Selamların en güzeli ile kıymetli okurlarımızı selamlıyor, değerli taşların merak edilen özelliklerini sokağımızda sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.
Bir önceki yazımda akik taşını incelemiş ve kaynak eserlerde bahsi geçen özelliklerine yer vermiştik.
Doğal taşların her bir rengini, çeşidini dikkatlice incelediğinizde gözünüzden gönlünüze adete huzur dolar. Yansıyan renklerin ahengi, bazılarının içeriğinde bulunan başka başka minerallerin parıltısı, kimi zaman küçük bir sinek, kimi zaman bir örümcek, kimi zaman da bir yosun parçası… Bütün bu gördükleriniz çoğu zaman insanda hayreti arttırarak iç dünyasında derin duygular uyandırıyor. Bu nedenle doğal taşları seyretmenin dahi, ruha şifa olduğunu düşünmekteyim.
Cevhernameler
Kıymetli taşlara, yani cevherlere olan ilgi, insanlığın varoluşundan itibaren başlıyor. Her çağda isimleri, renkleri, özellikleri ve insan sağlığına faydaları açısından, dikkat çeken kıymetli taşlar (cevherler) ile ilgili bilgiler arttıkça, özellikle de bu işi meslek edinmiş kişilerin faydalanması amacıyla, yukarıdaki konu başlıklarının kaleme alındığı “Cevhername” adı verilen eserlerin yazımına başlanmıştır.
İlk örneklerine Eski Yunan ve Roma’da rastlanılan cevhernamelerin yazılış tarihleri oldukça eskidir. Sonraki dönemlerde, Fars ve Arap ilim adamları tarafından yazılan eserler, Osmanlı Devleti döneminde padişahların da konuya ilgi göstermesiyle, Türkçeye uyarlanmış ve Osmanlı alimleri “ilm-i cevahir” olarak adlandırılan ilim dalı altında çeşitli çalışmalar yapmışlardır.
Geçmişe ve aşağıda örnek olarak vereceğimiz kaynak eserlere baktığımızda görüyoruz ki taşlar da şifalı bitkiler gibi tıp alanında yerini almıştır. Taşların içeriği ve oluşum sürecinden ayrıntılı bir şekilde bahsedilen eserlerde insanoğlunun hastalanma sebepleri arasında mineral eksikliği veya fazlalığı da ele alınmış, bu nedenle vücuttaki mineral dengesinin sağlanmasında doğal taşların yardımcı olabileceğinden bahsedilmiştir. Bazı cevhername eserlerinde cevher anlatıldıktan sonra bu cevherlerle hazırlanan eczanın nasıl kullanılacağı ile ilgili tasvirler resmedilmiştir. Doğal taşları bir şifa unsuru olarak kullanabilmek için insan anatomisine ve fizyolojisine vakıf olmak, hastalıkların sebeplerini ve tedavi yöntemlerini bilmek gibi marifetlerin yanı sıra taşları tanımak ve o taşların kullanım alanlarını bilmek de gerekir.
Şifalı taşlardan bahseden eselerden en bilinenlerinden biri, İbn-i Sina’nın Kitâbü’ş-Şifâ adlı eseridir. Eserin doğa ve madenlerin oluşumu ile ilgili olan kısmında, taşların oluşumu ve fiziki yapılarının yanı sıra, insanın doğasına uygunluğu ve şifalı özelliklerinden de bahsedilmiştir.
Kitabü’ş-Şifa eserinde bahsi geçen Lapis Lazuli’nin özelliklerinden biraz bahsedelim;
Lapis Lazuli/Lacivert Taşı
*Göze faydalıdır.
*Tozu ile göze sürme çekilirse göze şifalıdır. (Günümüzde boyar madde içerenleri çok fazla, lütfen dikkat!)
*Siğilleri iyileştirir.
*Bekletildiği su ile saçlar yıkanırsa, saçlar sıklaşıp güzelleşir.
*Melankoli hastalığına faydalıdır.
*Kan basıncını düzenler.
Değerli taşlarla ilgilenen diğer bir Osmanlı yazarı da Yazıcızade Ahmed-i Bîcan’dır. Kendisi Dürr-i Meknun adlı bir eser yazmış ve bu eserin bir bölümünde değerli taşlara sırasıyla yer vermiştir. İncelediği taşlar arasında mercan da yer almaktadır. Tabîb ibn Şerîf isimli bir yazar da yine Yadigar isimli Türkçe tıp eserinde mercanla ilgili bilgiler vermiştir. Derlediklerimizi aktaralım:
Mercan
*Mercan, küçük çocukların boyunlarına bağlandığında, yaramaz gözlerden korur.
*Mide hastalıklarına, zümrüt gibi iyi gelir.
*Mercana bakmak gözü kuvvetlendirir. Kalp hastalıklarının ilaçlarından birisidir; kalp zayıflığını, nefes darlığını yok eder.
*Akan kanları bağlar ve akmayı önler.
*Dalak ve mide yaralarını iyileştirir.
*Mercanı yaksalar ve dişlerin diplerine sürseler, kirini giderir; ak ve berrak eder; diş etlerini güçlendirir.
*Eğer ağu içmiş bir kimseye, buçuk dirhem döğülmüş mercan içirseler, çok fayda eder.
Eski eserlerden toparladığımız bu bilgilerin günümüzde uygulanabilir olması için öncelikle, kullanılan doğal taşların mutlaka işin erbabı güvenilir kişi veya kaynaklardan temin edilmesinin önemi herkesçe malum olmuştur sanıyorum. Sahte taşlar boya veyahut plastik petrol türevleri gibi zararlı maddeler içerebileceğinden, yararından ziyade insan vücuduna zararı olmaktadır.
Şifa yaratandan, okumak bizden. Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle.
Yorumlar