Yazıyorum yazıyorum Amerika’yı kötülüyorum. Bir kişi de çıkıp demiyor ki “E kardeşim o kadar sevmiyorsan dön memleketine!” Ben okusam bu köşeyi böyle düşünürdüm. Yaşadığı, ekmeğini yediği yeri kötülemek… Çok da hoş gözüktüğünü söyleyemeyeceğim.
Allah, burada ekmek yemeyi yazmış, biz de buradayız. Memleketten de uzak olunca insanın duyguları daha bir depreşiyor, gördüğüm en ufak bir olumsuzluk gözüme batabiliyor. Hal böyle olunca da verip veriştiriyorum.
Bet diyor ki Amerika’da insanlar çok bireysel, gurbetçilerden biliyoruz ki Avrupa ülkeleri aşırı milliyetçi, kaldı ki müslüman olmayan bir ülkede yaşamak zaten oldukça zor.
Bugüne kadar Türk insanının içine kapanık oluşundan şikayet ettik. Şimdi öteki “medeni” ülkeler hakkında yine olumsuz görüşlere bakıp geri durup kabuğumuzda yaşamaya devam mı edeceğiz?
Elbette hayır.
Sen kendini tanıtmazsan bir başkası senin yerine bu görevi üstlenir. Sen kabuğuna çekilir, pasif ve sessiz durursan senin yerine başkaları konuşur.
Bakınız güzel ülkemizin hocalarından birinin yerinde bir tarifi var, diyor ki “Tarihi Fenerbahçeliler yazsaydı Osmanlı’yı Galatasaray yıkmış olurdu.”
Teknolojinin böylesine ilerlediği, meydana gelen bir olayın saniyesinde bütün dünya ile paylaşılabildiği bir çağda “Başka ülkenin adamına kendimi tanıtmak için o insanların ayağına gitmeme ne lüzum var?” diye düşünebilirsiniz.
Biz kendimizi klavye başında, ekran karşısında anlatmaya çalışırken, bizi kötüleyen adam da aynı kaynakları kullanıyor. Dolayısıyla bizi tanımaya çalışan insan, bizimle ilgili her türlü habere aynı kaynaklardan ulaşıyor. Bu noktada kim daha ikna edici aktarıyorsa tezini, onun sözü geçerli oluyor.
Hakkımızda türlü çeşit haber dönerken bir başka ülkenin toprağında ispat-ı vücut ettiğimizde, oranın insanı için elle tutulur kanlı canlı bir haber ve bilgi kaynağı oluyoruz. Bulunduğumuz yerdeki komşumuzun ve arkadaşımızın gözünde güzel bir resim çizdiğimizde, daha önce duydukları haberler, okudukları malumatlar ne kadar nahoş da olsa “Ya bu adam hiç Türk gibi değil…” veya “Müslüman ama terörist gibi gözükmüyor…” şeklinde düşünüyorlar. Bu sayede medyanın o güne kadar kafalarına kazıdığı kalıplaşmış imajlar çatırdıyor.
Haftaya…
Dini, milleti anlatmak için toparlanın göç ediyoruz!
Yorumlar