Sosyal

Hayatımızdaki Bulaşıklar

0

Sizlere güzel bir pazartesiden yazıyorum bunları. Sıcağın, işlerin, çamaşırların, bulaşıkların, ekmek parası kazanmanın ve çocuk ihtiyaçlarının hatta insan olarak kalabilmenin zorluğu içerisinde yorulmuş zihinlerimizin yükünü paylaştığımızı bilmenizi umarak yazıyorum. Sanki uzayan, içerisinden çıkılmayan bir girdapta savrularak oradan oraya koşuşturuyor gibiyiz. Aklımızda, gönlümüzde nereden nereye doğru gittiğimizin ayırdında olmamanın verdiği bir bulanıklık. Sanki ruhumuz erimiş, etten ve de kemikten bir kütle olarak kalakalmışız. Var olabilmek ya da var kalabilmek için didinip dururken ne olduğumuz konusunda zihinlerimiz de bir hayli karışmış gibi.

Bizim tüm aksaklıklarımıza, tüm yolda kalmışlıklarımıza rağmen hayat durmaksızın akıyor. Bir sürü yeni şey hayatımıza girerken bir sürü şey de “eski”miş oluyor. Biz de bu süreğen zaman içinde yenilere talip oluyor elimizdekilerin eskimiş olduğuna inanıyor ve daha yenilere göz ucuyla bakarak henüz ulaşamamış olmanın endişesini taşır oluyoruz. Bu devridaim bizi yeni sorumluluklar ve roller ile tanıştırdıkça mutlu oluyoruz.

-Belki kendimize değer biçme biçimimiz budur, insanların bizi belli işlerde tercih ediyor olması.

Başta güzel olan bu tanışıklıklar kabımızı gereği kadar büyütmemişsek zamanla bizi dolduran şeyler olmaktan çıkıyor, bizden taşarak kabımızın dışını kirleten bulaşıklara dönüşüyor. Bu bizim ulaşmak istediğimiz sorumluluklara ya da rollere kötü demek değil tabii ki. Ancak nelerin bizim ve bize dair olduğunu fark edip işleri düzene koymaya çalışmak lazım.

Toplumda birey olarak çeşitli roller üstleniyoruz. Sahip olduğumuz toplumsal rollerin bizi mükemmel insan olarak görme hevesiyle yorduğunun farkındayız ve aynı zamanda buna talibiz. Bunlardan birini ya da birkaçını bırakma cesaretimizin dahi olmadığını biliyoruz. Bir yapma cesareti yoksunluğu belki bu, belki mükemmel görünme hevesiyle oluşturduğumuz tabiri caizse maymun iştahlılık, belki de bizi olduğumuzdan daha iyiye taşıyacak potansiyelleri bir araya getiren sebepler silsilesi.

-Bilmiyorum.

Hayat boyu karşılaştığımız roller, iyilik ya da kötülükler bizim onlara nasıl denk geldiğimizle alakalı olarak şekilleniyor. Ne bir aracı kullanabilmek ne bir program sunuyor olmak ne de bir anne baba olmanın salt olumlu ya da olumsuz bir yönü var. Bu fiiller bizim kabiliyetlerimizle birleşerek ortaya çıktıklarında bizim için anlam ifade eden bir bütüne dönüşüyor. Bu bütün içerisinde bizim hoşlanmadığımız, bize hüzün veren bir anlam ortaya çıkıyorsa bunu fark edebilmeli, onarma gayreti içerisinde olmalı yahut o eyleyişi farklı bir yön ile değiştirmeli, dönüştürmeli, kendimizi hayata kazandırmalıyız. İyi veya kötü yönlerimiz üzerinde sevinç ya da üzüntü duymamızı gerekli kılacak şey hayatı umursuyor oluşumuz ve onu yaşanılacak bir ömür haline getirme çabamızdır. Varlığımız üzerindeki bu hayırlı çaba rahmetin bizi kuşatması, “iyi olana yakınlaşma ve kötülükten men etme” gibi bir ahlakı kendi üzerimizde uygulamaya çalışma şeklinde okunabilir.

Ağustos benim için bu işlerin tam da vaktidir. Sene benim için Ağustosta tamamlanır yeni sene Eylülde başlar. Vakit muhasebesi, bir genel temizlik mevsimi gibi. Birlikte bu seneye güzel niyetlerle başlayalım. Mutluluğu sürekli yakalama hevesi yerine memnuniyet duygusuyla hareket etmeye çalışalım. Hayatın bize biçtiği rollerin hangisi bizim işimizse onu doğrultmaya ve istikamette tutmaya çalışalım. Bu rollerden hangileri bizim maymun iştahlılığımıza ve hırslarımıza hizmet ediyorsa o konuda kabımızın dışındaki bulaşıkları yıkayalım. Durulup sadeleşelim. Ve yeniden Bismillah deyip işe koyulalım.
Ne derler bilirsiniz,
Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.
Ve de batıp çıkamayanların.
Ve de gönlü kırıkların, kırgınların.
Kendisini sevip çokça ananların.
Hepimizin. Ne güzel yardımcıdır O.

-Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
Yürüsem rahmet boşanacak.

Tuğba Tan
Tuğba Tan M.Ü İlahiyat Fakültesi mezunu, öğretmen. İlgi alanları: Türk İslam Edebiyatı, tasavvuf tarihi, dini musiki, köy hayatı ve komşuluk ilişkileri.

Allah’a Yakınlık

Önceki içerik

Balkanlarda Camiler

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir