Birdir ol birliğine şek yok durur
Gerçi yanlış söyleyenler çok durur
(Birdir. Birliğine hiç şüphe yoktur.
Buna rağmen yanlış konuşanlar çoktur.)
Cümle âlem yok iken ol var idi
Yaradılmışdan Ganî Cebbar idi
(Bütün âlem yok iken O var idi
Varlığı başka bir varlığa muhtaç değildir.
İlahlığında ortağı yoktur; istediği şekilde hüküm ve icrâ eder.)
Var iken ol yok idi ins ü melek
Arş ü Ferş ü ay ü gün hem nüh felek
(Henüz insanlar ve melekler, gökler, yerler
ay ve güneşle beraber dokuz kat gök ve içindekiler
yaratılmamış iken O var idi.)
Sun’ ile bunları ol var eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi
(O kudretiyle bunları yarattığında
Hepsi birliğini dile getirdi.)
Kudretin izhâr edip hem ol Celîl,
Birliğine bunları kıldı delîl
(O yücelik sahibi Allah, kudretini gösterip
Yarattıklarını da birliğine delil eyledi.)
“Ol!” dedi bir kere var oldu cihan,
“Olma!” derse, mahv olur ol dem hemân”
(Bir kerecik “ol” dedi ve cihan baştan başa var oldu.
Eğer “olma” diyecek olsa derhal her şey mahvolur.)
Resûlullah Efendimiz, (s.a.s) kendisini anlatmak için kullanılan pek çok güzel sıfatlara sahiptir. Bunlardan biri de “tabîbe’l kulûb” yani “kalplerin doktoru” sıfatıdır. İşte kalplerin mânevi tabibi Allah Rasûlü’nün (s.a.s) kalbe şifa dağıtan sözlerinden birinde; “Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o düzgün olursa bütün vücut düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” buyurmuştur. Adım adım ilerlediğimiz siyer yolunda, O’nun (s.a.s) teşrifi ile şifa bulacak olan kalplerimizi hazırlamaya gayret ediyoruz. Öncelikle sümbül kokulu besmele ile açtık kapıyı girdik içeriye. Aşk ile Estağfirullah dedik temizledik gönül hanemizi. Şimdi tefekkür penceremizi açıp içeriyi rahmanî esintiyle havalandıralım ve Muhammedî kokuyu beklemeye koyulalım. Kandillerimizi asalım. Mekanı ışıklandıralım. Güzel Efendimiz’in (s.a.s) “Allah güzeldir, güzeli sever” sözü gereğince güzel Allah’ın, hepsi birbirinden farklı cevherleriyle süslenelim, güzelleşelim.
Tefekkür kelime manasıyla fikir sözcüğünden türeyen “düşünmek” anlamında bir terimdir. Efendimiz’in (s.a.s) “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır” sözünün tesiriyle bizler tefekküre dalarak, derin sularda bulabildiğimiz inci tanelerini heybemize doldurmak isteriz. Gerçi Süleyman Çelebi’nin heybesinden taşan cevherlerin ışıltısı da gözlerimizi müthiş derecede kamaştırmaya yetiyor. O vakit başlayalım:
“Birdir ol birliğine şek yok durur
Gerçi yanlış söyleyenler çok durur”
Bu beytle Allah Teâlâ’nın birliğini tefekkür etmek için davetiye alıyoruz. Eğitimcilik yönüyle de asırlardır gönüllere akıttığı feyizle, halaka halaka insan yetiştirmekte olan Resûlullah Efendimiz (s.a.s) “Allah’ı O’nun yarattıklarında tefekkür ediniz, zâtını düşünmeyiniz. Çünkü buna dayanamazsınız ve O’nun azametini ve zâtının nasıl olduğunu anlayamazsınız” diyerek Allah hakkında nasıl düşünmemiz gerektiğini bizlere bildirmiş; tefekkür programının sınırlarını bizim için çizmiştir. Bu çerçeve doğrultusunda Allah’ın birliğini O’nun şaheserlerinde gözlemlemeye gayret edelim.
“Cümle âlem yok iken ol var idi
Yaradılmışdan Ganî Cebbar idi”
“Var iken ol yok idi ins ü melek
Arş ü Ferş ü ay ü gün hem nüh felek”
Hz. Ayşe, bir gün Efendimiz’in (s.a.s) namaz kıldığı bir sırada ağladığını gördü. Namazını tamamladıktan sonra O’na (s.a.s) “Neden ağlıyorsun? Allah senin bütün günahlarını affetmiştir.” diye sordu. Efendimiz (s.a.s) “Göklerin ve yerin yaratılılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklı selim sahipleri için, elbette ibretler vardır (Al-i İmran, 3/190) âyet-i kerîmesi bana indirilmiş iken nasıl ağlamam. Bu âyeti okuyup tefekkür etmeyene yazıklar olsun” dedi. Hadiste bahsi geçen âyet-i kerîmenin devamı şöyledir: “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” (Al-i İmran, 3/191) Efendimiz (s.a.s) gece teheccüd namazına kalktığında gökyüzüne bakarak bu âyet-i kerimeleri okur, tefekkür ederdi.
“Sun’ ile bunları ol var eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi”
“Ol!” dedi bir kere var oldu cihan,
Olma!” derse, mahv olur ol dem hemân”
Allah Teâlâ tüm zenginliği ve cömertliğiyle; hikmet ve kudretiyle “Ol” dedi, hemen oldu bütün kâinat. Matematiksel bir düzen ve şaşmaz bir sistemdeki bu kâinat mekanizmasının, elektron, nötron, proton molekülleri ile en ince hesaplarla programlanmış güneş sisteminin, yıldızların, kara deliğin, galaksilerin, güneş ve ayın kısacası tüm evrenin kendi kendine veya bir insan eliyle olamayacağını; ancak ilahî bir kudretin sanatı olduğunu idrak edebilmek için daima içten içe bir tefekkür halinde olmalıyız. Allah bizim yeryüzünden semâlara bakıp seyre daldığımız bu ilahî sanat şaheserini, dünyada insanlığın yaşayabilmesi için en mükemmeliyle yaratmış, insanlığın hizmetine sunmuştur. Üstelik duygularımıza da hitap etmiş, bir görsel şölen estetiği ile yıldızlar, ay ve güneşi görebileceğimiz mesafede dünya semâlarına yerleştirerek süslemiştir. Şimdi bizlerde bu nokta da tavsiye edilen duayı tekrarlayalım:
“Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” (Al-i İmran, 3/191)
Elbette yaradılışımızı tefekkür edebileceğimiz başka âlemler de vardır. Kur’an Azimüşşan’da Allah’ın varlığına delil gösterilen insanlar ve melekler âlemine ilişkin bilgilere Süleyman Çelebi de eserinde işaret etmiştir. Rabbimiz tefekkürümüzü genişleterek kendisine yaklaşmayı ve nimetlerine ziyadesiyle şükredebilmeyi bizlere nasip etsin. Amin.
Mevlidi şerifi nekadar anlaşılır hale getırmişsiniz,çok guzel açılım saglamışsınız tebrikler
Teşekkür ederiz. Her zaman bekleriz.
Efendimiz (sav)’i anlamaktan yaşamaya bir sülûk içinde hissettiriyorsunuz🌹 Uzun ince bir yolda giderken derin derin düşündürüyor yazılarınız
Kaleminize sağlık 🤲👍🌸💐💐💐
Sizinde gönlünüze sağlık. Yolun sonunda yakınlık hasıl olsun inşallah.
Allah razı olsun çocukken yıllarca hiç anlamamış ve sıkılmıştım mevlidi şerif dinlemekten.bu yazıyı çocuklarıma okuyacağım.aklıma düşürdünüz Allah razı olsun.🌸
Çok haklısınız. Ama yalnız değilsiniz. Maalesef hepimiz böyle hissettik, böyle hissetirildi. Rabbimiz daha çok idrak etmemizi ve şevk ile mevlid cemiyetleri kurmamızı nasip etsin. Düşüncelerinizi aktardığınız içinde çok teşekkür ederiz.