Güncel

Yüz Verdik Deliye

6

Her sene kutlanan Şeb-i Arus törenlerinden artık korkar olduk. Zira yine  ne saçmalıklar ortaya konacak diye endişe etmekten de, düğün gecesi içip meydana kusanların pisliğini temizlemeye çalışmayı düşünmekten de kendimizi alamıyoruz. “Yüz verdik deliye, geldi pisledi halıya!” sözü istemsizce dilimizden dökülüyor.

Allahu Teâlâ’nın kainatın tohumu olan Nur-i Muhammedîye “Ol!” diyerek yaratmaya başlamasını anlatan bu ayin; insanın güzel ahlak sahibi olabilmesi için gereken manevi yolculuğunu da temsil eden bir zikir çeşididir.

Gelin görün ki bugün anma töreni şekline dönen kutlamalarda zikirle uzaktan yakından alakası olmayan kadın erkek karışık folklorik danslar sergilenmekte, Naat-ı Şerif ve Kur’an Türkçe okunmakta, Ayin-i Şerif’in güftesi değiştirilerek 700 küsur senedir süregelen Mevlevi yolunun merasimleri bozulmaya çalışılmaktadır.
Hz. Mevlana’nın “Ben yaşadıkça Kur’an’ın kölesiyim, ben Muhammed Mustafa’nın yolunun tozuyum, biri benden bundan başkasını naklederse, Ondan da şikayetçiyim, o sözden de şikayetçiyim!” sözünü hatırlatır ve deriz ki; sema zikri ile alakası olmayan, Allah’ın koyduğu kurallara uymayan her şey ayaklarımızın altındadır.
İnsan bu kadar yüzü nerden bulduklarını merak edebilir galiba, biz cevabı biliyoruz. Mevlana’nın ismini kullanarak vakıf, dernek kuran; akrabası olduğunu veya yola müntesip olduğunu iddia eden aslında İslam’a ait hiçbir farzı, sünneti uygulamaya yanaşmayarak yolun içini boşaltan bir güruh var. Tesettürsüz, namazsız, kadın-erkek karışık dolap beygiri gibi dönüp duran, aslında Mevlana ile uzaktan yakından alakası olmayan/kalmayan bu kişiler varken daha başımıza neler gelecek diye endişe etmeye devam edeceğimiz muhakkak!
Bunu nasıl aşabiliriz diye senelerdir kafa yorarım. Bu konuyla alakalı bir kaç teklifim olacak:
Birincisi, bütün halk Mevlevilik yoluna ait olmayan, O Allah ve Peygamber (s.a.s) aşığı insanı temsil etmeyen sunumlara, kişilere kibarca değil gayet sert bir şekilde tepki göstermeli.
İkincisi, tarikatın “İnsanların farklı yaratıldığını bilerek İslam şeriatı dışına çıkmadan, Allaha giden yolda ahlak eğitimi veren mektepler” olduğunu bilmeyenlerin “Tarikatları denetleyelim!” diye bağırması saçmalığını bir yana koyarsak Mevlevî yolunu hakikatiyle ortaya koyan, yaşayan kişiler tarafından  bir denetleme kurumu meydana getirilmesi düşünülebilir.
Ne kadar kâle alınırız bilemem ama biz karınca misali safımızı belli etmek durumundayız.
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

fatma yıldız
Sayılmayız parmağ ile Tükenmeyiz kırmağ ile Taşramızdan sormağ ile Kimse bilmez ahvalimiz. Erenlerin çoktur yolu, Cümlesine dedik beli; Gören bizi sanır deli, Usludan yeğdir delimiz Tevhid eden deli olmaz Allah deyen mahrum kalmaz Her seher açılır solmaz Bahara erer gülümüz.

    Allah Kullarına Çok Latîftir

    Sonraki içerik

    6 Yorum

    1. “Yüz verdik deliye, geldi pisledi halıya!”
      Bundan daha iyi anlatılamazdı. Yazdığınız her cümleyi tekrar tekrar okudum.
      Kaleminize sağlık.
      Had bilmezlere haddini bildirmek gerek.

    2. MEVLANA’NIN HER SÖZÜN ÇOK KOLAY PAYLAŞILIR. AMA BU ZAATIN DERDİ ACABA NEYMİŞ DEYİPTE YOLUNU ARAŞTIRMAK YOK. SONRA DA ÖNÜNE GELENİN ARDINA DÜŞÜLÜR. OLMAYACAK YOLLARA SAPILIR. “YÜZ VERDİK DELİYE,GELDİ PİSLEDİ HALIYA”

    3. Maşallah! Gazetede köşe yazısı okuyor gibi okudum.

    4. Kuldan utanmaz,Allahtan korkmazdan,kork.Bunlar bildiklerini okurlar,bu sahislara uyanlar pirim verenler,inşaallah kendilerine gelirler.Allah kalemlerinizi keskin eylesin

    5. Düğün gecesi rezaletleri ve yüz verdik deliye geldi pisledi halıya! Çok hoş bir noktayı yakalamışsınız. Elinize sağlık.

      1. Estağfirullah. O sizin hoş bakışınız. Selam ve dua ile…

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir