Kültürel

Filistin’e Veda

2

“Yüreğimizin yarısı Mekke’dir, geri kalanı da Medine’dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır.” der, merhum Nuri Pakdil. Öyledir, bir tül kadar zarif ve kuşatandır, mirâcın mekânı, ilk kıblemiz, peygamberler şehri Kudüs. Ve bizden Nuri Pakdil’inki gibi, hayatımızın merkezinde olmayı bekleyen, Kadim Kudüs…

Bu ay köşemizde Kudüs’le ilgili bir yazıya ve yazının sonunda, Filistin’i konu eden küçük bir film listesine yer verdik sizler için. Bunlardan biri de İran ve Suriye ortak yapımı olan, yönetmenliğini Seyfullah Dad’ın yaptığı Filistin’e Veda filmi.

Film, sahil şehri olan Hayfa’da, Dr. Said ve ailesi etrafında, 1948 yılında İngiliz manda yönetiminin geri çekilmesinin ardından, Yahudilerin Filistin’e göçünü konu ediniyor. Tarihe dönüp bakarsak: “Filistin’deki gerilimin temelinde Yahudi göçü ve toprak elde etme fikri yatar. Siyonistlerin hedefi, kısıtlanmamış sınırlandırılmamış göçten yararlanarak manda yönetimi altında Yahudi nüfusunu çoğaltmak ve böylece milli bir yurdun  varlığı adına inandırıcı bir iddiada bulunmaktı. Göçmenleri yerleştirmek ve beslemek için mümkün olduğu kadar ekilebilir toprağa sahip olmak gerekiyordu. (Bugün neredeyse tüm verimli topraklar Siyonistlerce alıkonulmuştur.) Bu ikili hedefe varmaya  çalışan Siyonizm, yerel Arap nüfusunun [aleyhine] resmi bir sömürgecilik projesini [ortaya koyar.] Filistin Arapları Siyonizm’in hedeflerinin kendi varlıkları için tehdit oluşturduğunu görüyorlar ve buna karşı koymak için İngiltere ile göç ve toprak dağıtımını sınırlamak [adına yaptıkları] görüşmelerde çözüm yolu bulmaya çalışıyorlardı. Bu taktikleri sonuç vermeyince silahlanarak ayaklanmaya başvurdular.” 1

Dr. Said kendini mesleğine adayan bir kişidir. Eşi Latife ve küçük bebeği Ferhan’la Hayfa’da yaşamaktadır. Bir gün tren istasyonunda bombalama eylemine şahit olurlar. Dr. Said, eylemi yapanın kendi çocukluk arkadaşı Şimon olduğunu fark eder ve onu ihbar eder. Yahudi arkadaşı Şimon’un artık Siyonist rejimin bir parçası olduğunu görmek Dr. Said’i çok üzer.

“Filistin yanan bir orman gibi olmuş. Bir tarafı söndürdükçe öbür tarafı tutuşuyor. Bu yangından kim kurtulabilir? Tabii ki ormanın dışında olanlar.”

Şimon ve arkadaşlarının amacı Filistin halkını bombalarla, tehditlerle korkutarak topraklarını terk etmelerine mecbur bırakmaktır. Yahudileri Filistin’e yerleştirmekle görevli bir  Siyonist olan Şimon, Dr. Said’i bir hafta içerisinde Hayfa’yı terk etmesi için tehdit eder. Ve Tevrat’tan şu bölümü okur:

“Onların her şeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme. Erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.” (Samuel, Bab 15/3)

Şimon, Dr. Said’i korkutmak için, aralarında kardeşinin de öldüğü, Deir Yasin katliamından bahseder. Kudüs yakınlarında bulunan Deir Yasin köyünde Siyonist örgüt  tarafından  300 kadın, çocuk ve yaşlıların katledildiği olayı Şimon şu şekilde anlatır:

“Halktan, düşmanlarımızla işbirliği yapmamalarını istedik ama bizi dinlemediler sonra onları öldürdük. Gerçek şu ki köyün bütün halkını topladık ve üstlerine ateş saçtık.”

Şimon’un, tehditlerine  karşılık  Said:

“Zaten bu Hitler’den öğrendiğiniz tek şey.” cevabını verir.

Dr. Said’in annesi Safiye diğer oğlunu Deir Yasin katliamında, kızını da doğum yaparken kaybetmiştir. Oğlu Said’i de kaybetmekten korkan anne oğlunun Gazze’ye geri dönmesini istemektedir. Filistinli direnişçilerden olan babası Reşid ise oğlunun Hayfa’da kalmasını, evlerini terk etmemelerini ister.

“Şimon, Siyonistler ve sen hepiniz tek bir şey istiyorsunuz; evlerimizi terk edip göç etmemizi. Herkes kendi menfaatini düşünürse ve onu ülke menfaatinin üstüne koyarsa o zaman ne olacak? Koyun sürüsüne dönüşeceğiz.” der ve eşi Safiye’ye itiraz eder. Safiye eşinin bu tavrına cevâben “Ben mutluyum çünkü oğlum Said Filistin’den kaçmanın öldürücü hastalıklardan daha tehlikeli olduğunu öğrenmiş oldu. Kanserden çok daha tehlikeli…  Topraklarını terk etmemesinden mutluluk duyman gerekir.” der. Safiye, eşi Reşid’e mektup yazarak, oğlunu ikna etmek için, Hayfa’ya gider.

“Adaletsiz bir sistem bu. Anne, hamilelik ve doğum zorluklarına dayanırken, çocuklarını emzirirken ve onları büyütürken siz erkekler durup bakıyorsunuz. Anneyi kendi halinde bırakıyorsunuz. Sanki doğacak çocuk sizin değil yalnız annelerin gibi davranıyorsunuz. Ticaret ve siyasete kaçıyorsunuz. Eğer bu fark olmasaydı dünya yeşil bir cennet olurdu.”

Oğlu Dr. Said’i kısa bir süre için Gazze’ye götürmeye ikna etse de her şey için çok geçtir. İngiliz manda yönetiminin çekilmesiyle, Filistin halkını evlerinden pazar yerlerine boşaltırlar ve kadın, yaşlı, çocuk demeden herkese ateş açarlar. Dr. Said ve eşi Latife’de sokak ortasında can verir. Şimon, Said ve Latife’nin evine, Polonya’dan göç eden Yahudi bir çifti yerleştirip Dr. Said ve Latife’nin çocukları Ferhan’ı da bu evli çifte verir ve adını Moşe olarak değiştirirler. Babaanne Safiye, bu çiftin yanında “daha önce de bu evde dadı olarak çalışıyordum” diyerek  komşularının da teminatı ile işe başlar.

Filmin sonuna geldiğimizde, Safiye, torunu Ferhan’ı aileden kaçırmayı planlar. Reşid, Safiye’nin yeğeni Gassan ve sözlüsü ile Tel Aviv’e giden bir treni patlatma eylemi planlarlar. Patlayıcı dolu valizi trene koyacak kişi Reşid’dir. Ancak Reşid bir eylem sırasında yara almıştır. Valizi trene koyma işi Safiye’ye kalır. Önce kabul etmez çünkü torunu Ferhan’ı daima Yahudi aileden kaçırmayı planlamıştır. Şimdi ise Tel Aviv’e giden eylemin planlandığı trende ikisi de olacaktır. Safiye’ye kucağında torunu Ayete’l-Kürsî’yi okur, dua eder. Torunu ile hareket halindeki trenden atlar ve eylemini de gerçekleştirir.

Filistin halkının mücadelesini ve yapılan zulmü net bir şekilde gösteren filmimizi ailece izleyelim. Biz mü’minlerin ortak davası olan Kudüs şuurunu çocuklarımıza kazandıralım, Kadim Kudüs’ü onlara da yaşatalım. Yazımızın sonuna gelirken, merhum Nuri Pakdil ile başladığımız yazımızı yine onunla bitirelim:

“Kudüs  bana annemden mirastır.” 

İyi seyirler.

Filistin konulu diğer filmler:

  •  Kutsal Direniş (Divine İntervention), 2002
  •  Zeytin Hasadı ( The Olive Harvest), 2003
  •  Rana’ın Düğünü (Rana’s Wedding), 2002
  • Vaat Edilen Cennet (Paradise Now), 2004
  • Denizin Tuzu (Salt of This Sea), 2008
  •  Limon Ağacı (Lemon Tree), 2008
  • Geride Kalan (The Time That Remains), 2009
  • Seni Gördüğümde  (When I Saw You), 2012
  • Omar, 2013
  • Popstar (The İdol), 2015
  • Sarah ve Selim Hakkında (The Reports of Sarah and Saleem), 2018
  • Burası Cennet Olmalı ( It Must Be Heaven), 2019

1 William L. Cleveland, Modern Orta Doğu Tarihi, Agora Kitaplığı, 2015, s. 281.

Birlikte Yaşama Anlaşması: Medine Vesîkası

Önceki içerik

Siz Kimlerdensiniz: Kolektif Kimlik Ümmet Bilincini Yendi mi?

Sonraki içerik

2 Yorum

  1. Allah cc razı olsun bu güzel yazı için..

  2. Çok güzel bir anlatımdı, Dr Said ve eşinin öldürülmesi ardında bebeklerinizi Yahudi aileye verildiği yerde içim çok çok acıdı. Siz de çok güzel anlatmışsınız teşekkür ederim

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir