Sümbül Sokak

Seyrimde Bir Şehre Vardım

1

Bütün hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir. İşte böyle diyormuş Tolstoy. Hikayeler bizi çeşitli menzillerde bir hayata kavuşturur. Gitmek de gelmek de bu cümlede eşitleniyor. Fiilde birleşen bir hikaye var, hareketin ne yönde olduğu da asıl mesele olmaktan çıkmış gibi görünüyor. Çünkü bazen gitmekle başlıyor hikayemiz bazen gelmekle. Kıymettar olan ise bu eyleyişin hangi şartlarda ve hangi manayla buluşmuş olduğunda saklı.

Sümbül Sokak bu ayki hikayesini bir şehre varmaktan yana seçti. Bir şehrin insana anlatacağı çok şey olsa gerektir. Denize kenarı olan bir semtte yaşıyorsanız mesela akşam kızıllığında iskeleye yaklaşan vapurları, motorları düşünün. İçindekileri yansıtan insan kalbi gibi yüzlerce suret ve sîreti salıverir bir anda önünüze. Bu anları izlemeyi âdet edinenler için konuşmaya, dinlemeye, gülümsemeye, üzülmeye, korkmaya, sevmeye dair birçok halin devridaimine zemin olmuştur şehir. Ya da şehrin göğüne yükselen minarelerin ulviyetini, kubbelerin sizi sinesinde muhafazasını düşünün, hepimize anlattığı ne çok farklı şeyi vardır.

Şehir denilince sadece bu çerçevede bahsedilenler gelmez hafızamıza. Hızın ve hazzın cazibe merkezi olması da şehrin alamet-i farikalarından elbet. Varlığın ve yokluğun aynı mahallerde sırt sırta vermiş olması da bir şehrin hikayesini anlatıyor, günü geceyi fark etmeksizin bir daha mı geleceğiz diyerek nerde akşam orada sabah yaşayanlar da. İman kuvvesinin bir yeri nasıl nurlandırdığını da anlatıyor şehir.

Ak gül ile kırmızı gül
Çift yetişmiş bir bahçede
Bakışırlar hâre karşı
Hârı ezhârı güldür gül

Şehir kendisinde var olan toplumun aynası kabul edilebilir. Düzeni, düzensizliği, imkanı, imkansızlığı, vaatleri ve hayal kırıklıklarıyla mücessem bir insan gibi. Belki de çoğu yönden birleştiğimiz için şehri konu ettik kendimize, kim bilir? Bu konuyu ele almaktaki gayemiz eksiklikler üzerinden ideali konuşarak tamamen olumsuz şekilde yaşanılan yeri eleştirmek ya da gerçekle bağı kopmuş bir uluhiyet anlatısıyla var olanı idealize etmek değil. Amacımız içinde yaşadığımız mekanın üzerimizdeki tesirlerine dair yazılı fotoğraflar çekebilmek. Bu fotoğraflara baktıkça her insan farklı bir şey görecek, zihninde başka bir ana gidecek. İşte o an başlayan sizin hikayeniz olacak. Hepimizin var bir hikayesi nihayetinde.

Bir şehirden selam ile, Sokak‘ta buluşalım.

Tutabiline Aşk Olsun!

Önceki içerik

99 Yıl Sonra

Sonraki içerik

1 Yorum

  1. 💕

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir