“İnsanların seni yanlış anlayarak değerlendirdiklerini gördüğünde, asla hak etmediğin bir zanna veya muameleye maruz kaldığında hemen Allah’ına dön ve Allah’ın senin hakkındaki ilmine müracaat et.” (Hikem-i Atâyiye)
Hak etmediğimiz kötü bir muameleyle karşılaştık belki ama masum muyuz? Akaid bilgimize göre sadece peygamberler masumdur. Onlar bile en yakınları tarafından kötü muamelelere maruz kalmışlardır. Öyleyse ayet-i kerimede buyurulduğu üzere: “Sabır güzeldir.” “Rahatlıkta Allah’ına şükredenin, zorluğa sabretmesi kolaylaşır.” denmiştir.
Bazen de insan, haksız muamelelerden dolayı teveccühünü insanlardan çekerek Allah’ına döner ve öyle feryad eder ki bu durum Allah’a yakınlık vesilesi olur.
İnsanlardan kötü zan ve muamele görüp de, Allah’ın kendi hakkındaki ilmine baktığında şayet durum kötüyse, hatalıysa ve haksızsa Allah’ına boynunu büker, istiğfar eder, dışarıdan nasıl göründüğünden geçer, bunu nazar-ı dikkate almaz. Tabi şayet Allah’ı seviyorsa… Bu da onu Allah’a yaklaştırır ve kalbini serinletir. Eğer yapmadığı bir şeyle itham ediliyorsa yine Allah’ına yönelir, Allah’ın kulunun halini bilmesiyle içi ferahlar. Hiç başkalarına kendini anlatmakla uğraşmaz. Bu sözden şunu da anlayabiliriz ki, Allah katındaki durumum ne diye Allah’a müracaat ettiğinde şayet Allah’ın bunu bilmesi kişinin kalbini tatmine getirmiyor, hâlâ dışarıda cereyan eden hadiseleri, söylenenleri görüyor ve içi serinlemiyorsa onun bu hâli (yani imanın tesir etmeyişi) insanların kötü muamelesinden daha büyük bir musibettir.
İnsanlardan üzüntü görmen, anlayışsızlıklara maruz kalman; her gördüğüne bağlanmayasın, burayı mesken kabul etmeyesin, vatan tutmayasın diyedir.
“Allah’ın senin için istediğiyle senin istediğin ayrı olduğu için bir türlü bu dünyada rahat edemedin. Asla terk etmeyen yegane dost Allah’tır. Ne hatalar ederiz de her samimi tevbeyle hayatımızı yeniler. Tevbe ne güzel binektir, insanı uçurur.” der Hz Mevlana.
Bir kul musibet geldiğinde sövmeden ve söylenmeden evvel Allah’ın bir lütfuna mazhar olduğunu bilmeli. Kendi kulluğuyla alakalı hatası varsa başına geleni hatasına kefaret olarak saymasını Allah’tan isteyebilir, fakat kendi dahli olmadığı halde başına bir sıkıntı geliyorsa bunu lütuf bilmeli. Çünkü Allah muhakkak misliyle karşılığını verecek, bundan dolayı kendisini memnun edecektir.
Yorumlar