Pili veya fişi olan, tüm atılmış ürünler elektronik atık veya e-atık olarak ifade edilir. Buzdolabı, fırın gibi ısıtma ve soğutma ekipmanları, cep telefonu, oyuncak gibi küçük elektronik eşyalar, çamaşır, bulaşık makineleri gibi büyük elektronik eşyaların kullanılmaz hale gelmesiyle elektronik atıklar oluşur.
Plastik, metal ve cam gibi ana bileşenlerden oluşan elektronik atıklar, klorlu solventler, bromlu alev geciktiriciler, PVC, ağır metaller, gazlar, kurşun, berilyum, cıva ve kadmiyum gibi toksik maddeler içerebilir. Değerli, aynı zamanda toksik içeriğe sahip e-atıklar, lisanslı elektronik atık işleme tesislerine ulaştırılmadığında, içerdikleri toksik maddeler uygun olmayacak şekilde ayrıştırılabilinir. Başka bir sorun ise elektronik atıkların, diğer atıklarla birlikte çöpe atılarak imha edilmesidir. Bu durum geri dönüşüm fırsatlarının kaçırılmasına ve çevre kirliliğine sebep olur.
Ülkemizde yıllık 500.000 ton civarında e-atık ortaya çıkmakta ve bunu sadece %2 -%3 ü geri dönüşüm firmaları tarafından geri dönüştürülebilmektedir. Küresel e-atık izleme raporuna göre yalnızca 2016 yılında, 44.7 milyon ton ‘eski’ elektronik ürün çöpe atıldı. Çöpe giden bu kadar elektronik atığın içindeki materyallerin geri dönüştürülmesi halinde, dünya ekonomisine katkısı 55 milyar Euro olacaktı. Rapora göre en fazla e-atık üreten ülke 7. 211 kilotonla Çin oldu. Amerika Birleşik Devletleri ise 6.295 kilotonla listede ikinci sırayı alıyor. Türkiye ise 177 ülkenin bulunduğu listede 623 kilotonla 17. sırada yer alıyor.1
Elektronik eşyaların düşük fiyatlarla üretilmesi ve yeni ürün satın alma eğilimlerini arttıran teşvikler, bir yandan elektrikli ve elektronik eşya tüketimini arttırırken bir yandan da elektronik atıkların hızla artmasına sebep oluyor.
Hızlı tüketimle ortaya çıkan atık sorununu çözmek isteyen bir çok ülke, çözümü e-atık ticaretinde bulmaya çalışıyor. Bu çözüm yolu, atığı ihraç eden ve alan ülkeler için kısa vadede kazançlı gibi görünse de uzun vadede bir çok probleme sebep olabiliyor. Diğer yandan kendi atık problemini kendi içinde çözemeyen ülkeler, hızlı tüketim sorununu engelleyemiyor ve kişi başı oluşan atık miktarlarında hızlı artışlar görülebiliyor.
Cep telefonlarında olduğu gibi, geri dönüşümü zor olan materyallerle üretim yapılması, kullanım ömrü dolmayan elektronik ve elektrikli eşyaların atık olarak nitelendirilmesi, e-atığın çöpe atılması veya lisanssız toplayıcılara verilmesi pek çok olumsuz sonucu doğuruyor.
Teknoloji zihinlerimizde daima ilerlemeyi çağrıştırıyor. Halbuki bu olumsuz faktörlerin oluşmasını göz önüne alırsak ancak bunları engelleyebilecek çalışmalar, yeniliklerle birlikte gerçek bir teknolojik ilerleme sağlanabilecektir.
1.Beyazıt Kartal “Küresel E-atık İzleme Raporu açıklandı! Türkiye Kaçıncı Sırada? erişim 29 aralık 2020
Yorumlar