Âb-ı Hayat

Gönül Orucu-II

2

Geçen haftaki yazımızda Onk. Dr. Haluk Nurbaki’nin “Gönüllerde Ramazan” adlı yazısından paylaşımlar yapmıştık. Ahlâkımızı iyileştiren, bizi Allah’ın güzelliklerini seyre götüren bir gönül orucundan bahsetmiştik. Bu orucun da kendine göre yasakları, kuralları vardır demiş orada kalmıştık.

Bunlardan ilki, gönle lüzumsuz şeyleri, yani malâyaniyi dahil etmemektir.

Oruç ancak gönlün oruca iştirakiyle tamam olur. Gönül işi ciddi bir iştir. Hz. Mevlâna’nın dediği gibi “Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim, görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma.”

Orucu da işin görünen kısmı olarak düşünürsek anlıyoruz ki esas iş gönülde yatıyor. Orucunu açmak üzere olan kişiyle Allah arasında nasıl bir gönül bağı ve yakınlığın peyda olduğunu Gönenli Mehmed Efendi’nin naklettiği şekliyle aktaralım: Hz. Musa (a.s.) Tur’da Allah Teâlâ’nın cemalinin tecellisine mazhar olup kendinden geçtiğinde “Ya Rabbi ne güzelmiş seninle mülaki (kavuşmak) olmak, güzellikleri müşahede etmek.” diye niyaz etmiş bunun üzerine Allah Teâlâ kendisine “Ya Musa, seninle benim aramda 70 bin perde vardı. Benim son peygamberimin ahir zaman ümmeti gelecek. Onlar iftar sofrasına oturduklarında onlarla aramda bu perdeler dahi olmayacak.” şeklinde cevap vermiştir. Orucun sonundaki bayrama Fıtr Bayramı denmesi de gönlümüzün ağırlıklardan kurtulup fıtratına dönmesinden dolayı olabilir mi?

Bu ayın feyiz ve bereketinden azâmi şekilde istifade etmeye çalışmak için herkes kendine göre bir yol bulabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi gönül orucuna niyet edince, onu lüzumsuz ağırlıklardan korumak gerekir. Bunun bir yolu da haram konuşmamak ve dinlememektir. Kişi gönül orucunu muhafaza etmek için kalbinde dünya zevklerine ve arzularına da mümkün olduğunca yer vermemelidir. Allah’tan razı olmak, kendisine lûtfedilen her şeyi büyük bir şükür ve mutlulukla karşılamak önemlidir.

Gönül orucunu zedeleyebilecek bir diğer şey de günlük hayattaki ortamımızdır.

Ortamlarımız her zaman bizim tercihimiz olamasa da dost edindiklerimize, gönül bağımıza dikkat etmeliyiz. Allah’ın rızasını önemseyen kişilerin Ramazana girince öncelik vermesi gereken şey akrabaları arayıp sormak, dargınlık durumları varsa gönül almak olmalıdır. Bunun dışında halimizi kötü etkileyecek ortamlardan sakınmalı, aynı şekilde etrafımızdaki insanlara zarar verecek hallerden de kaçınmalıyız.

Bu oruca niyet etmişsek vesvelerden de sakınmalıyız.

Yarın ne olacak, geçinebilecek miyim, çocukların istikbali ne olacak gibi düşünceler vesveseye dayanır. Hepimizin bildiği gibi dünya hayatını, kaderini tanzim eden şey takdir-i ilahîdir. Kişi Bu takdiri sağlayamayacağı gibi, vesvese şeklindeki bu kaygılara gönlünde yer verdiğinde de gönül orucunu bozmuş olur. Çünkü vesvese takdir-i ilahîye itimatsızlıktır. Hz. Mevlâna vesvese için, “Perhizler ilaçların serveridir. Kaşıntı ise uyuzluğu arttırır.” diyor. Bunun gibi akla gelip de halledilemeyen bir vesveseden sakınmalı, onu halledeceğim diye düşünmekten vazgeçmelidir. Aksi takdirde insanın fikrî rahatı da kaçar, gönül ayarı da bozulur.

Gönül orucunu bozan bir diğer unsur da infakta kusurdur.

Veremeyen insan, “verirsem elimden gider” diye düşünür. Yani Allah’ın vereceğine güvenmiyordur. Eğer bir insanın gönlü fakirden, yetimden, garipten uzaksa ona ne kadar gönül diyebiliriz? İslam büyüklerini tanırken onların temel vasfının sınırsız bir cömertlik ve infak olduğunu görürüz. Efendimiz’in yakınlarındaki ortak meziyet budur. Mademki O’na yakınlığın sırrı bu şekilde, o halde biz de kendi cüz’i amelimiz içerisinde infakımızı artırmalıyız.

Haftaya kısmet olursa gönül orucunun insana kazandırdıklarıyla devam ederek, Asr-ı Saadette, Ramazandaki ilk oruçla gelen Bedir zaferinden ve müminlerin de kendi gönüllerindeki zaferlerinden bahsedeceğiz. Gününüz geceniz nur olsun. Muhabbetle…

2 Yorum

  1. Mevzuuyu ne güzel özetlemişsiniz maşallah.
    Kelime-i tevhid’i şiar edinerek önce etrafımızı temizlemek hayırlı amellere yol açacaktır biiznillah. “Kalpten kalbe geçen bir yol vardır” hakikatine istinaden insan yakınlarındakilere benzermiş. Rabbim (cc) hayırlı insanlarla ülfet ettirsin, malayaniden de muhafaza etsin inşallah.

    1. Aminn 🌹

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir