Âb-ı Hayat

Mâsiyet

0

“Sonucu mahviyyet ve boyun eğiş olan bir günah (mâsiyet), izzet ve mağrurluğa yol açan ibadetten evlâdır.” (Hikem-i Atâiyye, 99. Hikmet)

Burada Atâullah el-İskenderî’nin günah karşılığında seçtiği kelime, metnin orjinalinde “mâsiyet” olarak geçiyor.

İsyan etmekten türeyen bir kelime olan mâsiyet; başkaldırmak, haddi aşmak, helal ve haram sınırlarını çiğnemek, Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelmek anlamlarına gelir.

Sonu muhakkak zillet olan mâsiyetten Allah kullarını ayetleriyle sakındırmıştır. Bazı büyük günahlara had cezası uygulanırken; haddi aşarak yapılan dedikodu ve iftira gibi diğer bazı büyük günahların cezasının helalleşilmediği takdirde bu dünyada kesilmeyip ahirete tehir edilmesi, durumun ayrıca vehametini gösterir.

Baştaki söze dönersek; bir ibadet düşünelim ki insanın kendini beğenmesine, kendinde izzet görmesine ve kibirlenmesine sebep oluyor. Bunun, ibadetten maksat olan kullukla nasıl alâkası olabilir?

Diğer bir günah da düşünelim ki kolay kolay bükülmeyen boynu büküyor ve kişiye mahviyetini hatırlatıyor. Kabahatini anlayan bu kişi tövbe ile kurtularak değişebilir. Diğeriyse Allah’a, Allah’ın ibadet taâtini kullanarak, gurur ve kibirle baş kaldırmış oluyor.

Kendini beğenmeye götüren ibadet kılığındaki mâsiyettense, boynunu büktüğün bir mâsiyet daha hayırlıdır sözüyle Atâullah el-İskenderî Hazretleri kulluğun özünü bir daha nazarlarımıza veriyor.

İmam Rabbani Hazretleri de iyiler de kötüler de iyilik yapar fakat yalnız sıddîklar mâsiyetten sakınır diyerek kâmil imana ulaşabilmenin ancak mâsiyetten uzaklaşmakla gerçekleşeceğini tembihliyor.

Ev Bitkileri Havayı Temizler mi?

Önceki içerik

Galata Mevlevihânesi ve Arap Camii

Sonraki içerik

Yorumlar

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir