Elhamdülillah Receb ve Şaban aylarındaki duaların bereketi, Allah’ın lutfu ile Ramazan ayımıza kavuştuk. Hayatımız, Ramazan’ın mağfiret güneşinin nurları ile aydınlanarak devam etmekte.
Ramazan’ın rahmeti öyle geniştir ki, toplumda dinden en uzak, çevresinden dini adına bir şey duymamış, öğrenmemiş insanlar dahi Ramazan’dan haberdardır. Oruç, teravih, sahur denildiğinde “Bunlar da ne?” diye sormazlar. Bunda Ramazan’ın kuşatıcılığının yanı sıra, bizden önceki nesillerin Ramazan’a ait değerlerin toplumda her daim yaşanması adına sağladıkları çaba önem arz etmektedir.
Öyle bir fırsattır ki, bu fırsatı ancak kendini zorla mahrum bırakanlar kaçırabilir; yoksa bıraksak Ramazan’ın kendisi bizi fıtratımıza, fıtr bayramımıza ulaştıracak.
Ramazan denilince orucun farz olması yani ilmihal boyutu, aile içinde pedegojik etkisi, toplumda kaynaşmaya ve birlik ruhuna vesile olması, Kur’an’ın bu ayda inmeye başlaması gibi birçok konu hakkında konuşulabilir. Fakat biz Ramazan’dan günümüzün zihin dünyasıyla bahsedeceğiz.
Bir Ramazan daha geldi gidiyor, peki bana ne yapıyor? Hadis-i şerife baktığımızda anlıyoruz ki bu ay sadece zarar etmemekle ihya edilebilecek bir şey değil, durum ciddi. Buradan korkulacak ya da ümitsizliğe sevk edecek bir şey anlaşılmasın sakın. Yani rahmet o kadar geniş ki neredeyse sadece ayın adını hatırlayıp bir an hatırını sayana Allah’ın rahmeti vaad ediliyor. Aslında en temel mesele yine ‘biz’; yine aslımızı bulmak, yaratılış amacımızı gerçekleştirmek. Ramazan buna öyle hizmet ediyor ki, neyi nasıl yapacağını nereden başlayacağını bilemeyen insanı bile sadece bu aydaki haliyle alıyor bayrama çıkartıyor. Peki bayram ne bayramı; fıtr yani fıtrat bayramı.
Bakın bugün sosyal medyasından, tvsine, kişisel gelişiminden, hayatta başarılı olma, mutlu olma adına anlatılan ne varsa bizi hep kendini bul, kendini keşfet gibi sözlerle yönlendiriyor. Hatta basit maddi metaların bile reklamlarında bize kendimizi buldurması vaad ediliyor. İtiraf edelim bunlardan medet umduğumuz da olmuyor değil. Demek ki bu insanın özünde ihtiyaç duyduğu neredeyse her sahada ilgisini çeken bir mevzu kendini bulmak.
Şimdi Ramazan’ımıza dönelim. Ramazan ayı kendimizi, ömrümüzü, evvelimizi ahirimizi hepsini gözden geçirip inanarak teslim olduğumuzda bize başka hiç bir şeyin yapamayacağı bir şeyi müjdeliyor; cevherimize fıtratımıza kavuşmayı. Müjdeyi kabul eden, elbette öyle, amennâ diyen müslümanlar dahi bunu kendi Ramazan’ımıza tatbik edebileceğimizin hayalini kurmuyor.
Son iki Ramazan’dır çok farklı zamanlardan geçiyoruz. Sanki Ramazan Asr-ı Saadet’ten beri insanlar üzerine görevini yaptı; Ramazan’ı yaşarken çok güzel adetler, gelenekler oluşturdular. Ramazan’ın güzelliklerini nesilden nesile aktardılar. Bu Ramazan’ın önce insanı inşa etmesiyle oldu. Her sene böyle hayatın içinde insanı güzelleştirmesiyle devam etti. Sonra öyle zor zamanlar oldu ki o güzellikler sayesinde İslam âlemi Ramazan’ın insanı güzelleştirdiğini hiç unutmadı. Fakat bunlar asl olanın yerine geçip insanı inşa kısmı unutuldukça elimizden gittiler.
Hani diyorlar ya büyük reset:) Belki de Allahu âlem bir reset var, evet ama bu tüm dünya ve İslam âlemi için yaratılışın, varoluşun hikmeti üzerine düşünerek, Ramazan’da da asl olduğu üzere insanın cevherini bulup, fıtratıyla bayram etmesine hizmet eden, alıştığımız rutinlerin elimizden alındığı bir süreç. Kendimize dönüp bakmak ve ne bulacaksak orda bulmak artık bir mecburiyet oldu. Aslında bu da bir lutuf ve fırsat değil mi?
Ramazan’a inanalım ve bayram edelim. Belki de önümüzdeki Ramazanlar tüm nesillere aktaracağımız güzellikleri bizlerin hem devam ettirdiği hem de güzellikler ekleyerek hizmet ettiği Ramazanlar olur. Ramazan ümmetin ayı, birbirimizin kıymetini daha iyi anladığımız şu günlerde birbirimize dua edelim. Ne için mi? Fıtratımızla buluşup ümmet safında yerimizi alabilmemiz, hep birlikte bayram edebilmemiz için.
Not: Görselde Mescid-i Aksa fotoğrafı kullandık. Çünkü ümmetin ayı bu ay. Ümmet olmak denilince ümmetin haremi Mescid-i Aksa’yı hatırlamasak olmazdı. Ne Aksa’sız ümmet ne de ümmetsiz Aksa olamayacağını idrak etmek ümidiyle. Hepimizin bayramı gerçek ve mübarek olsun.
Yorumlar