Geçmişte anneniz size der miydi bilmiyorum ama benim annem yeni bir şey satın almak istediğimde bana hep aynı şeyi söylerdi; “Yeni almak marifet değil; marifet, eskiyi iyi kullanabilmekte.” Bunu her alanda düşünebilirsiniz; yeni bir ev eşyası, kıyafet, aksesuar… O zamanlarda alım gücünün düşük ve üretimin az olması gibi sebepleri burada sıkça konuşuyoruz ancak içimize işleyen bir husus var ki ayetlerle de sabit olan israf etmemek mevzuu.
Bugün adının sürdürülebilir moda olarak değiştirildiği ve trend haline getirilmeye çalışılan akımın aslında geçmişte hayatımızın sıradan bir rutini olduğunu önce kendimize ve bugünün gençlerine hatırlatmakta fayda var. Yani kısacası zor değil. Sadece biraz dikkat ve emek gerektiriyor. Dolaplar dolusu kıyafetinizin olması tarz olacağınız anlamına gelmediğinden; doğru parçalardan oluşturduğunuz gardırobunuza iyi bakarak da, istediğiniz sonuca ulaşabilirsiniz.
Kulağa hoş geliyor da nasıl olacak bu iş diyenleri bu tarafa alalım:
- İşe aldığımız kıyafetlerin etiketlerine dikkat etmekle başlayalım. Yıkama talimatları önemli. Çamaşır ve kurutma makineleri işimizi kolaylaştırsa da kıyafetleri fazlaca yıprattığını hatırlatmakta fayda var.
- Kıyafetleri belirtilen ısıda, uygun bir deterjanla yıkamak gerekir. Ağartıcı deterjanlar ve leke çıkarıcılar kumaşların en büyük düşmanıyken; yüksek ısıda uzun süreli programlarda yıkanan çamaşırların ömrü kısalır. Ayrıca yumuşatıcıların zararlarını göz önünde bulundurup sirke, karbonat, tuz gibi geleneksel yöntemleri kullanmak kumaşı korur.
- Yıkarken renk gruplarına ayırmak, fermuarları kapamak, kotları ters çevirmek gibi basit detaylar giysilerin yıpranmasını engeller. Yün ve ipek ürünleri elde yıkadığımız gibi taş ve boncuk işlemeli kıyafetlerimizi de makinede yıkamamak daha doğru olur. Bu tarz hassas ürünleri sererek kurutmamız gerektiğini de unutmayalım. Doğru asma teknikleriyle hafif rüzgarda kuruyan çamaşırlar hep daha uzun ömürlüdür.
- Aslında her zaman yıkamak değil, bazen de sadece havalandırmak yeterlidir. Askıya asarak temiz havada dinlendirdiğiniz kıyafetler kısa zamanda kendine gelir.
- Giysileri ütülemek onları yenilerken yıkama sonrasında hijyenin tamamlanmasına da destek olur. İyi ütü hep kurtarıcıdır.
- Deri kıyafetler dayanıklı olduğu kadar hassastırlar. Bu yüzden saklarken birbirine temas etmemeli, nemden uzak kalacak şekilde pamuklu giysi torbalarında muhafaza edilmelidir. Temizliği ve bakımı için nemli yumuşak bir bezle silebilir yahut düzenli olarak profesyonel destek alabilirsiniz.
- Yıpranan giysileri elden çıkarmadan önce tamir edilebilirlik durumunu incelemekte fayda var. Örneğin fazla aşınan kotları bizim giysi yamamak dediğimiz; Japonların ise boro ve sashiko diye adlandırdığı tekniklerle güncelleyerek onlara bir şans daha verebilirsiniz.
- Açık renkli ve pamuklu kıyafetleri zamanla farklılaştırmak adına boyayabilir, renklerini değiştirebilirsiniz. Özellikle yazlık elbiselerinizi boyamak hatta batikle desen vermek hem çok keyifli hem de çok başarılı bir geri kazanımdır.
Günlerce emek vererek kazandığımız para ile alışveriş yapmak en büyük hakkımızdır ve helaldir. Ancak gereksiz yapılan alışverişle önce kendimize sonra dünyaya vereceğimiz zararı düşünerek karar vermekse son derece insancıldır.
Sadelik rahatlıktır. Moda ise; bazen imkanları zorlamamaktır.
Faydalı bilgiler için teşekkür ederim.
🙂
Kılık kıyafete yapılan masrafları düşününce oldukça yerinde ve faydalı bir yazı olmuş. 👌🏼
Çok sağolun:)