Sosyal

Öz Hakiki Koç

3

On dört sene boyunca eğitim sektöründe çok farklı görevlerde bulunduktan sonra aldığım bir karar ile kurumsal hayata elveda deyip kendi yolculuğuma çıkmaya karar verdiğimde bildiğim, inandığım ve bundan sonraki iş hayatımda hedeflediğim tek bir şey vardı: İnsana dokunmak. Bu çok geniş kavramın bir ucu maşribten bir ucu mağripten görünse de muhakkak bir yerinden yakalayacağıma emindim ve gerçekten öyle de oldu.

Uzun süredir hem görsel hem de sosyal medyada çok duyduğum “koçluk” eğitimini almak için ordaydım. Kalemim kağıdım hazır not almayı beklerken eğitmen bir soru ile karşıladı bizi: “Bir yerden başka bir yere güvenle, sağ salim taşınılan en kıymetli varlık nedir sizce?”

Herhalde oturup hiç enine boyuna düşünmemişliğin verdiği donakalmışlık ile cevap yankılandı kulaklarımda “insan” diye. Evet  koskoca ve eşsiz kainatın uğruna yaratıldığı, âlem içinde âlem olan benzersiz bir yapıya sahip bu değerli varlık insandı. Sendin, bendim, kapı komşumdu, her gün “günaydın” dediğim öğrencilerim, annem, babamdı. Bir eğitime “evet, sen en değerli varlıksın” diye başlamak benim için çok önemliydi. Madem ki insana dokunmaktı en büyük emelim tam da doğru yerde değil miydim? Hiç tartışmasız kocaman bir evetti bu sorunun cevabı. İşte benim “koçluk” maceram tam da böyle başladı.

İngilizce öğretmeni olduğum için terminolojiye aşinaydım ama “coaching” kelimesinin etimolojisini yani kelime kökünü daha önce hiç araştırmamıştım. Kelimelerin kökleri de tıpkı insanlar gibidir, olağanüstü hikayeleri vardır. Bizim “koçluk” kelimesinin hikayesine gelince evvel zaman içinde kalbur saman içinde 15. yüzyıl Macaristan’ında Koçki adında bir köy varmış. Bu köyde atlar tarafından çekilen taşıma arabaları üretilirmiş. Bu işte o kadar iyilermiş ki ünleri tüm dünyaya yayılmış ve bir çok ülkeye üretim yapar hale gelmişler. Uzun mesafelerde insanların rahat yolculuk yapmasını sağlayan bu atlı arabalar zamanla üretilen köyün adı ile özdeşleşmiş ve işte bildiğimiz “koç” kelimesi bu topraklardan çıkıp günümüze kadar ulaşmış.

İngilizcede “coach”, bizim kendi dilimizde “otobüs” olarak sıklıkla kullandığımız “şehirler arası yolculuk yapan” anlamını alır. Bu kelime Türkçeye aynen okunduğu gibi girmiştir; zihninize memleketinizde çok ünlü olan otobüs firmalarının ismi çoktan gelmeye başlamıştır bile. Şimdi burada söylersek reklama giriyor olabilir bu sebeple sizi beyin fırtınası ile baş başa bırakıyorum isimleri düşünmeniz için.

Koçluk kelimesinin günümüzdeki anlamı ile kullanılması ise bambaşka bir hikaye. Onu da size bir sonraki yazımda anlatmayı, bu mesleğin gerçek dinamiklerini, etiğini ve hayatta bize her alanda nasıl yardımcı olabileceğini sizlerle paylaşmayı umut ediyorum.

Bu yazılarımla sizlere yolculuğunuzda her şeyden önce çok “kıymetli” olduğunuzu, zerreden küreye her insanın ve sizin özel olduğunuzu çünkü Allah eli ile yaratıldığınızı hatırlatmaya gayret edeceğim.

Şimdi benimle bu yolculuğa var mısınız?

1001 Gece Bağdat

Önceki içerik

3 Yorum

  1. Yüreğinize sağlık 🌹

  2. Varım diyordu..
    Umarım yazılarınızda ‘koçluğun’ fakire bu denli cezbedici gelmesinin cevabını da bulabilirim 🙂

  3. Varım tabii

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir