Bizim İnsanımız Güzeldir

Ziraatçi Kerim Dayı

0

Ucu bucağı görünmeyen bir tarla düşünün. Yeşilin binbir çeşidi. Sıra sıra elma, erik, ceviz, çitlembik ağaçları karşılıyor sizi tarlanın girişinde. Kivilerin sardığı bir çardaktan geçerek sanki gizemli bir yere davet edilmişsiniz hissi veriyor. Hemen sağ tarafınızda taş ev. Güler yüzleri ve içten halleriyle emekli ev ekonomisi öğretmeni olan Meliha Hoca hanım, ziraatçi Kerim dayımız ve çoban köpeği Badem karşılıyor bizi.

Çilek bahçesi işine nasıl girdiğini anlatıyor bize; “Bana hiçbir iş yapmadan ye, iç, yat deseler; al bu da maaşın. Ben kafayı yerim. Neden bu kadar fazla işe girdim dersen boş durmayı sevmiyorum. İlçe tarımdan emekli oldum. Kahveye git, sağa git, sola git bunaldım. Doktora gittim. Ne yapıcam ben dedim; kendine iş bulacan, dedi doktor. Ondan sonra burayı bulduk.
Gençlere diyeceğim şey, çok çalışmaktan başka çaremiz yok. Yoksa Türkiye’yi parçalayacaklar. Her şeyi elden beklemeyin. Gelecek kaygınız olsun. Ders çalışmaksa vazifeniz, onu yapacaksınız.

Biz yedi yaşındayken hayvanın peşine düştük. Malları güder gelirdik. Rahmetli peder kara sabanla yer sürerdi ben arkasından tek tek mısırı eker gelirdim. Akşama kadar nerde boş duruyorsun. Anamıza babamıza iş yaptırmadık. Yapabileceğimiz bir iş ise her işi biz yapardık. Çalışın çocuğum.”

Konu konuyu açıyor, sohbet o kadar güzel ki doyum olmuyor. Evliliklerine geliyor sıra.

Kaç yıllık evlisiniz diye sorduğumuzda gözleri parlıyor. Meliha Hoca hanıma bakarak 40 yıllık evliyiz diyor. Ortamdan Maşallahlar yükseliyor. Ve devam ediyor Kerim dayı; “40 yıllık bir evliliğin sırrı: Hanım maşayı eline aldığında ses çıkarmayacaksın. Gençken gene bir şekilde oluyor da yaş ilerledikten sonra hanımlar evde padişah oluyor.” Meliha Hoca hanım gülüyor bu sefer; “keşke olabilsek” diyor.

Bazı kalpler birbirine incecik ama sapasağlam iplerle bağlıdır. Dışardan görmek mümkün değildir. Ancak bir bakışla anlaşılır. İşte bu iki çınar da birbirine öyle bağlılar. Bizde Maşallah diyip ayrılıyoruz yanlarından.

Bu büyülü bahçenin geleni gideni, misafiri eksik olmuyor. Olur da bir gün yolunuz Marmaris’in Çamlı Köyü’ne düşerse kime sorsanız gösterir. Ziraatçi Kerim Dayı’nın yerine hal hatır sormak için bir uğrayın derim.

Rukiye Ersoy
Her şey hikayeyken bizde kendi hikayemizin peşine düşmüş bir yolcuyuz.

Terzi Berna Abla

Önceki içerik

Gözlemeci Ayşe Bacı

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir