki, bütün bu çevredeki Hristiyan ehli ve çevrenin gözde aileleri bize bakıp başımıza gelenleri seyredecek. Biliyorsunuz ki bunlar şehrinizi yüz sene kuşatsalar da almaya güç yetiremezler. Bundan dolayı dininiz için savaşınız. Çocuklarınızı ve mallarınızı toplayıp surlara çıkın. Bu kendini bilmez saldırganlara karşı savaşın.”
Bu sözler üzerine halk İslam ordusuna karşı koymak üzere surlara çıkar ve saldırıya geçerler.
İyad b. Ğanem bu hazırlıkları görünce savaş şûrasını toplar ve durumun görüşülmesi kararını alır. İslam ordusu içerisinde bulunan Halid b. Velid’in tavsiyesi üzerine Meryem Dara’ya bir mektup gönderir:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Selam ve dua Allah’ın elçisine ve onun ehli beytine olsun sözleri ile başlar ve mektubunu şu sözleri ile bitirir.
“Bu mektup sana ulaştığında teslim olursan selamet bulursun. Sakın ola ki aksini yapayım deme, zira pişman olursun. Bu davranışımızla dininizi terk etmenizi istediğimizi sanmayın, çünkü “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara, 2/256) Eğer bu çağrıya uymazsan, bu durum nefsine uymandan başka bir şey değildir. Bak, göreceksin bundan sonra güç ve kuvvet kimin yanında olacak? Selam hidayete tâbi olanlara olsun.” der. Ancak Meryem Dara, İyad b. Ğanem’in mektubuna karşılık teslim olmayacaklarına dair şöyle bir mektup gönderir. Gönderilen mektup İyad b. Ğanem’e okununca, İyad; “Biz, işlerimizi Allah’a teslim ettik, ona tevekkül ediyoruz.” (Al-i İmran, 3/173), “Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talak, 65/3) ayetlerini okur ve şehri kuşatır ve şehre girme yollarını aramaya başlar.
Yazımızın devamı daha sonra yayınlanacaktır.
Gitmek, görmek, ziyaret etmek nasib olsun inşallah