Yıllardır bir şekilde ürettiğimiz çöplerden onları gömerek, yakarak, düzenli depolayarak kurtulmaya çalıştık. Bu çöplerle ne yapacağımızı bilmiyorduk. Sadece kendimizden uzaklaştırdığımızda kurtulacağımızı sandığımız atıklar, uzun vadedeki etkisini göstermeye başladı. Onları gömecek yerimiz de kalmadı.
Atığın sorumsuzca imha edilmesi çevreyi kirletebilir ve insan sağlığını riske atabilir. Kaldı ki mevcut atıkları düzenli depolama alanları da sınırlı. Bu atıklardan kurtulmanın kolay bir yöntemi yok; denenen yöntemler ise artık fayda vermiyor.
Kendi ürettiğimiz birincil atıklarla birlikte bu ürünlerin üretimindeki endüstriyel faaliyetler esnasında oluşan, görmeden oluşturduğumuz atıkları da hesaba katmamız gerekiyor. Belki gördüğümüz 1 kg ağırlığındaki atığın, ürün olarak üretildiğinde onun ortaya çıkış sürecinde kullanılan 5 kg atığı olabilmektedir.
Anlattığımız bu kötü tablo biraz iç karartsa da bu yapılacak hiçbir şeyin olmadığı anlamına gelmiyor. Atığı oluşturmadan önce dikkat edeceğimiz bazı adımlar var. Bunlar arasında yeniden kullanma, tamir bakım, bağışlama, geri dönüştürülebilir veya toprakta çözünebilir malzeme kullanma gibi adımlar sayılabilir. Tekrar farklı kişiler tarafından kullanılan ürün ya da bakım görmek suretiyle yeniden kullanıma kazandırılan ürün, atık oluşumunu olabilecek en az miktara indirebilecektir. Ayrıca hayati öneme sahip olan diğer bir adım, atık haline gelen malzemenin oluştuğu yerde yani kaynağında ayrıştırılmasıdır. Çok basit fakat ciddi bir fayda sağlayan kaynağında atığın ayrıştırılması faaliyeti daha az çöp oluşumu sağlarken diğer yandan da yeniden üretilecek materyallere kaynak oluşturacaktır. Çöplerin ayrıştırılmasına karşı gösterilen direnci kırabildiğimizde atık sorununun büyük bölümünü çözebilmiş olacağız.
Kaynak: https://aces.nmsu.edu/pubs/_g/G314.pdf
Yorumlar