Çerağ
Âb-ı Hayat

Hz. Zeyd: Başkumandan

7

Mûte Destanını yazan üç büyük kumandandan birincisi Zeyd b. Hârise idi.

“Zeyd şehid olursa, yerine Câfer bin Ebî Talib geçsin! Câfer şehid olursa, yerine Abdullah bin Revâha geçsin! Abdullah da şehid olursa, Müslümanlar aralarında münasib birini kendilerine kumandan seçsin!”

Resûl-i Ekrem (s.a.s.), Mûte Savaşı için orduyu yola çıkarırken sancağı Zeyd’e vererek, “Eğer Zeyd şehid olursa sancağı Ca‘fer (b. Ebû Tâlib) alsın, o da şehid düşerse Abdullah b. Revâha alsın” demişti. Üç sahâbî de bu sıraya göre şehid oldu.

Mûte Savaşı’nda Peygamberimiz üç kumandan tayin etmişti orduya, bu nedenle “Ceyşü’l-ûmera” da denir.

Resûlullah’ın (s.a.s.) bu emrinden sonra hazırlanıp Peygamber sancağını dalgalandırarak düşman ordusuna yönelmek, ilk önce başkumandan Zeyd b. Hârise’ye nasip olmuştu. Mücahitler de onun ardından cihad meydanına yürüdüler.

Ashap henüz ordu yola çıkmadan Allah Resûlü’nün üç kumandan tayin etmesinden çetin bir savaşa gideceklerini anlamışlardı. Orada bulunanlar ashabın kıymetlilerinden Zeyd, Cafer ve Abdullah’ın şehit düşeceği iması bulunan nebevi mesajı doğru anlamış, “ne olurdu biraz daha kalsalar ve biz onlardan istifade etsek” demişlerdi. Ancak Allah Resûlü cevap vermeyip, susmuştu. Onun suskunluğundaki şehadet haberi orada bulunanları gözyaşlarına boğmuştu.

Üç bin mücahit, Zeyd b. Hârise’nin ardında şehadete koşmuştu. Şehadet susuz kalmış ruhun suya kavuşmasıydı onlar için.

İki yüz bin kişilik düşman ordusu içinde dağılır gibi oldular bir anda. Her bir Müslüman şehadet umuduyla yiğitçe savaşıyordu. Zeyd b. Hârise ön saflarda savaşırken aldığı mızrak darbeleri sonucu şehadete erişti.

Pek çok erdemle dolu bereketli bir hayatı yaşadıktan sonra ellili yaşlarda şehit olarak bu dünyadan ayrılması da o bahadır insana Yüce Allah’ın özel bir lütfudur.

Kısa bir ömre kaç gaza, kaç sefer sığdırdı? Ardında “O, Allah’ın ve Resulü’nün dostudur” nidalarını bıraktı. Usame b. Zeyd; cennet hanımefendilerinden biri olan Ümmü Eymen’le evliliğinden doğan mirasıydı. Kölelikten kumandanlığa ve dahi kumandan babası olmaya varan nurlu bir yolculuktu onun hayatı.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.) Hz. Zeyd’in şehâdet haberini Medine’de ashabına göz yaşları içinde bildirdi ve şöyle dua etti:

“Allah’ım, Zeyd’e mağfiret et! Allah’ım, Zeyd’e mağfiret et! Allah’ım, Zeyd’e mağfiret et! Allah’ım, Ca‘fer’e mağfiret et! Allah’ım, Abdullah’a mağfiret et!”

Sa‘d b. Ubâde, ölülerin arkasından ağlamayı yasaklayan Resûl-i Ekrem’in Zeyd için gözyaşı dökmesini garipseyince Resûl-i Ekrem şunları söyledi:

“Bu sevgilinin sevgilisine olan özlemidir. Zeyd’e istiğfarda bulunun, o cennete girmiştir ve orada koşmaktadır”

Hayat Pahalı!

Önceki içerik

7 Yorum

  1. Kaleminize sağlık hocam Allah razı olsun💕

  2. Allah razı olsun 🌸

  3. Allah razı olsun 🌸 emeklerinize sağlık

  4. Şehadet , susuz kalmış ruhun suya kavuşmasıydi onlar için…Rabbim dili Hak ta sabit , kalemi güçlü olanlardan eylesin sizi

  5. Ne mubarek bir hayat

  6. ❤️❤️

  7. Kaleminize sağlık hocam

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir