Ta’lik hattına yeni bir üslup kazandırarak Türk ta’lik ekolünü kuran hattatımız Mehmed Esad Yesârî Efendi’yi minnetle yad ediyoruz.
Yukarıdaki levhada kendisinin celi ta’lik hatla yazmış olduğu ve Ayasofya Camii’nde bulunan Hasbiyallahû vahdehû “Allah bana tek başına yeter” anlamındaki levhayı görmekteyiz.
Mehmed Esad Yesârî Efendi ta’lik hattına Türk üslubunu kazandırmış olmanın yanı sıra, yazıya olan sevgisi ile engelleri aşmış bir hattattır. Şimdi gelin kendisiyle tanış olalım.
İstanbul’da doğan Mehmed Esad Efendi doğuştan sağ tarafı felçli olarak dünyaya gelir. Sağ elini kullanamaması hüsn-i hatta olan ilgisini, kabiliyetini azaltmamış bilakis sol eliyle yazdığı nice eserlerine kendisine yazılmış takdirin gücüyle imzasını attırmıştır. Solak manasına gelen Yesârî ismini buradan almış ve öyle tanınmıştır.
Mehmed Esad Yesârî o dönemin ünlü ta’lik hattatlarından Şeyhülislam Veliyyüddin Efendi’den hat meşk etmek istediğini bildirir. Fakat Veliyüddin Efendi, Mehmed Esad Efendi’nin sağ tarafındaki kullanamadığı felçli tarafını görmekten onun içindeki şevki ve kabiliyeti göremez ve onu talebeliğe kabul etmez. Daha sonra Yesârî Efendi, Dedezâde Seyyid Mehmed Said Efendi’den yazı meşk etmek istediğini söyler ve talebeliğine kabul edilir. Hocası çalışması için bir meşk örneği verir; çalışır, dersini hazırlayıp getirir. Dedezâde Efendi bu muntazam yazıyı görünce Mehmed Esad Yesârî’nin kopya ettiğini düşünür ve yanında yazıyı tekrar yazmasını ister. Aynı fevkalede güzellikle yazılmış meşki görünce ondaki bu muazzam kabiliyeti sezer. Yesârî Efendi’ye meşk etmesi için yeni yazı dersini verir “Oğlum sendeki bu kabiliyet Allah’ın bir hediyesi çalışırsan muvaffak olursun.” der. Bir süre sonra hocası Dedezâde Efendi icazetini verir. Düzenlenen merasime dönemin ünlü hattatları da katılır. Davetliler arasında kendisine hat dersi vermeyi kabul etmeyen Şeyhülislam Veliyyüddin Efendi de vardır. Mehmed Esad Yesârî Efendi’nin yazılarını görünce kendisinin “Bu çocuğun hocası olmak şerefi bana ait olacaktı, ama bilemedim.” diye hayıflandığı rivayet edilir. Ayrıca Veliyüddin Efendi’nin ondaki bu muazzam kabiliyet için “Cenab-ı Hak bu zatı bizim kibrimizi kırmak için göndermiş.” diyerek takdir ettiği, kaynaklarda geçmektedir.
Gelin Mehmed Esad Yesâri Efendi’nin kaleminden ta’lik hattıyla yazmış olduğu aşağıdaki Farsça beyte bakalım.
Iyd-i cihân ıyd-i tu ferhunde bâd
Sâye-i ikbâl-i tu pâyende bâd
“Cihanın bayramı! Senin bayramın mübarek olsun. İkbalinin gölgesi hep kalıcı olsun.” (Kemâlüddîn İsmail)
Yesârî Efendi’nin yazdığı bu beyitteki mana şöyle bir şeyi hatırımıza getirdi: Güzel (c.c.) için güzel işler yapmak o kimseyi bayram havasında yaşatırken, miras olarak bıraktığı eserler onu kalıcı kılıyordu.
Ta’lik hattının yeni bir üslupla şekil almasına öncülük eden Mehmed Esad Yesârî Efendi, kendinden sonra bunu geliştirmesi için oğlu Mustafa İzzet Efendi’yi yetiştirmiştir. Aynı zamanda evinin bir hat mektebi gibi olduğu ve nice talebeler yetiştirdiği de bilinmektedir. Uğur Derman bunu şöyle nakleder:
Yesârî pek çok kimseye yazı öğretmiştir. Ne kadar çok meşk yazdığını şuradan anlamalı ki, ta’lik kağıdı imalatçısı Kadri Usta, meşk günleri kapıda oturup gelenlere meşk kağıdı satmakla geçimini temin edermiş. Aynı günlerde is mürekkebi, kamış kalem ve kalemtıraş satanların da bu eve geldikleri anlatılmaktadır.
Eserleri arasında Türk hat sanatına kattığı yeniliklerden başka, oğlu Mustafa İzzet Efendiyle birlikte yetiştirdiği nice talebelerini nesillere miras bırakmıştır. Çok sayıda levha, kitabe yazıları bulunmaktadır. Belki de bizim için en önemli eseri, azmin ve sevginin gücüyle bahşedilen kabiliyeti doğru yerde, doğru niyetle, sabırla kotardığında ortaya çıkan hayat dersinin kendisidir.
Mehmed Esad Yesârî Efendi 20 Aralık 1798 yılı, hicri 12 Recep 1213’te vefat etmiştir. Fatih’in Gelenbevi semtindeki Tûti Abdüllatif Efendi Medresesi’nin haziresine defnedilmiş fakat 51 yıl sonra oğluyla birlikte kabirleri, genişletilen yolun altında kaldığı için kaybolmuş. Mezar kitabeleri ise Fatih Cami haziresine götürülmüştür. Rahmet olsun.
Kapak fotoğrafı: Süleyman Berk.
Kabirlerine bile sahip çıkamamak ne kadar kahredici. Kendi adıma çok teşekkür ediyorum. Yazılarınızla güzel bilgilerden istifade ediyoruz.