Edebi-Tarihi

Çift Başlı Kartal Efsanesi

0

Türklerde özellikle Hun çağından itibaren hayvan sembolleri -kartal, boğa, aslan, kurt, pars, dağ keçisi, geyik gibi şekiller- halkın tüm kullanım alanlarında görülmektedir. Hunlar ve İskitlerle Avrupa’ya kadar yayılan hayvan üslubu Türklerin İslam’ı kabulünden sonra Gazneliler ile Asya’nın güneyine, Abbasilerle başta Samarra olmak üzere Mezopotamya’ya, Büyük Selçuklularla İran, Irak ve nihayet Anadolu’ya kadar ulaşarak etkisini göstermiştir. Bu sembollerden biri de çift başlı kartal imgelemidir.

Çift başlı kartal sembolü Anadolu, Kafkasya, İran, Mezopotamya, Mısır, Avrupa hatta Amerika ve Uzak Doğu’da kurulan en eski medeniyetlerden itibaren birçok devletin tarihi kalıntılarında rastladığımız dünyanın en eski sembollerindendir.

Sanat tarihçileri başta olmak üzere arkeologlar, tarihçiler ve farklı disiplinlere mensup birçok araştırmacı, çift başlı kartalın eski Türk inançları, Türk mitolojisi, Türk sanatı ve Türk halk edebiyatında da mevcut olup İslamî dönemde dahi varlığını devam ettirdiğini ortaya koymuşlardır.

Peçenek ve Bulgar Türklerinde Avcı Kuşlar ile Tasvir Edilen Hükümdarlar

“Doğu ve batıda hüküm süren  tüm medeniyetlerde gücü ve savaşçı özelliği temsil eden kartal, güneşe yakınlığı, hızlı ve diğer kuşlardan daha yükseğe uçabilme özelliği ile hava ve ateş elementlerini simgeleyen; dolayısıyla hükümdarların, hanedan ailelerinin, ilahi-kutsal varlığın en uygun anlatımı olarak kabul edilen bir sembol olmuştur.”

İslamiyet’i kabul eden ilk Türk devleti Karahanlılar tarafından Türk-İslam sanatının temelleri atılmış ve Selçuklular döneminde mimari, edebi, ahşap işçiliği, çini vb. alanlarda en zengin ve olgun eserler verilmeye başlanmıştır. Büyük Selçuklu döneminde yapılan neredeyse tüm eserlerde çift başlı kartal figürüne rastlamak mümkündür. Selçuklu sanat anlayışını Anadolu’ya taşıyan ve burayı Türkleştiren Anadolu Selçukluları hüküm sürdükleri dönemde Türk-İslam sanatının en özgün ve ileri örneklerini vermişlerdir. Bu sebeple çift başlı kartal motiflerinin Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklulara ait eserlerde yer alıyor olması tesadüf değildir.

Konya Kalesi’nde yer alan çift başlı kartal, Konya şehrini müdafaa eden şehre düşman, kötülük ve hastalık girmesini önleyen bir tılsım olarak tasvir edilmiştir. Çift başlı kartalın koruyucu ve hakimiyet sembolü olarak kullanıldığını aynı zamanda Selçuklu Devri tarihçisi İbni Bibi’nin şu sözlerinden anlamaktayız. “Anadolu Selçuklu hükümdarları savaşlarda bir yere hâkim olunca tepesinde kartal bulunan çetrini (bir nevi çadır) kurarlardı.

Anadolu Selçuklularının dağılmasının ardından ise kurulmuş olan Anadolu beylikleri Selçuklu sanat geleneğini takip etmişlerdir. Pek çok beyliğin sanat eserlerinde yine çift başlı kartal figürü ile karşılaşmak mümkündür.

Yakutiye Medresesi taç kapısının çıkıntılı yan yüzlerinde, silme kemerli nişler içinde kaplan, kartal ve hayat ağacı figürleri dikkat çekiyor. Çift ejderhanın (kaplan veya pars) koruyup taşıdığı bir hayat ağacının üstünde tasvir edilen çift başlı kartal.

Yukarıda verdiğimiz örneklerden anlaşılacağı üzere Türkler çift başlı kartalı Diyarbakır Kalesinde, Konya Kalesinin sultan kapısında, Kubad Abad Sarayında, Aspendos Sarayı çinilerinde, Anadolu Selçuklu maden sanatında, (Kandil, buhurdan, tas, şamdan, havan, ayna  gibi ürünlerin tezyininde), ahşap sanatı gibi bir çok alanda kullanmışlardır.

Sonuç olarak söyleyebiliriz ki çift başlı kartal motifi Anadolu’da var olan ve bilinen bir motifti. Bu figürün Türkler tarafından yeniden yorumlandığı, olumsuz kabul edilen kişi ve şeylere karşı koruyuculuk vasfının yüklendiği bir figür olarak uzun yıllar süsleme sanatlarında kullanıldığı açıkça görülmektedir. Bu kadim topraklarda özellikle Selçuklularla tanıdığımız çift başlı kartal motifi ne bir mitolojik yaratık ne sadece Selçuklulara özgü bir motif ne de Türklerin Şamanizm kültürüyle bağlantılı bir kavram değildir.

Anadolu Türkleri için kartal, çift başlı kartal veya avcı kuş figürleri; nazarlık, kuvvet, özgürlük ve yiğitlik sembolü, arma ve totem, talih, aydınlık, bilginlik gibi anlamlar içermektedir”.

Fatima
"Gurbet eli bizim için yaptılar. Çatısını pek muntazam çattılar. Ölüm ile ayrılığı tarttılar. Elli dirhem fazla geldi ayrılık”.

    Uçan Balon

    Sonraki içerik

    Yorumlar

    Yorum Yaz

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir