Teni siyah, cemâli nurlu Bilal
Cismi köle, ruhu hür Bilal
Kızgın çölde kayaların altında
“Ehad! Ehad!” zikriyle, sesi gür Bilal
Yeni bir din geldiğini duyunca hidayet nuru kalbine doğan, “Ben nasıl müslüman olurum?” diye Hazreti Ebubekir’e (r.a.) soran, hiç vakit kaybetmeden İslam ile şeref bulan Habeşli Bilal.
Müslüman olduğunu açıkça ilan eden ilk sahabelerin arasına dahil olan, işkencelerin yıldıramadığı, siyahî teniyle kızgın kumlara meydan okuyan Bilâl bin Rebah Hazretleri.
Doğduğu kabilede Umeyye b. Halef’in kölesi olarak yaşamak düşmüştü kaderine. Annesi de o kabilede bir cariye idi. Onlar emre itaat etmeyi hayatta kalmanın bir parçası olarak kabul etmişlerdi.
Allah Mekke’yi son Peygamberin güneşiyle aydınlatınca, yüzünü güneşe döndü Bilal. Doğduğundan beri köleydi, kul olmayı seçti. Artık sadece yaratan, yaşatan, rızık veren Allah’a itaat edecekti.
Bundan rahatsız olan efendileri zalimce işkence ederken O; kainatın yegâne sahibinin ismini kalpten gelen bir ritimle “ehad, ehad, ehad..” diye zikrederek tevhidin verdiği hürriyetin lezzetini doyasıya yudumluyordu.
Efendileri çıldırdı. Lat ve Uzza dedirtmek için ağır işkenceler yaptılar. “Bunlara dilim dönmüyor” diyen Bilal’in boynuna bir ip takıp, çoluk çocuğun eline verip şehrin sokaklarına saldılar. İnsanlık zemininden uzaklaşmış bedenler, hırslarına yenik düşmüş ve geçici dünya menfaatlerini ahirete tercih etmişlerdi.
Oysa Bilal-i Habeşî İslam tarihine adı silinmez harflerle yazılı kahraman oldu. Kahır çekti, Allah (c.c.) ona eman duygusu verdi. Cesareti ve imanda sebatıyla, acılara göğüs germesiyle ikramlara mazhar oldu. Hem de ne acılar…
Efendisi Ümeyye bin Halef, kavurucu çöl sıcaklarında Bilal’in sırtını, güneşin altında alev topu haline gelmiş kızgın taş ve kumlara sürterek yaktırır, inkara zorlardı.
Bilal her seferinde “ehad!” derdi.
Merhamet yoksunu, kalbi mühürlü, zalim efendisi hırsını alamaz, ağzına güneşte kurumuş, taşlaşmış bir lokma et verdikten sonra, göğsüne büyük bir kaya parçası koydurur ve şöyle yemin ederdi:
“Andolsun ki; sen ölmedikçe, yahud Muhammed’i ve Onun dinini inkâr ve reddederek Lât’a, Uzzâ’ya tapmadıkça bu azabı üzerinden eksik etmeyeceğim!”
Hazret-i Bilâl, kulluk lezzetini tatmış, ölümün bir son değil ebediyete açılan bir kapı olduğunu anlamış, ruhunu Allah’a teslim etmiş olmanın hazzıyla var gücüyle tekrar ederdi;
“Ben, Lât ve Uzzâ’yı kabul etmem. Allah birdir! Allah birdir!”
Bu sözleri duyan Ümeyye bin Hâlef çileden çıkar, Hazret-i Bilâl’i bazen yirmi dört saat aç ve susuz bırakırdı. İşkencesini kat kat artırırdı. Tâ ki Bilal bayılıp kendinden geçinceye kadar… Sonra da çekip giderdi. Hazret-i Bilâl bir zaman sonra kendine gelirdi.
Allah Resûlü Hz. Muhammed (s.a.s.) Bilal-i Habeşî’nin ne halde olduğunu Hz. Ebubekir’e sık sık soruyor, durumuna çok üzüldüğünü ifade ediyordu.
Cömertlikte zirve, ahlâk-ı Resûlullah’ın ahlakına yakın yâr-i gar Hz. Ebubekir Efendimiz, Bilal-i Habeşî’nin azad olmasını diliyordu. Bir gün Ümeyye b. Halef’e:
“Sen hiç Allah’tan korkmaz mısın? Bu zavallıya daha ne zamana kadar işkence edeceksin.” diye çıkıştı.
“Onun inancını sen bozdun, kurtulmasını istiyorsan, onu satın al da kurtar.” diye cevap verdi Ümeyye!
Hz. Ebubekir (r.a.) değil Ümeyye’nin talep ettiği ücret, bir Müslümanın hür olması için her şeyini feda edebilecek makamdaydı. Ne istiyorsa verdi ve Bilal b. Rebah Hazretleri Resûl-i Ekrem Efendimizin şefkatli kucağına koştu.
Hazret-i Bilâl’i alan Ebû Bekir’e (r.a.) Peygamber Efendimiz,
“Yâ Ebubekir, onun üzerinde bir hakkın olacak mı?” diye sorunca
Hz. Ebubekir,
“Hayır, yâ Resûlallah, Onu azâd ettim.” diye cevap verdi.
Çünkü insan hür yaratılmıştı. Hz Ebubekir kölelik çarkını işletenlerin aklının almayacağı bir eylemde bulunuyordu. İnkar edenlerin bilmediği bir şey vardı:
Köleyi azad eder İslam
Kula kulluk ettirmez İslam
Mal saydırıp biriktirmez İslam
(Haftaya yazımızın devamı yayınlanacaktır.)
Nasıl güzel bir yazı okurken aktı satırlar su gibi içtm sanki. Kaleminize sağlık
Yüreğine sağlık çok güzel olmuş okudukça bilgileniyoruz Allah senden razı olsun
Eyvallah, sağolun. Eksik olmayın
Eman vermek nedir bilmiyor musum merak ettim
emniyet hissi, güven vermek manalarında.. ilginize çok teşekkür ederim
Sayenizde bildiklerimi hatırlayıp bilmediğim nice şeyler öğreniyorum. Kalplere tesir ediyorsunuz. Allah razı olsun….
😢😢
Kalemine sağlık kıymetli hocam her seferin göz pınarların akmasiyla okuyorum yazılarınızi Rabbim ilminizi daim eylesin inşallah hocam heycanla Haftayı bekleyeceğim inşallah 💐❤
Ümmetin yıldızlarını yazarken bendeniz de gözyaşlarıma mani olamıyor, kalemi bırakmak zorunda kalıyorum çoğu kez. Sizlerle aynı hissiyatı paylaşmak ise mutluluk verici. elhamdulillah.
ALLAH razı olsun.Esra hocam ❤️
Kalemine sağlık kıymetli hocam her seferin göz pınarların akmasiyla okuyorum yazılarınızi Rabbim ilminizi daim eylesin inşallah hocam heycanla Haftayı bekleyeceğim inşallah 💐❤
Gözyaşlarıniz rahmet vesilesi olsun inşaallah..
Kaleminize sağlık
🤲🏻
Her okuduğumda Bilali Habeşi’nin hayatını duygu içersinde oluyorum.Çok güzeldi.Esra hocam Allah razı olsun❣️
Oyle derin hisler uyandirdi ki yazdiklariniz.. allah binlerce kez razi olsun insallah
Ornek almamiz gereken sahsiyetleri bize hatirlattiginiz icin allah sizden razi olsun hocam
Allah razı olsun Esra hocam
Çok güzel yazmışsınız Esra hanım devamını bekliyorum merakla Allah razı olsun
Beni derinden etkilerdi hz bilal ama okadar güzel yazmışsınki Allah senden razı olsun eline kalemine güç versin Rabbim
Eyvallah.. Biraz olsun hissiyatı paylaşabildiysek ne mutlu.
Allah razı olsun Esra hocam çok güzel di okudukça güzel şeyler öğreniyoruz🌸🌸🌹🌹
Allah razı olsun esra hocam🤲 🌹 biz daha aksi giden durumlara sabredemezken nasıl güzel yürekler aşk ile sabrettiler
Toprağın altında Rasulullah (s.a.v) yatarken, ben toprağın üzerinde yürüyemiyorum…! (Bilal-i Habeşi) (r.a) Bu ne güzel imandır Yarab. 😥 Yüreğinize sağlık güzel hocam.
Allah Razı Olsun Esra Hocam.Kaleminize gönlünüze sağlık❤❤❤
Okuyanlardan da Rabbim razı olsun
Sesiyle gönülleri fetheden Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olmuş “Ferihnâ ya bilal” kelamının muhatabı, ezan-ı muhammediyeyi ilk okuyan müezzin Hz. Bilal…
Ancak bu kadar güzel yazılabilir anlatılabilirdi. Devamını inşallah bekliyoruz.
Kaleminize sağlık Esra Hanımefendi.
Rabbim, cennetinde Hz Bilal efendimize komşu eylesin sizleri…
Allah razı olsun. Sizi de inşaallah.
Allah bu güzel kıssadan nasiplenmek nasip etsin, ruhumuza dokundu ..ne kadar az bedeller ödüyoruz islâm için, nice Bilâller gelse dünyaya .. nice ebubekirler gelsede azâd etse içimizdeki şeytani arZuları..
Güzel kaleminizden bir de Kerbela yı okuyabilirmiyiz
İnşaallah. Cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in (r.a.) hayatlarını yazarken Kerbela bölümünü de yazarız. Rabbimin izniyle..
Allah (c.c.)razi olsun inşâallah…
Amin. Cümlemizden
Okurken bildiklerimizin gözlerimiz önünden geçtiğini ve imkansızların olabileceğini tekrar anlamış olduk. Aynı zamanda da zulümün de bitebileceği şuuruna tekrar vardık. Allah razı olsun. Kaleminize yüreğinize sağlık
Rabbimiz hikmetle bakmayı nasip etsin.. Okuyan gözlere sağlık..
Kaleminize size güç kuvvet versin rabbim❤️Devamını okuyana kadar dilimde kalacak ehad…🥺😢
Devamında gözyaşları var, ayrılık var..” Ferahna” diye seslenen Resule hasret var 🙁