Âb-ı Hayat

Fatiha Suresi, Besmele

0

Evvelâ Fâtiha ser-tâc-ı suver
Ana hem seb’a mesânî dirler
Heft âyâtdur ol icmâ’en
Muhtelifdir iki âyet ammâ
Yâ olur besmele-i feyz-nümûd
Yâhud en’amte ‘aleyhim ma’dûd1

Kıymetli Okurlar,

Hepinizi kalbî duygular ile selamlarım. Bu yazı dizimizde Kur’an-ı Kerim’in başında yer alan Fatiha Suresi’nin tefsirini Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili isimli eserini takip ederek anlatmaya çalışacağız. Çalışmamızın kapsamı dahilinde İsmâil Hakkı Bursevî’nin Rûhu’l-Beyân adlı tefsirinden, Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlamış olduğu ilgili yayınlardan da yer yer bilgi ve anekdot paylaşımında bulunacağız. İlk olarak besmele ile başlayalım.

◊ ◊ ◊

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

Surelerin başında bulunan besmelenin Kur’an’ın ayetlerinden biri olup olmadığı tefsir literatüründe tartışılagelen bir konudur. Besmelenin Kur’an-ı Kerim’in mushaflarda ilk defa toplanmasından itibaren yazılması; buna mukabil Kur’an’a dahil olmayan hiçbir şeyin mushafa yazılmamasına dair rivayetler dikkate alındığında besmelenin surelerin müstakil bir ayeti olup olmadığı konusundaki tartışmalara kapı aralanmıştır. Bu tartışmaların temelinde fıkhen amel etme noktasındaki ayrılıklar, Kur’an-ı Kerim’deki ayet sayısının hesaplanması gibi konulardaki farklılıklar temel oluşturmaktadır.

Hanefi fakihlerinin sonraki dönem (müteahhirîn) alimlerinin kabul ettiği görüşe göre besmele nazil olan sureyi diğerinden ayırmak üzere gelmiş, sureye ait olmayan müstakil bir ayettir. Bu kabule göre besmeleyi namazda sure başlarında okumak vacip değil, sünnettir. Cehrî namazlarda yine bu kabule istinaden besmele sessiz okunur. Her hayırlı işe besmele ile başlamak teberrük olduğu gibi her sureye onunla başlamak da bu kavildendir. Çünkü besmele, Kur’an’ın anahtarıdır.

Allah adın zikredelim evvelâ / Vâcib oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi âsan eder Allah ona

Allah adı olsa her işin önü / Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefeste Allah adın de müdâm / Allah adıyla olur her iş tamam2

Besmele “ba” harfi ile başlar.”Ba” sürekli bir fiile veya fiil gibi kullanılan kelimeye taalluk eden ve onu bir isme bağlayan bir edattır; asıl manası yapıştırmaktır. Fakat bu yapıştırmanın, bağlantı kurmanın karıştırma, benzeşme, birliktelik, yardım isteme, kasem/yemin gibi türleri vardır. “Ba” harfi ile başlayan besmele aslında kesik bir cümledir; cümlenin başında bir fiil yoktur. Hangi işi yapıyorsak başında besmele çektiğimizde “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla bu işi yapıyoruz” diyerek o işe niyetlenmiş oluruz. Besmele çeken insan Allah (c.c.) ile beraber olduğunu kendisine telkin etmiş olur. “Ba” harfi kendisinden sonraki Allah lafzına ilişik olduğunda da bir işi başarıyla gerçekleştirebilmek için Allah’tan yardım isteme, medet umma manası vardır.

Bazı alimler, “Bütün ilimler ba’da toplanmıştır.” demiştir. Ba’dan maksat “bi” yani “İsmiyle; Allah ile” demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Besmele ile başlanmamış her iş kesiktir/ bereketsizdir/ sonuçsuzdur.(İbn Hanbel, II, 360)”, buyurmuşlardır. Şu durumda tevhid ehli müslümanın bir işe başlarken Allah’ın adını anması elbette gerekir. Vaktiyle müşrikler de bir işe başlarken tanrılarının adını anarak “Bismi’l-Lât ve’l-Uzza” derlerdi.

“Ba” sesi Arapçada dudağın ayrılmasıdır. Başlangıçtaki nur bu sesin ayrılmasıyla ma’kes bulur, sonra “bi’s” denir. Sin harfi Arapçada akıcı harflerdendir ve yazılırken de uzatılarak yazılabilir.  Harflerin anlamlarına ilişkin yapılan aktarımlarda Sin harfinin Arapçada tek başına insana işaret ettiği ifade edilmiş,”Bi’s” yazıldığında sin uzar uzar; enbiya silsilesini takip eder; Mim-i Muhammediyye’ye gelir, “bismi”olur. Sonrasında Bismillah olarak Lafzatullah kendisini gösterir, denilmiştir.

Allah, hak mabudun özel ismidir, daha doğrusu zat ismidir. Allahu Teala’nın zatına ait, O’ndan başka hiçbir varlık için kullanılamayacak ismidir. Tercih edilen bir görüşe göre Allah kelimesi, İsm-i Azam’dır. Allah Teala’nın pek çok ismi vardır ama Allah ism-i şerifi gibisi yoktur. Bütün isimleri Allah ismine işaret eder; Allah ismi tüm isimleri kapsar. Rahmân, Rahîm, Melik dediğimizde zihnimizde canlanan ism-i zâtı Allah ifadesidir.

O, bütün göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir; o halde O’na ibadet et ve ibadetine sebatla sabret. Hiç sen O’na bir adaş bilir misin?
(Meryem Suresi, 19/65)

Allah ism-i celali Allah’tan başka hiçbir mabud/kulluk edilen için kullanılmamıştır. O’nun adaşı yoktur, bunun için ikili çoğulu da yoktur. Allahlar denilmemiştir ve denilemez. Bununla birlikte bilinen dillerde Allah lafzının eşanlamlısı da bilinmemektedir. Sözgelimi tanrı, hüda, ilah, rab, ma’bud gibi kelimeler de Allah lafzının karşılığı değillerdir.

1 Şâkir Ahmed Paşa, Tertîb-i Nefis, İstanbul 1269, s. 10.
2 Süleyman Çelebi, Vesîletü’n-Necât.

(Yazımız devamı…)

Sümeyye Dırmıkçı

Misafir
Hatırlı Hayat Bilgisi... Instagram : https://www.instagram.com/sumbulsokaktasiniz/

Tılsımlarda Kullanılan Dini İbareler

Önceki içerik

Giysi Bakım Rehberi

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir